TEFEKKÜR VAKTİ

Hayat telaşesinde hep bir şeylere koşuşturuyor insan.Zira yetişmesi için sürekli koşması telkin ediliyor.

Gün ağırınca trafiğe kalmamak için, işe, okula, hastaneye, otogara... Sonrasında ise eve gecikmemek için bir yarış içinde daima...

Dünya denilen misafirhane de ev sahibi olduğunu sanan insanoğlu hep üretiyor. Teknoloji de, bilim de, sanatta, sanayi de.

Bitmek tükenmek bilmeyen hırsıyla hep daha fazlasını istiyor. Ardından da tüketmenin hazzı için çılgınca alışveriş yapıyor ama hiç doymuyor. Çünkü "moda" denilen bir kavram var modern dünya da.

İhtiyaca göre değil popüler olana göre alınmalı her şey. Hal böyle olunca ihtiyaçlar sınırlı iken isteklerin sınırsızlığı arasında sıkışıp kalıyor. Yenidünya da değerlerimizin de pek kıymeti yok.

Güçlü olanı haklı bulan, zenginlik-makam ve mevkii öne çıkaran, gösterişli olanın albenisinin olduğu bir düzen.

Mazlumun ezildiği, adaletin arka plana atıldığı, hoşgörünün, vefanın, fedakarlık ve diğerkamlık kavramlarının hiçe sayıldığı bir dönem...

İnsanlık tarihi boyunca nizam ne vakit kesintiye uğrasa, bir uyarıcı, işaret, Rabbani bir tecelli rahmeti sağanak sağanak yağmış insanlığa. Kimi, bu işaretleri fark edip çekidüzen vermiş hayatına.

Kimi ise umursamadan devam etmiş aldandığı dünyasına... Zamanın hızla akıp gittiği anlarda "durup düşünmeye çalışan zihinler", istikametlerini doğrultmuşlar.

Şimdilerde tam da hayat meşgalelerimize ara vermek zorunda kalmışken, " dünyamız evimiz" ile sınırlı iken vakti gelmemiş midir? Tefekkürün! Tüm dünyayı katıp karıştıran, insanın elini ayağına dolaştıran küçücük bir virüs...

Oysa tek gücün kendisi olduğunu sanan, kendini dev aynasında görenler nerede şimdi? Kaf Dağı'nın ardında mı bilinmez...

Bitmek tükenmek bilmeyen koşuşturmacaya bir mola, düşünmekten kaçan insanlığa, tefekkür; olayların iç yüzüne bakmayanlara, hikmet; acele ile bir çırpıda yaptığımız işlere, sabır; her şeyi kendimizden bildiğimiz kibrimize, acziyet; emekten kaçıp hazırcılığa alışan benliğimize, tedbir; kulluğumuzu hatırlayıp çabalayan ruhumuza, tevekkül vaktidir.

Özümüze, kendimize, ailemize, eşimize, evladımıza yönelmenin, "sosyalleşeceğim diye sanallaşan dünyamızın "eve sığdığını "görmenin vaktidir!

Dünya imtihanında elbet bu salgın hastalık da bir ayettir, okunması gereken. Ve elbet de insanlık bunu aşacaktır. Bize düşen gayret- sabır- tevekküldür.

Sözün özü;

Hak şerleri hayreyler,

Zannetme ki gayr eyler,

Mevla görelim neyler,

Neylerse güzel eyler...

Sevda ÇEVİK

30 Mart 2020