Îsabeyzade İshak Paşa, 1487 yılında vefat etmiştir. Bundan sonra oğullarından Halil İbrahim Bey,babası İshak Paşa'nın Selanik'teki mal varlığını ve de vakıflarını yönetmek üzere İnegöl'den ayrılmıştır.

Diğer oğlu Piri Ahmet Çelebi, Şehzade Beyazıt'ın Amasya'da Sancakbeyi iken hususi defterdarlığını yaparken Şehzade Beyazıt , 1481'de Osmanlı hükümdarı olunca onunla birlikte o da İstanbul'a gelip yerleşmiş ve İnegöl ile fiili irtibatını kesmiştir.

Şehzade Selim, Trabzon sancakbeyi olduğunda İshak Paşa'nın üçüncü oğlu Şadi Bey de ona intisap etmiş ve Trabzon'a giderek Şehzade Selim'in kadrosunda yer almıştır.

Şehzade Selim, 1512 yılında iktidarı babası Sultan II. Beyazıt''dan alınca Şadi Bey, "Şadi Paşa" unvanı ile Amasya beylerbeyi olmuştur .

Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) devrinde Şadi Bey, emekli edilince de, kendisine dirlik olarak verilen Biga'ya yerleşmiştir; o da ağabeyleri gibi -fiilen- İnegöl ile bağlantısını kesmiştir.

İşte bu ortamda İnegöl'de tüm yetki ve sorumluluk, İshak Paşa vakıfları'nın nazırı Kethüda Sofu Hacı Sinan Efendi'ye bırakılmıştır.

Sosyal ortam bu şekilde gelişince Kethüda Sofu Hacı Sinan Efendi'ye devletçe yeni dirlikler tahsis edilmiş ve kendisine önemli yönetim ve denetim yetkisi verilmiştir.

1509 yılında vuku bulan ve tüm ülkeyi tahrip eden korkunç deprem sonrasında İnegöl'ün yeni baştan imarında Sinan Bey önemli hizmetler yapmıştır.

Yapılan imar sırasında 1299 yılında İnegöl'ün fethini müteakip yerleşim alanının orta yerinde tesis olunan zaviyeli mescid yakınında Yıldırım Beyazıt'ın, 1396 yılında inşa ettirmiş olduğu hamamın bitişiğine Sinan Bey, muhtemelen kadınların kullanması için, ikinci bir hamam ve küçük çocukların okuması için de bir sıbyan mektebi ve bir de bir cami yaptırmıştır.

Böylece ; Sinan Bey, İnegöl'ün merkezi yerleşim alanında cami,hamam, sıbyan mektebi yaptırarak evvelce yapılmış olan zaviyeli mescidi ve Yıldırım Hamamı'nı daha fonksiyonel hale getirmiştir.Çünkü Sinan Bey, kurduğu bu yeni hayri tesisler ile örgün eğitim yapan İshak Paşa Medresesi'ne köklü bir alt yapı oluşturmuştur.

Söz konusu hayri tesislerin yer aldığı bu merkezi yerleşim biriminin, bir diğer ifadeyle Merkez mahallenin adını da " Sinan Bey Mahallesi " olarak tescil ettirmiştir . İshak Paşa Külliyesi'ne bağlı medresede yapılan örgün eğitim ve öğretimi , güçlendirmiş ve daha üst seviyeye ulaştırmıştır.

Öyleki zamanla İshak Paşa Medresesi'nin söğretim üyelerinin günlük aldıkları ücret , 20 akçadan 50 akçaya çıkmıştır ki ödenen bu yüksek ücret, "sahn-ı seman medreseleri" diye şöhret bulan İstanbul Fatih Camii medreseleri seviyesidir

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR