Sulandırmak kelimesi, lezzetli bir yemeğin/yiyeceğin tadını kaçırmak için kullanılan bir kelimedir.Mutlaka duymuşsunuzdur."Pişmiş aşa su katmak" sözü çok kullanılır.

Gerçekten öyle değil mi?Güzel bir çorbaya veya demli güzel bir çaya su katarsanız,tadı ve lezzeti tamamen gider.

Güncel konularda böyledir.Çok ciddi ve önemli bir konuyu abarttığınızda ve dalga geçer hale getirdiğinizde o konunun ciddiyeti ve önemi kaybolur.

Günümüzde bilerek veya bilmeyerek özellikle 'Dini Kavramlar /Konular' sulandırılıyor.Dolayısıyla aslında çok ciddi ve önemli olan bu konular sulandırılınca insanların nezdinde (haşa) önemsiz gibi bir hal alıyor.

Dinimizde çok önemli bir yer tutan ve yüce Rabbimizin "Ey Muhammed!) De ki: "Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin..."(Furkan,77) buyurduğu duaların çok sulandırıldığını görüyoruz.

Yüce Rabbimizin bize onun hatırına değer verdiği DUA maalesef çeşitli uydurma haberlerle sulandırılmaya çalışılıyor.Oysa DUA'nın Allah'a yapılması gerektiğini ancak O isterse dua müstecap olacağını unutturulmaya çalışılıyor.

Dua için Rabbimiz "MÜSTECAP" kelimesini kullanıyor.Yani Allah isterse kabul eder,istemezse kabul etmez.Daha doğrusu Rabbimiz bizim hakkımızda en hayırlısı olanı yapıyor.

Her dini konuda olduğu gibi dua konusu da önce dine uygun,gayet samimi ve hurafelerden uzak bir şekilde başladı.Şöyleki: "Resulullah'ın (sav) Dilinden Dualar","Eshab-ı Kiramın Rivayet Ettiği Dualar" v.b. gayet sahih ve hepimizin kabul ettiği dualar şeklinde başlandı.

Daha sonraki zamanlarda dua konusu ilgi görmeye başlayınca taklitler ve uydurmalar peş peşe gelmeye başladı.Özellikle İslami isim havası vermek için Ebül falanın,İbnül Falanın duaları gibi sahih kaynaklarımızda bulunmayan dua çeşitleri ortaya çıkmaya başladı.İş bununla da kalmadı.Artık "Garantili Dualar","Sırlı Dualar";"Tılsımlı Dualar" şeklinde dua çeşitleri ortaya çıkmaya başladı.

Dua kitaplarını satmak için "Garantili Dualar" dediler.Kısmeti kapalı olanlar bu duayı okursa kısmeti açılırmış,işi iyi gitmeyen birisi bu duaları okursa işi yüzde yüz düzelirmiş,ev, araba isteyen okursa hemen kavuşuyormuş gibi dinen imanı tehlikeye sokan durumlar ortaya çıkmaya başladı.

Çünkü duayı kabul edenin Allah olduğu gerçeği unutulmuş bütün güç ve kuvvet kelimelere verilmişti.Haşa acaba şöyle mi demek isteniyordu."Allah'ım ben şu duayı okudum sen kabul etmek zorundasın".Yoksa "şu kelimeler beni kurtaracak" mı demek isteniyordu?

Oysa İslam inancına göre dua Allah'a yapılır:" 'Rabbiniz şöyle dedi(buyurdu):Bana dua edin size cevap vereyim' (Bakara-60).Ayetten şunu anlıyoruz ki her duanın karşılığı mutlaka veriliyor.Ancak ,biz yerini bulmayan isteklerimizin kabul olmadığını zannediyoruz.Oysa Kur'an'da '...sizin hoşlanmayacağınız bir şey sizin için hayırlı olabilir,hoşlandığınız bir şey de sizin için şer/kötü olabilir.Allah bilir siz bilmezsiniz'(Bakara-216) buyruluyor.Demek ki isteklerimizin bizim için hayırlı veya hayırsız olduğunu biz değil,Allah biliyor.

İşte İslam budur.Sadece ve sadece her şeyin kaynağı Allah'tır.Bütün güç ve kuvvet ondadır. O isterse verir,isterse alır.Kimse ona isteklerini zorla veya kelimelerin gücüyle yaptıramaz.

UNUTMAYIN:Garantili, Tılsımlı,Sırlı dualar diye dua çeşitleri yoktur.Duaya cevap verecek tek yer Yüce Rabbimizdir .Dualar kısa,içten ve samimi olursa Rabbimiz isterse kabul eder.

Onun için biz şöyle diyelim."Allah'ım sen birsin.Ne istediğimizi bilirsin"