Dün haber ajanslarına ?Tarsusun Geleceği? başlıklı bir haber düştü?

Haberin içeriğine göre Mersinin Tarsus ilçesinde Kent Konseyi tarafından Yerel Yönetimlerin Yeniden Yapılandırılması ve Tarsusun Geleceği konulu bir sempozyum ve çalıştay düzenlenmiş?

Düzenlenen programa ilçenin kaymakamı, belediye başkanı, belde belediye başkanları, siyasi parti başkanları, oda ve dernek başkanları, mahalle muhtarları, belediye meclisi üyeleri ile çok sayıda vatandaş katılım göstermiş...

Yani ortada bir birliktelik var?

Programda şehrin ileri gelenleri sırasıyla söz alarak Tarsus?un büyükşehre bağlanmasına karşı çıkarak, il yapılması hususunda taleplerde bulunmuş?

Sadece kendileri değil konusunda uzman kişileri de programa davet ederek görüşlerinden faydalanmışlar?

Örneğin, çalıştaya katılan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hakan Yılmaz; ?Bir ilçenin il olabilmesi için öncelikle coğrafi durumu ekonomik şartları ve kamu hizmetlerine bakılır. Ele alınan kriterin açısından İl olmaya en uygun aday ilçeler İnegöl ve Tarsus olmaktadır.?diye bir açıklamada bulunmuş?

Programda uzun uzadıya yapılan değerlendirmelerde yine Doç. Dr. Hakan Yılmaz?ın konuşmasının son bölümünde yer verdiği; ?Bizim derdimiz ortaktır. Bugün Tarsusun en büyük sorunu büyükşehir sınırların genişletilmesi ve Tarsusun bu sınıra dahil edilmesidir. Bu yasa çıkarsa tek çözüm Tarsusa yıllardır hakkı verilmeyen il hakkının verilmesidir. Bu kentte yaşayan herkesi göreve davet ediyoruz.? açıklamaları ile sonlandırmış?

Yapılan açıklamalar bizim durumumuzla nasıl da birebir örtüşüyor değil mi?

Ancak bir farkla?

Tarsuslular seslerini duyurabilmek için çalıştaylar, sempozyumlar düzenlerken, biz ise sadece bunun gerçekleşeceği günü sessizce bekliyoruz?

Yoksa biz il olmayı sadece dilde mi istiyoruz?

Çok Fazla Bir Şey İstemiyorlar

Yaşlılar haftası nedeniyle Huzurevinde bugünlerde hareketli günler yaşanıyor?

Huzurevinde yaşayan yaşlılarımızı ziyaret etmek isteyen grubun biri gidiyor, diğeri geliyor?

Gruplar haftanın önemine binaen adeta sıraya girmiş durumdalar?

Hafta boyunca onlarca insan ellerinde çeşitli hediyeler her gün ziyarete geliyor ve yaşlılarımızla hasbihal ediyor?

Bunlar yeni tabirle; çok güzel hareketler?

Bu noktada yetkililerin bizlere ilettiği bir ayrıntı var ki bence de önemli bir ayrıntı?

Nedir o ayrıntı diye sorarsanız söyleyeyim; dedik ya yaşlılar haftası nedeniyle bir hafta boyunca huzurevi hareketli günler yaşıyor?

İşte bu haftanın ardından huzurevini bir sükûnet kaplıyor?

Ziyaretçinin ayağı huzurevinin yolundan kesiliyor?

Bunun bilincinde olan birkaç kişinin haricinde ne gelen oluyor nede giden?

Bu yüzden yetkililer derler ki; bir hafta boyunca bu kadar yoğun ziyaret edeceklerine, her hafta iki grup burayı ziyarete gelse daha güzel ve anlamlı olacak?

Kaldı ki bizlerden bir şey istedikleri de yok?

Eliniz kolunuz dolu olmasına hiç gerek yok?

Onların tek istediği unutulmamak ve arada farklı insanlarla oturup sohbet etmek?

Çok fazla bir şey istemiyorlar değil mi?