2020 yılına girdik. Tüm memleketimize hayırlı uğurlu olsun. Yeni yıl ile birlikte gerek günlük hayatta gerek iş hayatında bazı değişiklikler de hayatımıza girdi. Özellikle iş hayatındakileri yakından ilgilendirin bazı hususlar şahsımca tekrardan gözden geçirilmesi gereken hususlardır. 2019 yılı hem devlet gelirlerinin tahsilatı açısından zor geçmekle birlikte işveren ve çalışan kesim açısından da son derece zor bir yıl oldu diyebiliriz. Gerek devlet gerek vatandaş tarafında 2019 yılı gelirlerin giderlerle uyuşma dengesini kontrol etmekle geçti. Bu gelişmelerle devlet tarafında 2020 yılı bütçesi yapılırken 2019 yılı fazlasıyla referans alındı. Gelirler tarafında 2020 bütçe ve harcama dengesini sağlayabilmek için vergi kalemi bir önceli yıla göre yaklaşık %30 gibi bir artış öngörülerek planlandı. Bu rakam da 784 milyar TL civarındadır. Pazarı büyütmeden mevcut kaynaklardan alınacak ilave vergiler tahsilat oranlarını düşürecektir. İktisadi olarak da Pazar büyütülmediği sürece ters orantılı olarak işler. Pazar büyütülmeden artan vergi yükü kapasite arttırımının önüne geçeceği gibi kayıtdışında da artışa neden olacaktır.

Ben her zaman için devletlerin şirketler gibi yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum. Daha esnek ve performansa dayalı yönetim ile hem mevcut işleyişin verimi artacak hem de dinamizm sayesinde devletin tahsilatı için pasta büyüyecektir. Pastanın büyümesiyle ne kastediyorum?

İmalat sanayinin, Ar&Ge'nin, uluslararası ticaretin organize şekilde desteklendiği, değerin ülkede yaratıldığı bir sistematikle vergi gelirlerinin artışı biraz uzun dönemli olsa da sürdürülebilirlik açısından geri adım atılmasının önüne geçecektir. Örneğin devlet 2020 yılı için 60 Bin personel alımı hedeflenmektedir.

Özelleştirmelerin yoğunluklu olarak yapıldığı düşünüldüğünde bütçe içerisindeki personel giderlerinin payını performansa dayalı kontrol etmek gerekmektedir. Yatırımların ve değerin yaratmanın teşviki devlet tarafında önemli bir stratejik çalışma gerekmektedir. Bu stratejik çalışma yaklaşık 200 ülkenin Pazar dinamiklerinden üretim gücüne kadar analiz yapılarak ortaya konulmalıdır. Böylece doğru hedeflemelerle sonuca ulaşabileceğimizi düşünüyorum.

Bu yıl itibariyle yürürlüğe giren bazı vergileri özet olarak sizlerle paylaşıyorum. Burada şirketler açısından, yerel yönetimler açısından bazı yükler gelecektir. Örneğin şirket için kullanılan binek araçların giderleştirilmesinde kısıtlamalar açıkçası tekrar gözden geçirilmelidir. Yüksek ÖTV oranları ve şirketlerin bu ÖTV giderlerini matrahlarından giderleştirmerinde düşüş açıkçası hem şirketler hem de vergi tahsilatı açısından sıkıntı yaratacaktır. Hem şirketlerin kayıt dışına bakışına neden olabilecek diğer taraftan da satın alımı erteleme tarafında karşımıza çıkacaktır. Diğer taraftan hem yerel yönetimler hem de servis veren turizm şirketleri açısından konaklama vergisi alınması uygulama tarafında yük getirecek ve istenilen sonuca ulaşılamayacaktır. Ya da alınacak değerli konut vergisi babasından miras kalan vatandaş tarafından sıkıntı yaratacağı gibi satın alım açısından da riskler taşımaktadır.

Vergi değişikliklerini paylaşmadan önce tekrar vurgulamak istiyorum SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK AÇISINDAN PAZARI BÜYÜTEREK VERGİ GELİRLERİNDE ARTIŞ SAĞLANMALIDIR.

Konaklama Vergisi

6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nu "Konaklama Vergisi" başlığıyla yeniden düzenlenerek uygulanmaya başlanmıştır. Konaklama vergisi, verilen geceleme hizmeti bedeli üzerinden; 31/12/2020 tarihine kadar % 1, bu tarihten sonra ise yüzde 2 oranında hesaplanacaktır.

Düzenlemeye göre; otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler (yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi) konaklama vergisine tabi olacaktır. Geceleme hizmetinin; sağlıklı yaşam tesisleri, eğlence merkezleri gibi tesislerin bünyesinde sunulması, vergilendirmeye etki etmeyecektir.

Değerli Konut Vergisi

Emlak Vergisi Kanununa eklenen maddelerle, "Değer Konut Vergisi" uygulanmaya başlanmıştır. Değerli konut vergisine mesken nitelikli taşınmazlardan değeri 5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar (Binde 3), 7.500.001 TL ile 10.000.000 TL arasında olanlar (Binde 6),10.000.001 TL'yi aşanlar (Binde 10) oranında vergilendirilecektir.

Her yıl hesaplanacak olan vergi, ilgili yılın Şubat ve Ağustos aylarının sonuna kadar ödenecektir.

Kambiyo İşlemlerinde BSMV Oranının Artırılması

Gider Vergileri Kanununda yapılan değişiklik ile kambiyo işlemlerinde banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) oranı binde 1'den binde 2'ye çıkartılmış, ayrıca bu oranı 10 katına kadar artırma konusunda Cumhurbaşkanına yetki verilmiştir.

Binek Otomobillerin Giderlerine Kısıtlama Getirilmesi

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı ve 68 inci maddelerinde yapılan değişiklikler ile işletmelerin kiraladıkları veya bünyelerine aldıkları binek otomobillerin giderlerinin vergi matrahının tespitinde indiriminde kısıtlamalara gidilmiştir. Buna göre; Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL'ye kadarlık kısmının, Binek otomobillerinin alımına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 TL'ye kadarlık kısmının, Binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla % 70'inin, Özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 TL'yi, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde, amortismana tabi tutarı 250.000 TL'yi aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmının, ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi yönünde düzenleme yapılmıştır. Bu durumda, yukarıda yer alan tutarları aşan kısımların KKEG olarak dikkate alınması gerekecektir.

Gelir Vergisi Tarifesinin Değiştirilmesi

Gelir Vergisi Kanununda yapılan değişiklik ile gelir vergisi tarifesine yeni bir dilim ve %40 oranı eklenmiştir. Buna göre, mevcut tarifenin ilk dört dilimi korunmak suretiyle 500.000 TL'ye kadar gelir elde eden grupların vergi yüklerinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır; ancak 500.000 TL ve üzeri gelir elde edenler %40 oranında gelir vergisine tabi olacaktır.