2019-2020 eğitim öğretim yılında başlayan üç ara tatilli eğitim hayatının her ne kadar eğitim uzmanları tarafından çocuklar üzerinde olumlu etkiler bırakır diye bir sonuca varmış olsalar da bunun bilimsel bir araştırmasının yapılmadığını biliyoruz.

Eğitim reformu hareketleri, ben yaptım oldu mantığı ile el göz yordamıyla yapılmamalı, bilimsel veriler ışığı altında yapılabilmelidir. Yapılan bu yenileşmelerin eğitim hayatına ne tür etkisinin olacağı araştırılmadan ya da pilot uygulamalar ile getirisi ve götürüsü istatiksel somut deliler kapsamında ortaya konulmadan yapıldığından sonuçlar tartışmalı bir durum yaratmaktadır.

Yorumların sağlıklı olması için somut sonuçların elde olması gerekir. Bu sonuçların elde edilmesi için bir iki eğitim dönemi sürecinin geçmesi gerektiğini düşünüyorum bu da ortalama on iki ile on beş yıla tekabül ediyor. Bu süreç öğrencilerin eğitim hayatındaki olumlu ya da olumsuz yansımalarının tespiti için gerekli zaman dilimi. Ara tatillerin eğitim yönetimi üzerinde ki etkilerini belirlemek için bu kadar süre beklemeye gerek olmadığını düşünüyorum.

Türk Milli Eğitim Sistemi bütünsel bir yaklaşım sistematiği ile kurgulanmış olup bu kurgunun içine zaman zaman farklı uygulamaların montajı yapıldığında, sistem yamalı bohçaya dönüyor, mevzuat değişiklikleri birbiri arkasına yeni dizaynına göre yenilenmesi gerekiyor. Her yeni bir değişiklik yeni sorunların ortaya çıkmasını sağlıyor. Bunu personel mevzuatında da özlük haklarında da görmek mümkün.

Bütün bunların telafi edilmesi mümkün olurken öğrencilerin okula devam devamsızlık durumları, öğrencilerin öğrenme boyutunda ki motive olmaları, hep sorun olarak karşımıza çıkabilmekte. Son yıllarda insanların yaşam tarzlarında ki değişimler, öğrencilerin okula devam devamsızlıkları, derslere motive olup olmamaları, başarılı ya da başarısız yönlerini olumlu ya da olumsuz etkilemektedir. Burada esas olan olumlu yansımaların aktif edilmesi, olumsuz yansımaların pasif edilmesi ve sorunların çözümlerinin ele alınması önem arz etmektedir.

Tatil dönüşü ve tatil öncesi öğrencilerde, velilerde hatta öğretmenlerde bile bir boş vermişlik ya da umursamazlık diz boyu hüküm sürmektedir. Öğrencilerin motive eksikliği, velileri olumsuz etkilediği gibi öğrencileri de olumsuz etkilemektedir.

'Güneş çarığı, çarık ayağı sıkar.' Misali öğrencilerin okula ve öğrenmeye karşı olumsuz yaklaşımları önce velilere sonra da öğretmenlere olumsuz yansımaktadır.

Bazı ara vermeler ya da kısa dinlenmeler, öğrenmenin çabuklaştırılmasını ve okula devam devamsızlık durumlarını bazı öğrencilerde olumlu etkileyebilir ancak çoğunluk öğrenci üzerinde bunun olumsuz yansımalarını gözlemlemekteyiz.

'Atılan taş kovaladığınız kurbağaya değecek nitelikte olması gerekir.' Ne yazık ki 'Görünen köy de kılavuz istemiyor.' Ara tatillerin sayısının çoğaltılarak, sözüm ona okulu sevdirmeye çalışma yöntemleri öğrencilerin öğrenmeye motive olmalarını, okula devam devamsızlık alışkanlıklarını, başarı ve başarısızlıklarını, öğretmenlerin okula geliş isteklerini, yöneticilerin iş verimini, velilerin eğitim hayatına bakış açılarını olumsuz etkilediğini düşünmekteyim. Bunun bilimsel bir çalışmasını yaptığımı söyleyemem ama gözlemlerim ve uygulamalar bunu teyit eder nitelikte.