ASR-I SAADET'TEN ÖRNEKLER: Boşanma konusunda Resulullah Efendimiz (s.a.v) dönemindeki örneklere bakalım: Rasulullah(s.a.v) döneminde Abdullah İbn Ömer karısını adet görürken boşadı. Hz. Ömer Rasulullah'a (s.a.) gelip oğlu Abdullah'ın, karısını adetli iken boşadığım bildirdi. Rasulullah (s.a.) buyurdu ki: "Dönüp onu tekrar alsın. Sonra temizlenirse ister boşasın, ister tutsun.[1]

Demekki adetli iken karı boşanmaz. Bu karar adetli olmadığı dönemde alınmalı. Sünnete uyun olan boşama budur; kadın hamile veya adet halinde olmayacak. Ahlaksızlık ve şiddet durumu yoksa kadın iddetini koca evinde geçirmeli. İddet, hamile olup olmadığının bilinmesi için kadının bekletildiği müddettir. Dönüş imkanı olan boşanmalarda, boşanma hükmü netleşmeden sokağa atarcasına kadın evinden çıkarılmaz.

Fatıma binti Kays (r.a) anlatıyor: Rasulullah (s.a.v) döneminde kocam beni boşadı ve sonra bir Seriyyeye katılıp şehir dışına gitti. Kocamın kardeşi bana; "Evden çık" dedi. Ben de ona "süresi gelinceye kadar benim nafaka ve evde kalma hakkım vardır." dedim. O; hayır, dedi. Ben Rasulullah'ın (s.a.v) yanına geldim ve kendisine; "Kocam beni boşadı, kardeşi de beni evden çıkardı, nafaka ve evde kalma hakkım olmadığını söyledi." dedim. Rasulullah (s.a.v) kocamın kardeşine haber gönderip çağırdı ve; "Seninle Kays oğullarının kızının arasında ne var?" dedi. O; "Ey Allah'ın Rasulü, kardeşim onu üç talak ile boşadı." dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Ey Kays oğulları ailesinin kızı; bak, kadına nafaka ve kocasının evinde oturma hakkı dönüş imkanı bulunan boşamalar için sözkonusudur. Kadın için nafaka ve evde kalma hakkı; ancak kocasının talaktan dönme hakkı olduğu zaman vardır. Dönüş imkanı olmayınca, ne nafaka vardır, ne de evde oturma. Evden çık uygun olan bir eve geç."[2]

BOŞANMA HUKUKU: "Kadınların, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri doğru olmaz. Eğer Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorlarsa, gerçeği açıklarlar."[3] Hamilelik ve hayız durumunun bilinmesi, boşanma hukuku açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu konudaki ayrıntılara İslam fıkhından bakılabilir.

Boşandılar. Kadın bekliyor. Bu bekleme süresi içersinde kocası barışmak, tekrar birlikte olmak istedi. Kadın dilerse süre dolmadan tekrar boşandığı kocası ile nikahlanabilir. "Kocaları, bekleme süresinde barışmak istediklerinde, onları geri almaya daha layıktırlar."[4] Peki, kadın eski kocasına dönmek istemedi. Bekleme dönemi bittikten sonra boşanan kadın, uygun olan erkekle evlenebilir. Artık eski kocasının onun üzerinde hiçbir hak ve hukuku yoktur.

KADINA ZULÜM YAPANLAR: Ayet-i kerimenin nüzul sebebi olarak şu olay anlatılır: "Cahiliyye devrinde bir adam, dilediği kadar talakla karısını boşar, sonra iddeti bitmeden onu geri alırdı. Bin defa boşasa dahi geri alma hakkı vardı. Bir adam, karısına zulüm kastiyle "seni himayeme almayacağım, serbest de bırakmıyacağım" dedi. Karısı "bunu nasıl yapacaksın?" diye sordu. Adam: "Seni boşayacağım. İddetinin bitmesine yakın tekrar alacağım" cevabım verdi. Kadın, bu durumu Hz. Peygamber (s.a.v.)'e şikayet etti. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu."[5]

Rivayete göre; Ensardan, Yezid İbn Seken'in kızı Esma boşanmıştı ve o zamanda boşanan kadın için henüz iddet bekleme yoktu. Esma boşandığı zaman Allah Teala Bakara suresi 228. ayet-i kerimede boşanma için iddet hükmünü indirdi. Böylece talaktan dolayı hakkında iddet bekleme emri indirilen ilk kadın o oldu.[6] (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)


[1] (Buhari, Tefsir 65/1; Müslim, Talak 18/1)

[2] (Müsned, VI, 373-374, 411-418./Müslim, "?ala?", 36-54, "Fiten", 119-120./İbn Sa'd, e?-?aba??t, VIII, 273-275./Taberi, Tari? (Ebü'l-Fazl), IV, 234.9

[3] Bakara suresi 228

[4] Bakara suresi 228

[5] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü't-Tefasir, Ensar Neşriyat: 1/ 267

[6] İbn Kesir, Tefsiru'i-Kur'ani'1-Azim, 1,296