Bu işte de bir hayır vardır diyerek direksiyonun başında bulunan oğluma aracın direksiyonunu doğru mezarlığa kırmasını söyledim.

Yağmur altında geçmişlerimizin ruhuna dualarımızı ettik, bu arada yağmurun şiddeti yavaş yavaş geçti ve yağmur dindi.

Duamızdan sonra evin yolunu tuttuk, yaşını başını almış hasretle bekleyen annem bizleri avluda karşıladı.

Ellerini semaya açtı, sizi getiren yollara kurban olayım dedi ve ağzından dualar gökyüzüne doğru akmaya başladı.

Annemin dua seremonisi içinde doya doya birbirimize sarıldık yılların biriktirdiği hasretimizi gidermeye çalıştık.

Köyde yaşam biçimlerini yeniden gözlemlemeye başladım, yıllar öncesine göre insanların yaşamlarında ki değişme bizzat şahit oldum ve bu değişim beni ziyadesi ile memnun etti.

Daha önce ki gidişimde yollar çamurlu ve bozuktu, evler soba ile ısınıyor, sular köy çeşmesinden temin ediliyordu.

Bu bayramda gördüğüm manzara çok farklıydı tabiri caizse köy yaşamı şehir yaşamına denk olmaya başlamıştı.

Yollar köyün kenarına kadar asfalt ile kaplanmış, köyün sokakları parke taşlarla döşenmiş, evlerin çatısına güneş enerji sistemi kurularak sıcak su temin edilmeye başlamış, her evin mutfağına ve tuvaletine kadar ücretsiz olarak kaynağından sular getirilmiş, evlerin ısınmasında kalorifer sistemi kullanılmaya başlamıştı.

Bütün bunlarla birlikte yaşadığımız şehirde internet bağlantı sıkıntısı yaşanırken köyde ki her evde internet bağlantısı vardı.

Köyde yaşamını sürdüren çocuklar ile şehirde yaşayan çocukların yaşamlarını da karşılaştırma fırsatım oldu.

İlk yıllarda köy çocuklarının yaşam standartlarının şehir çocuklarına göre daha iyi olduğunu söylemenin yanlış bir değerlendirme olmayacağını söylemek istiyorum.

Şehirde yaşayan çocuklar hayvanların seslerini müzikli aletlerden, hangi hayvanın neye benzediğini resimlerden öğrenirken köy çocukları hayvanlarla iç içe yaşamakta.

Yine sebze ve meyve bakımından da köy çocuklarının daha avantajlı olduğunu söylemek istiyorum.

Köy çocukları hangi bitkinin, hangi meyvenin, hangi sebzenin nasıl yetiştiğini bizzat gözlemleyerek öğrenirken, şehirde yaşayan çocuklar yine bunları ancak resimlerden öğrenebilmekte.

Köy çocukları köy sokaklarında, harman yerlerinde özgürce gezerken, köyün kenarından akan nehirde korkusuzca yüzerken şehirde yaşayan çocuklar ancak ve ancak korunaklı balkonlarda, korunaklı çocuk parklarında gezebilmekte ve korunaklı yüzme havuzlarında yüzebilmektedir.

Bu gelişmeler bize şunu öğretiyor, köyde ki gelişmeler artık şehir ile rekabet edecek pozisyona gelmiş.

Köylerde yaşayan insanların yaşamlarına devam etmelerini sağlamak için devlet çeşitli teşvik unsurlarını geliştirmeli ve şehirlere göçü durdurabilmelidir. O zaman şehirler belki daha yaşanabilir bir yer haline gelebilir.