Siyaset öyle bir süreçten geçiyor ki; iddialar, tahminler, dedikodular, senaryolar, vefasızlıklar, ayak oyunları, stratejiler havada uçuşuyor.
Mevcut Belediye başkanlarının en zor günleri bu günler. İnegöl'de de Başkan Aktaş'ın psikolojik durumunu tahmin edebiliyoruz.
Kolay değil tabi. Bunca hizmetin, çalışmanın, birikim ve geçmişin üzerine; o koltukta tekrar oturup oturamayacağını bilememek, en yakınlarından rakip ve muhaliflerle yüzleşmek, her an can sıkıcı yeni bir habere, yeni bir isme, yeni bir adaya, yeni bir dedikodu ve iddiaya muhatap olmak yürek ve zihin terazisinde çok ağır olsa gerek.
Aday adaylarında da uyku kaçıran bir heycan ve umut var tabi. Kimi "ya tutarsa" diyerek çıktığı yolda, kimi aldığı icazete güvenerek umutla ilerliyor.
Bir de müracat için son 3 güne girilirken, aday olup olmamakta henüz kararını veremeyen gizli kahramanlar var. Onların ruh hali ise bambaşka...
Teşkilatlar bütün bu şıklar ve isimler etrafında kaç parçaya yöneliyor, hiç sormayın.
Halka gelince, çok dert etmese de kimin aday olarak önüne geleceğini, merak da etmiyor değiller...
Bu süreçte aday adayları arasından sıyrılıp çıkacak ya da çıkarılacak olan adaya dair prosedürler bir bir işlemeye başladı. Müracatlar alınıyor. Temayül yoklamaları yapılıyor. Anketlerle halkın nabzı ölçülüyor. Siyasi büyüklerin işaretleri okunmaya çalışılıyor.
Kim ne derse desin, kurmaylarının yönlendirmesi ve ellerindeki veriler etkili olsa da son sözü genel başkanlar söyleyecek.
Ak Parti'de de öyle, diğer partilerde de...
Henüz son söz söylenmediğine göre; birinci numaradan son numaraya kadar yetkililerin verdiği mesajları okumaya ve yorumlamaya devam edeceğiz.
Başbakan Erdoğan'dan başlayalım.
Erdoğan geçen hafta il başkanlarını ağırladığı özel toplantıda adaylara dair önemli mesajlar verdi:
Dedi ki:
"Meselemiz birilerine makam kazandırmak değil. Şehirlerimize hizmetkar seçebilmektir. Bu dava şahsi bir dava değildir. Basit kulislerle, lobilerle aday belirleme gayretine değerli arkadaşlarımı bu oyunlara müsaade etmemelisiniz. Herkes gerçekten samimi olarak ehliyet ve liyakat sahibi kimse, halkımızla bütünleşme noktasında kim bizim için temsile layıksa bize bu isimleri gönderin. Partimizin oylarını aşağıya çekecek isimlerle gelirseniz kusura bakmayın biz de ona göre değerlendirme yaparız."
Bu sözler üzerine Başbakan il başkanlarına 4 önemli uyarı yaptı:
1-Teşkilatların dağılmasına sebep olacak uygulama, isim ve adaylardan uzak durun. Bu uyarı gereği İl Başkanlarının aday olmak için istifa etmeyip, 1 Aralık'a kadar beklemeleri istendi. İl başkanları adaylık için genel merkezin kararını bekleyecek.
2-Seçimi kazanacak yetmez oyumuzu arttıracak adaylarla yola çıkacağız.
Bu uyarı çok önemli. Çünkü Başbakan geçen seçimden bazı sonuçlara hala canı sıkkın anlaşılan. Bu can sıkıntısını da şu sözlerle ifade etmiş:
"Geçen seçimde bazı teşkilatlar bizi yanılttı. Bizim aday göstermediğimiz arkadaşlar gidip başka partilerden aday oldular ve karşımızda seçimi kazandılar. Bu sefer seçimi kazanacak adaylarla yola çıkacağız."
Bu sözleri ile birlikte şu sözlerinde aklımıza Bursa Büyükşehir ve rahmetli Hikmet Hoca geliyor:
"Trenden ineni bir daha almam dememe rağmen, bu durumda olan bazı arkadaşları sırf bu nedenle partiye yeniden aldım."
3- Temayüllerde dedikodu ve şaibeye kesinlikle imkan verilmeyecek, oylar Genel Merkez'de sayılacak.
Bursa'da hafta sonu yapılan temayül aynen bu şekilde uygulandı. Oylama şeffaf bir şekilde yapıldı. Ancak sayım yapılmadı.
Oylar kullanıldıktan sonra mühürlendi ve Genel merkeze götürüldü. Oyları özel seçilmiş, ağzı sıkı bir ekip sayacak ve raporu direk başbakana sunacak.
4- Temayül, anket, kulis ne derse desin son kararı biz vereceğiz. Gerekirse meclis adaylarını da biz belirleriz...
Başbakanın mesajı gayet net...
Başbakan'dan sonra Bursa ve İnegöl için Bülent Arınç ve Faruk Çelik gibi isimlerin verdiği mesajlar büyük önem taşıyor.
Bülent Arınç'ın varlığına rağmen, Faruk Çelik'in Bursa teşkilatları üzerindeki etki ve tasarrufunu göz ardı edemeyiz.
Biz önce Bülent Arınç'ın konumunu yorumlayalım.
Bülent Arınç mevcut konumunu muhafaza ediyorsa ya da bu süreçte etmeye devam edecekse, Arınç ismi Sedat Yalçın ve Alinur Aktaş gibi isimlere yarar.
Ancak iddia edildiği gibi;
Başbakan Erdoğan'ın Kasım'da yapacağı kabine değişikliğinde Arınç'ın yerine Numan Kurtulmuş getirilecekse,
1 Kasım'da yapılacak olan 3 günlük Kızılcahamam kampından sonra gerçekleşmesi tahmin edilen, bakan ve başbakan yardımcısı revizyonunda Bülent Arınç geriye çekilirse,
Arınç, Gezi olayları ve Cemaat sebebiyle Başbakan'la ters düşmüşmüş ve soğukluk devam ediyorsa,
Bütün bu iddiaların üzerine Faruk Çelik daha etkin bir konuma gelirse,
Hikmet Hocayı Ak Parti'den koparan süreç, bir çok isim için işleyecek demektir.
Bu muhabbet bitmez, yarın devam edelim...
.