Pek çok olaya batının gözlüğüyle ve batının kavramlarını esas alarak bakıyoruz.Böyle yapınca da,batı bakışı ile kendi medeniyetimiz arasında sıkışıp kalıyoruz,tarihteki yerimizi ve bugün yaşananları anlayamıyoruz.

Oysaki biz olaylara kendi milli ve İslami gözlüklerimizle bakmalıyız.Zira biz,köksüz bir millet degiliz,binlerce yıllık geçmişi olan bir milletiz.751 Talas savaşı sonrası,kitlesel olarak müslüman olmuş,ardından da Türk-İslam medeniyetini kurmuş bir milletiz.İnancımızın ve milli özelliklerimizin yol göstericiliginde,dünya tarihine damga vurmuş bir millet olarak,batı karşısında,"aşağılık kompleksine " kapılmamız söz konusu dahi olmamalıdır. Son iki asırda batı karşısındaki zayıf halimiz,ondan önceki en az 8 asırlık zamanı yok saymamıza neden olamaz.

Geçmiş bize göstermektedir ki,medeniyetimizi yeniden ayağa kaldıracak imkan ve kabiliyetler bizde vardır. Kuru kuruya övünmek için değil,ordan örnek almak için geçmişe bakıyoruz. Birde batı bizi"barbar"gördüğü için,bizde kendimizi öyle görüp,aşağılık kompleksine kapılmayalım diye geçmişe atıfta bulunuyoruz.Çünkü komplekse kapılanlar kendilerine güvenlerini kaybederler,kendilerine güvenlerini kaybedenlerde birşey başaramazlar.

Örneğin 29 Mayıs 1453'te Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethine kendi pencerelerinden bakabilir,Ayasofya'nın cami olmasını anlamayabilir batılılar.Ama bu durum beni ilgilendirmez ki,ben olaya kendi inancım ve tarihim penceresinden bakarım.Atalarımız tarihin akışını değiştirecek zaferler kazanmışlar.Atalarım insanlığa bilimde, sanatta,teknikte katkılar yapmışlar.Bunun yanında sadece milletimize değil,İslam ümmetine,mazlumlara hizmet etmişler.Bunun yanısıra "ilayı kelimetullah" ı yeryüzüne yaymak gibi manevi hedeflerin peşinden koşmuşlardır.

İstanbul'un fethi olmasaydı,Anadolu'da kalıcı olamayacağımız,Balkanlar'da ilerleyip oralara İslam'ı yayamayacağımız ortadaydı.Bunların yanısıra, Hz.Muhammed'in övdüğü insan olmak gibi bir hedefi vardı Sultan Mehmed'in.Siyasi,ekonomik,jeopolitik nedenlerin yanında dini nedenleri de olan bir fetihti İstanbul.Ve biz tarihimize "bizim tarihimiz" olarak bakacaksak,milli ve dini bütünlük içinde bakmalıyız. Sultan Mehmed,"Fatih"olurken, atalarının başarılarından cesaret aldı,ama kuru kuruya bir cesaretle değil,aklı ve bilimi kullanıp mesela devasa toplar döktürdü,yani çalıştı.Fethin uzayıp,ordunun zorlandığı zamanda vazgeçmedi. "Nice devletler kuşattı ama alamadı İstanbul'u,bende alamam"demedi.İmkansızı başarıp gemileri karadan yürütmesini sağlayan bir kararlılığı ve inancı vardı.İstanbul'un fethi bize bu yönüyle de derstir.Ne demiştik,tarihi olaylar kuru kuruya övünmek için değil,bugün yol göstermek ve yarını inşa edebilmek için vardır.

Bu tarihi yürüyüşümüzde tekrar zirveye çıkmak için,örneğimiz tarih,gücümüz milli değerlerimizle donanmış gençliktir.Yöntemimiz ise,dinimizin ilk emri olan" Oku"dur.Okuyup bilim ve teknoloji üretmek şarttır.Bunun yanında;Milli birliğimizi korumak,ümmet birliği davasını sahiplenmek gerekir."Birlikten kuvvet doğar" sözünü hayata geçirmek gerekir.Kökeni,dini, mezhebi,siyasi görüşü ne olursa olsun,devlet düşmanı olmayan herkesi kardeş bilip,ülkemizde fitne çıkarmak isteyenlerin oyununa gelmemek gerekir.Dünyaya yeniden damga vurmak için yol budur.

Bunları yaparken,batının tuzaklarına,batının uşaklarına da dikkat etmeliyiz.Mesela,İstanbul'un fethi için "Zulüm 1453'te başladı" diyen batıkafalı ve batıtasmalı zihniyete çok dikkat etmeliyiz.

Mesela terör örgütlerine,terörsevicilere ve mesela sinsi-bukalemun tipli fetöcülere de dikkat etmeliyiz.Cünkü,ayakta kalmalıyız ki,büyük davanın büyük yürüyüşünü yapabilelim.

En çokta yalan silahına dikkat etmeliyiz.Ayette şöyle uyarılıyoruz: "Size bir fasık-bozguncu bir haber getirdiğinde araştırmadan inanmayın"

Selam olsun davası millet ve ümmet olana.Rahmet olsun bu yolda emek veren tüm geçmişlerimize.Lanet olsun Türk-İslam davasına ihanet edenlere.