"Allah o fırtınayı, kesintisiz yedi gece, sekiz gün onların üzerine saldı. Sonunda, O kavmin, içi boş hurma kütükleri gibi orada yere serilmiş olduğunu görürdün." (HAKKA 7)

AD KAVMİ: 7 gece, 8 gün hiç kesilmeden devam eden bir fırtına... 7 gece, 8 gün devam eden bir azap... Ayet-i Kerime'de 7 gece, 8 gün azaba uğradığı belirilen kavim Hz. Nuh'tan sonra yaşayan Ad kavmidir. "Ad Kavmi gürültü koparan, yıkıp geçen bir fırtına ile yok edildi."

Hz.Hud'un kavmi olan Ad, uğultulu korkunç bir fırtına ile helak edilmişlerdi. Bu fırtına, aşırı derecede hızlı esen ve çok soğuk bir rüzgar idi... Resulullah Efendimiz (s.a.v) bu fırtına hakkında şöyle buyurmuştur: "Bana Saba rüzgarı ile yardım edildi. Ad kavmi ise Debur ile helak edildi"

"Allah Teala Ad kavminin helak edildiği rüzgara, ancak bir yüzük deliği kadar kapı açmıştı. Rüzgar çöl halkının üzerine esmiş, onları, hayvanlarını ve mallarını alıp götürmüş, gökle yeryüzü arasına savurmuştu.

Şehir halkı bu rüzgarı ve rüzgarın içindekilerini görünce demişlerdi ki: "Bu, bize yağmur getiren bir buluttur." Aksine rüzgar, çöl halkını ve hayvanlarını şehir halkının üzerine yağdırıverdi."

Bu fırtına ile ilgili İbn Abbas'tan gelen bilgi de şöyledir: "Allah, hangi rüzgarı gönderdiyse onu bir melek ve ölçüyle göndermiştir. Hangi yağmur tanesini indirdiyse, bir melek ve ölçüyle indirmiştir. Ancak Nuh (a.s.) kavmi ve Ad kavimleri bunun dışındadır.

Çünkü Nuh (a.s.) gününde su kabından taşmış ve fakat ona karşı bir şey yapamamışlardır. Ad gününde de rüzgar kabına sığmamış, Ad kavmi de ona karşı bir şey yapamamışlardı." Sonra İbn Abbas, "Uğultulu azgın bir fırtına ile helak oldular" mealindeki Ayeti Kerime'yi okudu.

SAĞLAM BİNALARI ONLARI KORUYAMADI: İçleri kurtlar tarafından yenmiş, çürümüş hurma kütüklerini düşünün, 7 gece, 8 gün süren fırtına sonunda, Ad Kavminin cesetleri, içi boş hurma kütükleri gibi sağa sola atılmış halde idi. Rüzgar onlardan birini kapar yere çarpardı. O, başı üstüne düşüp ölürdü. Başı parçalanır ve kopardı.

Halbuki onlar sağlam yapılarına, sahip oldukları imkanlara ne çok güvenmişlerdi. Muhteşem sarayları ve köşkleri vardı. Çok güzel bağ ve bahçelere sahiplerdi. Bu yüzden gurur ve kibre kapıldılar. Sapıtıp putlara tapmaya başladılar. İnsanlara zulmedip iyice azdılar. Hiç çekinmeden, Kıyamet ve Ahiret gününü inkar etmişler, Allah'ın elçisi Hz.Hud'un uyarılarını dikkate almamışlardı. O inkarcılardan tek bir kişi bile kurtulamadı.

İbn Cüreyc'in bu konudaki yorumu şöyledir: "Onlar, yedi gece ve sekiz gündüz, Allah'ın bu rüzgar cezası içinde canlı idiler. Sekizinci günün aksamı ölüverdiler ve rüzgar onları taşıyıp denize fırlattı. İşte Hak Teala'nın, "Şimdi onlardan hiçbir geriye kalan görüyor musun?" ayetinden ve "Ancak evleri geride kaldı" ayetinden murad budur.

(DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)