Merhum Demirel, Merhum Ecevit, Merhum Erbakan ve Merhum Türkeş Türk Siyasi tarihinde Cumhuriyetimizin Kurucusu Atatürk ve onun yakın arkadaşı İnönü'den sonra gelmiş en önemli siyasetçilerdendi. Merhumlar hayattayken siyaset konuşmalarını, nezaket bilimi çerçevesinde yaparlardı. Konuşmalarında, dinleyici kitlesine verecekleri ana düşünceyi nüktedan cümlelerle ifade ederlerdi.

Rahmetli dedem derdi ki 'Oğlum olur ya birileriyle zorunlu olarak kavga edecek olursan konuşmalarına dikkat et. Dilin kemiği yok, her tarafa döner. Sinirlerine hakim ol, öyle söz söyle ki, kavga bitip yüz yüze bakar duruma geldiğinde, yüzün kızarmasın, söylediklerinden utanmayasın.'

Sahi siyasetçinin görevi nedir? Ben siyasetçi değilim ama bir seçmen olarak, bir vatandaş olarak siyasetçilerin birbirlerine küfür mahiyetinde ki söylemlerini asla tasvip etmiyorum. Siyasetçinin dili uzlaşmacı, barışı hakim kalıcı sağlayacak nitelikte olması gerektiğini düşünüyorum.

Rahmetli Demirel siyasi olaylarla ilgili analizlerini yaptığında şu meşhur sözleri, Türk Siyaset tarihine altın harflerle kazınmıştır. 'Dün dündür, bugün bugündür. Yollar aşınmayla eskimez.' Bütün bu söylemlerin altında ne kadar nüktedan bakış açısı ve düşünce felsefesi var. Siyasetçi siyasetini doğrular üzerine inşa ederek kazanma yollarını bulabilmeli, çirkeflikten, kul hakkı emekten uzak durmalı.

Konya Mevlana Türbesini ziyaretim sırasında Mevlana'nın 'Hataları örtmede gece gibi ol.' Sözü çok anlamlı ve insaniydi. Bu söylemi siyasetçilerin yaptıklarını hatırlayarak okuyunca ibretlik geldi, kazanmak için yaptıklarıyla düştükleri acziyet daha bir anlam kazanır oldu.

Günümüz siyasetçileri, siyasi rakibinin önüne geçmek için türlü türlü oyunlar oynayabiliyor. Siyasi rakibini halkın nezdinde küçük düşürmek, oyları kendi lehine çevirmek, siyasi rakibinin bir suçu olmadığı halde suçu varmış gibi göstermek için çabalıyor. Bu ne kadar adil ve hukuksal?

Tarih boyunca Türk toplumu her zaman mağdurun ve mazlumun yanında yer almış. En önemlilerinden birisi 1492'de Yahudileri İspanya Krallığı'nın; 1526'da Fransa Krallığını, Almanya Krallığı'nın esaretinden kurtarmış olduğudur. Siyasetçiler mağduriyet psikolojisini iyi tahlil etmeli, projeleriyle gündeme gelmeli, iftiralarla rakiplerini alt etme yöntemini seçmemeli.

Seçime az bir süre kala siyaset ve nezaket kurallarının birbirini tamamlamasını ikbal için her şeyin mubah sayılmamasını diliyoruz. Siyasette adaleti ve nezaketi iç içe istiyoruz. Türk Milleti tarih boyunca İstiklal ve İstikbal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un düşünce felsefesini yaşamının merkezine almış, davranışlarını bu düşünce çerçevesinde şekillendirmiştir. Merhum ne güzel Türk toplumunun karakterini tarif etmiş.

'Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;

.................................................

Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!