Cami ve mescidler-bir anlamda - kültür merkezi niteliği taşımaktadırlar. Her mezrea, oba, köy, nahiye,kasaba, mahalle ve şehir merkezinde mutlaka bir veya bir kaç mescid ve de cami bulunmaktadır.

İnegöl coğrafyasında yer alan her yerleşim merkezinde-sayıları ve fiziki yapıları yek diğerinden ferklı olsa damutlaka bir veya bir kaç mescid, bulunmaktadır.

Yaptığım inceleme gezilerim sırasında cami ve mescidi olmayan hiç bir yerleşim alanına rastlamadım. İster mezrea, ister köy ve isterse mahalle niteliği taşısın her yerleşim alanında mutlaka o yerleşim alanının sakinlari tarafından -genellikle- yerleşim alanının merkezine veya yakınına bir mescid inşa edilmiştir.

Tarihi nitelik taşıyan mazbut veya mülhak vakıf statüsünde mülkiyeti devletin elinde bulunan cami ve mescidler bulunmaktadır. Ayrıca bunların yanı sıra mülkiyeti, özel ve tüzel kişilerin elinde bulunan halk tarafından inşa edilerek hizmete sunulmuş cami ve mescidler, çoğunluktadır. Şu kadar var ki mülkiyyeti ister özel kişilere ait olsun istrese tüzel kişilere ait olsun ülkemizde bütün cami ve ve mescidlerde yönetim, T. C. Diyanet İşleri Başkanlığı'na aittir.

Devletçe kadro tahsis olunan cami ve mescidlerde görevler, memur statüsünde belirli usullere göre atanmış ve maaşı devletçe ödenen din görevlileri tarafından yapılır. Devletçe kadro tahsis edilememiş olan cami ve mescidlerde ise -ücreti yasalar çerçevesinde özel ve tüzel kişilerce ödenen fakat devlet adına T. C. Diyanet İşleri Başkanlığınca ataması yapılmış olan "buyruntulu" din görevlileri tarafından yerine getirilir.

İnegöl coğrafyasında camisi ve mescidi olmayan hiç bir yerleşim alanı bulunmadığı gibi bazı ve mahallelerde bir den fazla cami ve mescid yer almıştır. Dernek veya vakıf şeklinde organize olan halk tarafından cami ve mescidler, inşa edildiği için belirli bir mimari proje uygulanmış değildir.

Yeni inşa edilen mescidlerin pek çoğu, teberru ve bağış yolu ile sağlanan mali imkanlar ile yapıldığı için bunların inşaatında standart belirli bir mimarlık ve mühendislik hizmetleri alınmış değildir. Vakıf veya dernek yetkililerince - evvelce - yörede yapılmış ve beğenilmiş olan her hangi bir cami, örnek alınarak belediyece verilen ruhsata dayalı olarak- çok kere - bir kalfa nezaretinde cami ve mescid inşaatları, sürdürülmektedir.

Konu, İnegöl bazında ele alındığında özel mimarlık ve mühendislik hizmeti almış cami ve mescdler de vardır. Söz gelimi: İnegöl şehir merkezinde Sani Konukoğlu Camii, Organize Sanayi Camii, Cerrah Belde Merkez Camii, Yenice Merkez Belde Camii, Turgutalp Mahallesi Merkez Camii, Hasanpaşa Köyü Yeni Merkez Camii ....

Evet edindiğim bilgilere göre isimlerini verdiğim bu camiler, inşa edilirken standart ölçüde mimarlık ve mühendislik hizmetleri almıştır. Mimari üslüplarına gelince; eski yıllarda mezrea, köy ve mahallelerde inşa edilen cami ve mescidler, nadiren, kubbeli yapılrken günümüzde inşa edilen küçük olsun büyük olsun, bütün cami ve mescidler kubbeli olarak inşa edilmektedir. Yapılırken de - cami arsasısın özelliğinden doğan küçük nüans farkları hariç - hepsi, bir birlerini aynen kopya etmiş durumdadır.

Dileğimiz, Mimar Sinan'ın inşa ettiği cami ve mescidler ile donatılmış bir coğrafyada Yaşayan mimarlarımızın,mühendis- lerimizin, kalfalarımızın ve bu hizmete katkıda bulunan vakıf ve dernek yetkililerimizin, hangar tipi cami ve mescid yapmaktan vazgeçerek çağın insanına hizmet edecek sosyal tesisli cami inşa etme yolunu seçmeleridir. (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR