Zatına layık şekilde hamdu sena Allah'a, sınırsız salat ve selam yüce Resulullah'a

BAŞTAN SONA..

İzahı, baştan sona dönüş. Başında tarifi mümkün değil. Yaşanmadığının delili yok ama yaşayanların sözleri de inanılır gibi değil.

Bir iddia var. Yaşayanlar olmuş. Sonundayken başını hatırlatan mantık. İzahı içinde saklı bir sır.

İzahı dile gelseydi; söyleyenin başından sonuna kadar varlığı gerekirdi. Aksi mümkün olsaydı, aşk diyemezdik...

FİZİK AŞKINA

Her şeyin başladığı noktaya gitmeliyiz önce. Evveline. Kabiliyet için ne zaman var ne de mekan . Hangisinin önceliğinin kavramsallaşmaya başladığı an olsun şimdi.

Bir elektron gerekiyor bize. Çekirdek şu an için mümkün değil. Protonun oluşumu için gerekli enerji, elektronun bağlanma gücünde. Ancak o olursa enerji var. Kıyamet o ayrılınca kopabiliyor. Atom bombasını başa döndürmek gibi düşün. Işık yıllarınca beklemek zorunda değişin inan. Cern'de de aynısını yapmaya çalışıyorlar, baştan başlamak adına. Halbuki kaybedemediğini var edemezsin. Aşk ise hiç kaybolmadı. Kaybolursa şayet kıyamet kopacak. Mademki var, o zaman aşk var; tekrar edilebilir gerçeklik kadar...

KİMYASAL AŞK

Sodyum atomunun etrafında dönen tek aynı elektron ile geçtik kimya sehpasına. Belkibirazdan klor atomuyla karşılaşıyor olacak. Başından beri belkilere yer bırakmayan gerçek burada bir rastlantıya yer verir diyemeyiz. Bizimkisi bir beklenti. Aba beklediğimiz bir başka var ki ondan habersiziz...

BİYOLOJİ AŞK VE RÜZGAR

Gerçeğin peşindeyiz. Fiziksel hareket, kimyasal olgu. Ve artık sonuçları istiyoruz. Gerçek ve hızlı . Birbirine bu kadar yakın olabilmeleri için toprak ve tohum; bulunası en kolay çözüm. Çözümsüz bir şey yok insanın şüphelerinden başka. Rüzgarları silip süpürecek tüm şüpheleri...

MATEMATİKSEL OLARAK AŞIĞIM GALİBA

Matematik ve galibanın bir araya geldiği yerde aşktan bahsedemeyiz. Aşkın olduğun yerde galiba olmuyor gerçekten. En az matematik kadar gerçek bir şeyden bahsedeceksek eğer aramızdaki "sonsuzluk" kelimesini artık kaldırsak iyi olacak...

SOSYOLOJİK AŞKIM

Matematiksel bi fonksiyonun parçası olmak tek başına yeterli olmuyor. Karşımıza gerekli bir koşul olarak hayat geliyor. Doğal iletişim yollarıyla kendimizi ifade biçimimiz, biz sözümüzü söylemesek de var. Bu varlık sosyal alanda bir olguyu doğuruyor. Bu sosyolojik bir değer. Her fonksiyonun işlevsellik toplamı kendinden farklı bir sonucu makro düzeyde doğurmuyor. Elektron seviyesinde başlayan mikro altı yolculuk, makro düzeyde tersine işleyecek. Artık yaşantımız bir sosyoloji...

UZAY'DA AŞK BAŞKADIR

Kafanı kaldırıp yıldızları saydığın damın üzerinde tarihi seyretmekse, en güzeli.

Milyarlarca yıl öncesine ahit olduğun anda belki de gördüklerin artık yok. Tıpkı geometri gibi. İki açı çiziyorsun, gerisi yok...

TIBBEN

Sana midede uçuşan kelebeklerden bahsediyorlar. Bu durum heyecanın bağırsaklarda meydana getirdiği hormon çeşitliliğinin oluşturduğu sanal etki olmaktan öteye gidemez. Oysaki aşk sanal değildir...

HAKİKATEN HİKMETEN VE ESASEN, devam edecek başlıklarla daha derinlemesine bilgileri merak ediyorsanız haftaya Cumartesi kültür sanat sayfasını takip etmelisiniz.

Haftaya cumartesi günü AŞK konusunu ele alacağız. Bu günden sonra yazılarımız Cumartesi günleri yayımlanacaktır. Genç Gazetenin kültür sayfasında buluşmak üzere muhabbetle kalın.

"Bin defa sorsan yine aşk diyeceğim."

TEVHİD OCAĞI dergisinden alıntı yapılmıştır.