"Onlar, Süleyman'ın hükümdarlığı hakkında Şeytan'ın söylediklerine uydular. Gerçek şu ki; Süleyman asla inkarcı olmadı. Fakat şeytanlar gerçeği inkar ettiler. O şeytanlar ki insanlara sihir ve büyü öğretiyorlardı. Babil'de Harut ile Marut'a indirileni, saptırarak insanlara anlatıyorlardı. Halbuki o iki melek: "Biz imtihan için geldik, sakın inkarcı olmayın" Diye uyarmadıkça hiç kimseye bir şey öğretmezdi. Bu uyarıya rağmen onlar, karı ile kocayı birbirinden ayıracak şeyler öğrenmeyi tercih ettiler. Oysa o büyücüler, Allah'ın izni olmadıkça, hiç kimseye zarar veremezler. O büyücüler, faydalı olan şeyleri terk ediyorlar, zararlı şeyleri öğreniyorlardı. Yemin olsun ki şunu çok iyi biliyorlardı; "Kim o sihri satın alırsa, onun Ahiret hayatında hiçbir nasibi yoktur." Uğruna kendilerini sattıkları şey, ne kadar çirkin! Keşke bunun farkında olsalardı. (BAKARA 102)

HARUT VE MARUT: Ayet-i kerime, Babil şehrine gönderilen, insan suretine girmiş 2 melekten bahsediyor; Harut ve Marut... Melekler Allah'ın izni ile insan kılığına girebilirler. Örneğin Hz.Lut'un kavmine gönderilen 2 melek, Hz.İbrahim'e 2 misafir genç kılığında geşmişti de Hz.İbrahim onların melek olduğunu başta anlayamamış ve onlara yemek ikram etmek istemişti. Daha sonra misafirler gerçek kimliğini açıklamış ve Hz.İbrahim'e hayırlı bir çocuk, Hz.İshak'ı müjdelemişlerdi. [1]

Aynı 2 melek Hz.Lut'un evine 2 güzel delikanlı olarak gelmiştir. Onların melek olduğunu bilmeyen sapıklar, taciz ve saldırıda bulunmaya çalışmışlardı. O iki melek, sapık toplum için son bir imtihandı. Peygamberlerini dinlemediler ve helak oldular. [2] Cebrail (a.s.) da bazen Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) yanına insan suretinde gelirdi. Bir seferinde yolcu kılığında gelmiş ve Resulullah Efendimiz (s.a.v) ile ashabının bulunduğu ortamda, İman'ın şartlarını, İslam'ın şartlarını ve Kıyametin alametlerini konuşmuştu.[3]

Bunun gibi Milat'tan önce Arabistan'ın kuzeyinde Babil halkına gelen Harut ve Marut isimli bu 2 melek, insan suretinde gelmişlerdir. O dönemde sihir ve büyü revaçtadır. 2 bilgin kılığında olan Harut ve Marut, insanlara sihir ilminden faydalı olanları öğretmiştir. Bu öğrettikleri insanlar için bir imtihan olmuştur. İnsanlar öğrendiklerini, karı kocayı ayırmak gibi kötü şeyler için kullanarak imtihanı kaybetmişlerdir.

BÜYÜNÜN KAYNAĞI: Süddi bu ayet-i kerimenin iniş sebebi olarak şunları zikreder: "Hz.Süleyman devrinden önce Cinler ve Şeytanlar göklere tırmanıyorlardı. Oralarda gaybın sırlarına ve meleklerin bildiklerine ulaşmaya çalışıyorlardı. Sonra da bildiklerini yeryüzünde bulunan kahinlere ve büyücülere ulaştırıyorlardı. Kahinler bunları insanlara anlatıyorlardı ve insanlar bazı olayların, kahinlerin anlattıkları gibi çıktığını görüyorlardı. Cin şeytanları, kahinlerin kendilerine güvendiklerini görünce bu defa yalan söylemeye başlıyorlardı. Bu yalan yanlış bilgilerden sihir ve büyü de yapılıyordu.

İşte insanlar, cinlerden ve kahinlerden duydukları bu sözleri yazarak kitap haline getirmişlerdi. İsrailoğullannın arasında, cinlerin gaybı bildikleri haberi yayılmıştı. Bunun üzerine Hz. Süleyman her tarafa askerlerini gönderip bu hususta yazılan kitapları toplattı. Bir sandığın içine koyup tahtının altına gömdü. Hiçbir Şeytan, Hz. Süleymanm tahtına yaklaşamıyordu. Yaklaştığı takdirde ise yanıyordu. Hz. Süleyman, "Kimin, "Şeytanlar gaybı biliyor" dediğini duyarsanız cezalandırın." Diye emretmişti.

Nihayet Hz. Süleyman vefat etti. Onun Hak dinini bilen alimler de zamanla yok oldular. Arkadan başka nesiller geldi. Şeytan, insan suretine girerek bu insanlara yaklaştı ve bunlara "Ben size, yeyip bitiremeyeceğiniz bir hazineyi göstereyim mi?" dedi. İsraİloğulları da "Evet" dediler. Şeytan "O halde siz, Süleyman'ın tahtının altını kazın." dedi. Kendisi de gidip yeri bizzat gösterdi ve "Şayet o defineyi bulamazsanız beni Öldürün." dedi.

İsrailoğulları tahtın altını kazdılar. İnsanların yazdığı büyü kitapları buldular. Şeytan onlara "Süleyman, insanları, cinleri, şeytanları ve kuşları işte bu sihirlerle kontrolüne almıştı." dedi ve kaybolup gitti. Bunun üzerine, İsrailoğulları'nın arasında, "Süleyman sihir yazdı." görüşü yayıldı. İsrailoğullan bu kitaplara inandılar ve büyüyü dünyaya yaydılar. Sihir ve büyüyü günümüze taşıdılar. Hz. Muhammed (s.a.v.) son elçi olarak gelince, Hz.Süleyman'ın büyücü değil peygamber olduğunu bildirince, büyü kitaplarına dayanarak Resulullah (s.a.v) ile tartışmaya giriştiler. İşte ayet-i kerime bu olayı zikretmektedir."[4] "Onlar, Süleyman'ın hükümdarlığı hakkında da Şeytan'ın söylediklerine uydular."[5] (DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)


[1] Hud suresi 69-71

[2] Hud suresi 77-83/Hicr suresi 67-77

[3] Buhari, "Îman", 37

[4] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri)

[5] Bakara suresi 102