Eskiden dünya ve olimpiyat şampiyonalarında sadece güreş ve boksta aldığımız madalyalarla sevinirdik.Diğer branşlarda bırak madalya kazanmayı olimpiyatlarda mücadele etme hakkı bile elde edemezdik.Her olimpiyatta güreş ve boks dışında madalya kazanamamanın üzüntüsünü yaşardıkEskiler iyi bilir jimnastikte Avrupa şampiyonalarına katılan tek bir jimnastikçimiz bile yoktu.Ama şimdi öyle mi? Elbette hayır. Futbolda elde edilen UEFA şampiyonluğu ve Dünya 3.lüğü insanımızı sokaklara döktü.

Halaylar çektik,inanılmaz sevinçler yaşadık.Ben o tarihlerde Bursa'da Osmangazi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde görev yapıyordum.Futbolda Dünya 3.lüğü maçının bitiş düdüğü ile birlikte Altıparmak insan seline boğuldu.İnsanlar sevinçten ağladılar.Hepsine canlı tanık oldum.Derken yüzümüz Tokyo'da yine güldü. Ülkemiz Tokyo 2020 Yaz Olimpiyat Oyunları'nda tam 16 farklı spor dalında mücadele etti. Atıcılık, atletizm, badminton, bisiklet, boks, jimnastik, eskrim, güreş, halter, judo, karate, kürek, modern pentatlon, okçuluk, tekvando, voleybol, yelken ve yüzmede sporcularımız ülkemizi başarıyla temsil ettiler.

Busenaz Sürmeli(Boks-Altın),Mete Gazoz(Okçuluk-Altın),Buse Naz Çakıroğlu(Boks-Gümüş), Eray Şamdan (Karate-Gümüş), Yasemin Adar(Güreş-Bronz),Rıza Kayaalp(Bronz),Taha Akgül(Güreş-Bronz), Ferhat Arıca (Jimnastik-Bronz),Merve Çoban(Karate-Bronz), Ali Sofuoğlu(Karate-Gümüş), Uğur Aktaş(Karate-Gümüş), Hatice Kübra İlgün(Tekvando-Bronz), Hakan Reçber(Tekvando-Gümüş) madalya kazanarak bizleri gururlandırdılar.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk de her fırsatta sporun her branşının yapılmasını ve başarı elde edilmesini Türk milletine tavsiye etmiştir.

Atatürk, genç nesilin bilimin ışığında ruhen, ahlaken, zihnen ve bedenen çok iyi bir konumda olmasını istemiş, bu uğurda spor faaliyetlerine ve sporculara çok büyük değer vermişti. Atatürk, bir sporcuda yalnızca beden gücü ve yetenek değil, tüm bunların yanı sıra, iyi ahlak ve zekanın da bulunmasını talep etmiş ve bu düşüncesini de; "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim." sözleriyle dile getirmişti.

Sporcularımız,Türk insanına fırsat verildiğinde dünya çapında başarılar elde edilebileceğini dünya aleme kanıtladılar.Atasının tavsiyesine uygun hareket ederek ülkemizi başarıyla temsil ettikleri için bütün sporcularımızın alınlarından öpüyorum.Antrenörlerini ve sporculara destek veren ailelerini yürekten kutluyorum.

Spor ahlakından söz edince aklıma yakın zamanda yaşadığım bir anıyı anlatmadan geçemiyeceğim.

Geçen gün değer verdiğim,dostum ilçe milli eğitim şube müdürümüz Halil İbrahim Zengin Bey' le Tokyo olimpiyatlarından bahsederken bana olimpiyatlarla ilgili bir video izletti.Video da Erkekler yüksek atlamada Katarlı Mutaz Essa Barshim ile İtalyan sporcu Gianmarca Tamberi yarışıyorlardı.İki atlet de 2,37 metre atlayış gerçekleştirdiler.Jüri Başkanı,uluslararası federasyon yönetmeliğinin ilgili maddeleri gereğince iki atlete baraj atlayışı müsabakasını teklif etti veya kabul etmeleri şartıyla birinciliği paylaşmalarını önerdi.İtanyan sporcunun önceki atlayıştan hafif sakatlığı vardı.Her şey Katarlı sporcunun iki dudağı arasından çıkacak söze bağlıydı.

Tek başına altın madalya kazanma şansı varken Katarlı atlet dostluğu,barışı ve kardeşliği seçtı.Madalyayı paylaşmaya evet dedi.İşte o anda olanlar oldu.İtalyan atlet Katarlı atletin boynuna sarıldı.Sevincini kendini yerlere atarak gösterdi.Sevinçten çılgına döndü.İki farklı bayrak altında altın madalya için mücadele eden iki sporcunun örnek davranışı görülmeye değerdi.Sporcu ahlakı işte böyle bir şey.

Barış içinde kardeşçe yaşamak varken bu kavga niye?Niye egemen güçlerin oyunlarına alet oluyoruz?Bizlere barış içinde dostça yaşamayı öğreten spor branşlarına önem verelim,spor tesislerini her ilçeye beldeye yapalım,var olanların sayısını arttıralım ki barış içinde örneğini iki yabancıcı ülkenin atletinde gördüğümüz gibi kardeşçe yaşamayı ve paylaşmayı öğrenelim.