KADINLAR ALLAH'IN EMANETİDİR: Rasulullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki: "Mü'minlerin iman itibariyle en mükemmel olanı, onların ahlakça en güzel olanıdır. Ve sizin en hayırlınız, kadınları için en hayırlı olanınızdır."[1]

Rasulullah Efendimiz (s.a.v) Veda Haccı hutbesinde şöyle buyurmuşlardır: "Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınızı; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir."[2]

Rasulullah Efendimiz'e (s.a.v); "Ey Allah'ın Rasulü, bizden birinin üzerinde zevcesinin hakkı nedir?" diye sorar. Allah'ın Rasulü: "Yediğinden yedireceksin, giydiğinden giydireceksin, yüzüne vurmayacaksın, onun çirkin olduğunu söylemiyeceksin, evden başka yerde ondan ayrılmayacaksın." Buyurur.[3]

İbn Abbas (r.a) demiştir ki: "Kadının benim için süslenmesini sevdiğim gibi ben de kadın için süslenmeyi severim. Çünkü Allah Teala ; "Erkeklerin kadınların üzerinde haklan olduğu gibi, kadınlan da onlar üzerinde haklan vardır" buyurmuştur.[4]

KADIN VE KOCA HAKLARI: Bu bölümün sonunda Bakara suresi 228. ayet-i kerimenin sonunda yer alan mesaja dikkat çekelim: "Erkeklerin hanımları üzerinde hakları olduğu gibi, hanımların da hakları vardır. Fakat erkeklerin derecesi ve sorumluluğu daha fazladır. Şüphesiz Allah en üstün olandır ve her şeyin hakimidir."[5]

Üstünlük ve eşitlik konusunda Rasulullah Efendimiz (s.a.v) veda hutbesinde son noktayı koymuştur: "Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır."[6]

HÜLASA: Dinimizde kadın ve erkek kul olarak Allah katında birdir. Ancak sorumluluk açısından kadın ve erkek eşitliğinden bahsetmek doğru olmaz. Çünkü İslam dininde eşitlikten önce adalet vardır. Adalet, yeri gelir eşitliği bozar. Erkeği üstün yapan tek şey, ailedeki sorumluluğudur. Nikah varsa karşılıklı hak ve sorumluluk vardır. Nikah kalktığında, karşılıklı hak ve sorumluluklar da biter. Nikah bitti diye boşandığı insana zulmetmek en büyük kul haklarından biridir.

Resulullah Efendimiz (s.a.v) mahremiyete dikkat çekerek şu uyarıyı yapmıştır: "Kişinin, eşiyle birlikte olduktan sonra onun sırrını ifşa etmesi, kıyamet gününde Allah katında sorumluluğu en büyük olan emanetlerdendir."[7]

"Kıyamet gününde insanların Allah nezdinde derecesi en fena olanı, karı-koca birbirine yakın olduktan sonra kadının sırrını yayan erkektir." [8]


[1] Tirmizi, Rada:11, No:1162, 3/457; Ebu Davud, Sünnet:16, No:4682

[2] Buhari, "?ac", 132, "Me??zi", 78/ Müslim, "?ac", 147 /Ebu Davud, "Menasik", 56, 61/ Tirmizi, "Tefsirü'l-?ur?an", 10/ İbn Mace, "Menasik", 76, 84

[3] İbn Kesir, Tefsiru'i-Kur'ani'1-Azim)

[4] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü't-Tefasir, Ensar Neşriyat: 1/270.)

[5] Bakara suresi 228)

[6] Buhari, "?ac", 132, "Me??zi", 78/ Müslim, "?ac", 147/ Ebu Davud, "Menasik", 56, 61/ Tirmizi, "Tefsirü'l-?ur?an", 10/ İbn Mace, "Menasik", 76, 84

[7] Müslim, Nikah, 124

[8] (Müslim, Nikah, 123, 124; Ebu Davud, Edeb, 32.