Böyle bir cümleyi değişik bir ruh iklimi içinde söyleyebilen nesillerin yoğunlaştığı bir zamanda yaşadığımızı zannediyorum.

Kimin ne giydiğini önemsemiyoruz, demeyeceğim çünkü bu cümle hakikati yansıtmıyor. Kimin ne giydiği ya da ne giyeceği herkesi ilgilendirmiyor olsa neden bu kadar önem veriliyor buna. En azından modacılar kadar(!) dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Moda tasarımcısı, bir ürünün satılması ile alakalı veya yaygın bir pazar bulması ile ilgili düşünceler üzerinden kendine önemli bir vazife belirleyebilir. Lakin bir kıyafet tasarlanırken zihinlerde oluşan soyut kavramlar üzerinden düşünüldüğünde farklı açılar geliştirilebilir. Bir örnekle kavrayışımızı pekiştirelim.

Derler ki kısa boylu biri, uzun boylu algılamak istiyorsa yukarıdan aşağı düz çizgili kıyafet giymeli... Eğer kendisini çok uzun hissediyor ise ve kısa görünme derdinde ise yatay çizgili kıyafetler giymesi gerektiği söylenir. Bu basit örnekte bile insanın kendisini dış dünyaya nasıl yansıttığının ipuçları varsa diğer kıyafetler için de buna benzer derin tespitler yapılabilir.

Birçoğumuz moda ismi verilen atmosferden kendimizi kurtaramayız. 'Bu senenin modası bu" denildiğinde "hadi, ben de bir tane alayım" diyerek topluma uyum sağlama gayret ettiğimiz ortaya çıkar. Nadiren de olsa bazıları özgün çizgisini korumaya devam ederken başka moda çizgiler arasında yerini alır farkında olmadan. Çünkü tasarımcılar moda kelimesi altında herkese değişik bir biçimler öngörmüşlerdir.

Kıyafet tercihinin zihinsel arka planında birkaç temel fikir vardır belki de. Mesela toplumdan dışlanmamak için herkesin giydiğini giymek ya da inancının ön gördüğü kıyafetlerin değişik versiyonlarını beğenmek. İnancının ön gördüğü kıyafetleri beğenirken belli ölçülere dikkat edenler ile belli ölçülere dikkat etmeden yeni kıyafet giymiş gibi görünenler arasında fark vardır. Modern kıyafet giymeyi sevenler ile cesurca(!) yani açık-saçık giyinmeyi giyinmeyi benimseyenler arasında da fark vardır.

Kılık kıyafet bir göstergedir. Ayrıca insanın iç aleminden haber verir. Tercih ettiği kıyafetleri takip ederek bir insanın karakteri ya da düşünceleri hakkında bir önyargı geliştirebilirsek çok da büyük hata yapmış olmayız. Rastgele giyindiğini söyleyebilen insanların (özellikle bayanların) sayısı oldukça azdır.

Fazla uzatmaya gerek yok, asıl derdim şu: Bu dönemde bir kıyafeti beğenmiş genç kızların başka tarzlara yönlendirilmesi oldukça zor. Onlar bir kıyafeti beğendi mi başkasına asla evet demiyorlar/diyemiyorlar. Bu konuda anne babalarını bile çok rahat bir şekilde karşısına alabiliyor. Kendini ifade ettiği arkadaş grubu içinde o kıyafeti mutlaka giymek istiyor. Lise mezuniyet törenlerinde gördüğümüz manzaralar bunun en belirgin örneğidir.

Geçen gün bir müdür arkadaşa, mezuniyet törenlerinde giyilecek kıyafetler konusunda öğrencileri uyarmak gerekir mi, diye sorduğumda bu topa asla girmeyeceğini, yanlış anlaşılma ihtimalinin çok olduğunu, öyle bir kısıtlama getirmeyeceği konusunda çok geniş bir tecrübe ile cevap verdi. Bence oturup üzerimde düşünmemiş biraz zihniyetin ifadesiydi bu.

Ona bir fikir verdim ve örnek bir cümle kurdum. Mezuniyet törenine katılacak öğrencilere (özellikle kız öğrencilere): "Gençler, en güzel kıyafetlerini giyiniz, en mükemmel makyajınızı yapınız, bir tek şartımız var dekolte olmasın." Bu cümleyi söylemek çok mu tepki toplar, diye sorduğumda cevap sadece acı bir dudak bükme oldu.

Bundan üç beş yıl önce aşık ve sevgililer arasındaki ilgilenme kavramı "o kıyafeti giyme, bunu giyme ya da şunları giy veyahutta başını ört" gibi kavramlar üzerinden bir çerçeve çevirdi. Şimdilerde aşık olan delikanlı çıktığı/flört ettiği kızın kıyafetini yönelik herhangi bir kısıtlama/ yönlendirme getirebileceğini sanmıyorum. Kıyafetini asla dokundurmuyor. Çünkü o kendi özgürlüğü içinde seçmiş olduğu, kendi benliğini yansıtan en belirgin özelliği.

Bazı günahkar müslüman genç kızlar, nefislerine hoş gelen kıyafetleri tercih ettiklerinde hangi zihinsel süreçten geçtiğini tahmin etmek zor değil. Annem babam ne der, arkadaşlar ne der, okulda öğretmenler ne söyler, bu üzerime uyudu mu/ yakıştı mı gibi birçok sorunun zihinde cevaplanmasından sonra o kıyafet alınır ve giyilir.

Lakin imanıyla gönlü yoğurmuş bir genç kız, giyeceği kıyafetler konusunda tesettüre dikkat eder. Önce Allah'tan korkar ve ruhunu takva elbisesi ile örter. Bu inancın dışavurumu ise tesettürlü bir kıyafettir. Rabb'inin rızasını gözeten genç bir kız, en güzel kıyafetlerini dış kıyafetin içine gizler, onu da kendine has özel mekan ve özel insanların yanında gösterebileceğini bilir.