Hepinize selamlar olsun;

Güzel İnegöl'ümüzün güzel yürekli insancıkları.

Hemen hemen her hafta olduğu gibi bu hafta da gündemin yoğunluğundan hangi konuda yazacağıma dair tereddütler yaşadım ve buna istinaden sosyal medya hesabımdaki takipçilerimden yardım istedim.

Önerileri içeren bu başlık altına insancıklar öyle değişik şeyler yazdılar ki, ülke gündemimizin karışıklığını oradan analiz etmek bile mümkündü.

Bu yüzden gündemin en tepesindeki hadislerden başlayayım istedim.

Önceliği yıllardan beri vatanımızın başına bela olan PKK terör örgütüne vereyim. Zira yapılan son kararlı ve büyük operasyonlardan sonra gücü ancak sivillere yetmeye başladı ve annesiyle birlikte bir günahsız masumu feci şekilde katletti.

Aslında bu olay basit bir terör eylemi değildi. Sözde müttefikimiz Amerika'nın azılı bir ajanının yakalamamızdan kaynaklanan bir hazımsızlık eylemi idi.

Sözde rahip kisvesi altında ülkemizde misyonerlik faaliyeti gösteren bu casus bizlerden Ortadoğu'yu koparan sözde arkeolog gerçekte İngiliz casus Lawrence'denbile daha büyük bir casus.

Lawrence'ın hiç unutmadığım bir sözü vardı:

"Osmanlı İmparatorluğu'nu Ortadoğu'da parçalama başarısını, yöredeki etnik mozaiği birbirine karşı kullanarak elde ettim."

Sözde Rahip Andrew Brunson'un misyonu ise PKK ve FETÖ örgütlerinin Ülkemizdeki faaliyetlerini koordine ederek güneydoğuyu Anadolu'yu bizlerden koparmak olduğu söyleniyor güvenilir kaynaklardan.

Amerikan başkanından tutunda dış işleri bakanına kadar bu adam üzerinden baskı ve yaptırım yapmalarının en büyük nedeni budur.

Sözde rahibin cezaevinden çıkarılıp, ev hapsine alınmamasının nedeninin ise CIA'in, ajanı konuşmadan öldürüp suçu da Türkiye'nin üzerine atmayı planladığı da kulağıma çalınan cümlelerden bir kaçı sadece.

Abd tüm enstrümanları ile saldırıya geçti;

-Ajan olayına dahli olan iki bakanımıza karşı yaptırımlar,

-PKK terör örgütü ile eylemler,

-Dolar manipülasyonu ile ekonomik terör yaratmak,

-Uluslar arası bir konsorsiyum ile proje ortağı olduğumuz F35 savaş uçaklarının teslim kanunsuzca teslim edilmemesi gibi.

Mahallenin kabadayısı gibi Amerika bize pazularını gösteriyor anlayacağınız.

DİK DURACAĞIZ.

EZİLMEYECEĞİZ.

DİRENECEĞİZ.

"Zalimin zulmü varsa, mazlumun da Allah'ı var" Deyip devletimizin yanında olacağız.

11 Aylık bebeğin şehit edilmesinden bahsetmeyip Doların yükselmesine sevinen içimizdeki Amerika'ları iyi gözleyin, çocuğunun değeri ancak 1 dolar (!).

Uyanık olun!

Onlara sırtınızı dönmeyin!

Onlarla dostluk kurmayın!

Biliniz ki onların her biri kripto ajanlar.

Biliniz ki onlar bizleri yer ile yeksan etmeden rahat durmayacaklar.

Çizdiğim tablo içinizi karartmış olabilir ama "çiçekli böcekli gündem vardı da biz mi yazmadık kardeşim" diyesim geldi.

Neyse bu haftalık da böyle idare edin ama haftaya söz çok daha pozitif bir şeyler karalamaya gayret edeceğim.

Sevgiyle kalın (Öyle bir şey mümkünse tebükü)