Eskiler ne güzel demiş "Su gibi ömrün olsun" diye.

Faydalıdır, yararlıdır, gittiği her yere hayat götürür ama dalga geçmeye gelmez, kızdı mı sel olur, önüne kattığını alır götürür...


Su candır, su temizliktir, su hayattır...


Her gün dokunuruz da değerini düşünmeyiz, ne kadar şükretsek yetiremeyiz.

Su olmasa tohumlar can bulur mu? Doğa yeşile boyanır mı? Renk renk çiçekler açar mı?

Tohumlar bir damla suyun dokunuşu ile canlanır. Gülün alı, yaprağın yeşili, karın beyazı, göğün mavisi.. Hepsi suyun sayesinde hayat bulur.

Canlı olan her şeyin kaderi su üzerine yazılmıştır. hayat; suya tutunur ve yeşeriverir, canlanır ve neşelenir. Hayatın tadı tuzu suyla gelir. Tuz suda kıvama erişir, şeker suda tadını bulur.

Hayatın tüm lezzetleri suyla gerçekleşir, suyla hissedilir hale gelir. Hiç bir lezzet suya uğramadan gelmez damağımıza..

Su her şeyimizdir.

Su hiçbir şeye benzemez ama her şeye de benzer. Herkese yakındır, herkesledir. Her şeyin yanındadır ve her şeyin özüne girer, her şeyin yüreğine sokulur, her şeyin cisminde bekler.

Bununla birlikte her şeyden ayrı kalır, ayrık durur. Biz kirletsek de hiçbir şeyin kiri onun duruluğuna dokunmaz.

Buhar olur gökyüzünü dolaşır yine su olarak kalır, bozunmaz, dağılmaz, özünü bulandırmaz. Her şeyin yanında durur, ancak her şeyden duru kalır su.

İnsan yüreğini her an yokladığı gibi, gökleri dolaşıp el değmedik coğrafyalara uğrar. İşte böylesine her şeydir su.

Herkesle ortaklık kurmaya hazırdır ancak bi'tanedir. Her birimizin yanında ancak her birimiz için özeldir.

Su, Mevla'mızın bize en güzel armağanıdır...


Suyun olmadığı yerde bozulma, çürüme, pörsüme, erime başlar.

Kirletilmiş dereleri gördükçe içim sızlar yüreğim acır, insanoğlu değerini niye düşünmez diye hayıflanır dururum...


Suyu kirletirsek nasıl temizleniriz kirlerden.

Efendim "Su gibi ömrünüz olsun" dosta faydalı düşmana sel...

.