Bizim mağlubiyeti hazmedememe huyumuzun, tarih bilincimizden geldiğine inanıyorum.
7 yaşından itibaren çocuklarımıza öğrettiğimiz tarihimizde biz millet olarak mağlup olmamış; olduysak da ya birilerinin ihanetiyle, ya da bir takım eksiklikler yüzünden olmuşuzdur, anlayışı bizi hiçbir konuda yenilgiyi hazmedemeyen bir millet yaptı bence.
Siz hiç bizim tarihimizde bir bozgunumuzu okudunuz mu?
Bozguna uğrarsa Ruslar, İranlılar uğrar. Bizim milletimiz en fazla geri çekilmek zorunda kalır.
Savaş mağlubiyetlerini sakalımızı kesmeye, galibiyetlerini ile kolunu kesmeye benzetiriz kitaplarımızda.
Bu yaklaşım futbolda da, siyasette de kendini gösterir. Futbol tarihimiz, Milli takımımızın ve Türk takımlarının Avrupa'daki şerefli mağlubiyetleri ile doludur.
Mağlup mu olduk; ya hakemdir bahanemiz, ya rakibin çirkeflikleri ya saha dışı olaylar. 'Oynadık ama rakip bizden iyidi' yorumları kırk yılın başında bir yapılır.
Siyasette de artık bu noktaya geldik ne yazık ki. 8 seçim, 2 referandum kazananlara yaptığımız yorum çocukçanın da ötesinde: 'Makarna ve kömürle oy satın aldılar'
Birini, ikisini anlarsın; sekizini de makarna ile alabilmek büyük başarı değil mi?
Seçim öncesi başlar sandık başında hileler yapılacağına ilişkin haberler. Mağlubiyetin kılıfı seçim öncesi hazırdır aslında.
İnegöl'de de seçimin ardından Saadet Partisi üzerinde yoğunlaştı bu kez bu tür dedikodular.
Birkaç gündür sosyal medyada dolaşan ve dün de Okur Gazetesi'nin manşetinde yer alan komik iddia, 'Biz elimizden geleni yaptık ama kazanamadık' diyememenin bir sonucudur.
Saadet Partisi'nin son genel seçimde hangi oy oranına kadar düştüğünü bilemeden yapılan en kötü seçim yorumudur bu.
Hem siyasette hem futbolda kaybetmeyi, kaybedince de rakibi tebrik etmeyi öğrenemiyoruz. Onun için seçimlerde hezimete uğrasalar da liderler, teşkilatların başında bulunanlar, o koltuklarını terk edemiyorlar.
Onun için İngiltere'de şampiyonu alkışlayarak karşılayan rakip tribünleri ve futbolcuları hayranlıkla takip ederken; biz bir maç uğruna en sevdiğimiz arkadaşlarımızı kırmaktan geri durmuyoruz.
Tarihten başlayan bu yanlış algıyı kırmadan hazmetmeyi öğrenemeyeceğiz. Öğrenmeden de kendimizi avutma adına saçma sapan masallar, hikayeler üretmeye devam edeceğiz, her mağlubiyetin ardından.
.