Etrafımızda bazı tipler vardır. Kendisinin bir halta yaramadığını bildiği halde, Meslek, Makam-koltuk- hesabı , kendini diğer insanlardan üstün görür.

Bu tipler; konuşurken kasılırlar, kibirli yürürler. her zaman bulundukları konumu kaybetme korkusu yaşarlar, bunu belli etmezler ama içi içini yerler:)

Ama aslında bilmezlerki kendilerini ne kadar yüksekte görüyorlarsa o kadaar alçaktadırlar.

Haksızlık karşısında, çıkarlarına göre davranır; haktan hakikattan yana duramazlar. Haksızlık karşısında susarlar.

Cemiyet içinde; seni görmelerine rağmen görmemiş gibi yapıp, hemen yanıbaşında olmalarına rağmen "Onlar gelsin bana selam versin" havasındaırlar.

Doğru olan düşünce ve davranışı bilidiği halde, sırf bulunduğum konumu kaybetmiyeyim, aman bana problem çıkarmasınlar mantığı ile hareket eden bu tiplerin cibiliyyiyetleri kuruması tek dileğim. Bunların arkadaşlıklarında da hayır yoktur....

İnsanların dış görünüşüne, mevki ve makamına aldanmayınız. Aslolan içidir. kişiliğidir. mütevaziliktir, insanlıktır, hoşgörüdür.

Para,Güç,Makam ve mevki gelip geçicidir.

Nice valiler,kaymakamlar,belediye başkanları, şube müdürleri mezarlıklarda yatar.

Baki kalan bu kubbede hoş bir seda bırakabilene ne mutlu.Bunun dışında kimsenin kimseden üstün bir tarafı yoktur.

Size bir hikaye anlatayım;

Nasreddin Hoca'ya sormuşlar: "Kimsin?" "Hiç" demiş

Hoca, "hiç kimseyim." Dudak bükülüp önemsenmediğini görünce, sormuş Hoca:

"Sen kimsin?"

"Mutasarrıf"ım demiş adam kabara kabara.

"Sonra ne olacaksın?" diye sormuş Nasreddin Hoca.

"Herhalde vali olurum" diye cevaplamış adam...

"Daha sonra?.." diye üstelemiş Hoca.

"Vezir" demiş adam.

"Daha daha sonra ne olacaksın?"

"Bir ihtimal sadrazam olabilirim." "Peki ondan sonra?"

Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp "Hiiiç." Demiş

"Daha niye kabarıyorsun be adam, demiş Hoca.. Ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: 'hiçlik makamı'ında.

Bu hafta da bu kadar, gelecek hafaya kadar kalın sağlıcakla...

HALASKAR