Tehaddi ayetlerinin birinci safhasında Müşriklerden K.Kerim'in benzeri bir Kitap getirmeleri istenir.[1] İsra suresinde geçen ayet-i kerime bunlardan biridir: "De ki: Andolsun, bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak üzere insü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler."[2]

Müşrikler cevap veremediler. Arap dili ve edebiyatında zirvede olmalarına rağmen Kuran'ın dili karşısında aciz kaldılar. K.Kerim'in benzeri bir kitap getiremediler. Bu bir yana 10 sure bile getiremediler. Daha sonra inen Yunus suresinde, 10 sure bile getiremeyen müşriklerden bari 1 sure getirmeleri istenir: "Yoksa, Onu Muhammed uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer sizler doğru iseniz Allah'tan başka, gücünüzün yettiklerini çağırın da hep beraber onun benzeri bir sure getirin."[3]

Bakara suresinde de aynı meydan okuma vardır: "Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sure getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah'tan gayri şahitlerinizi, yardımcılarınızı da çağırın. Bunu yapamazsanız ki elbette yapamayacaksınız, öyleseyse yakıtı, insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş kafirler için hazırlanmıştır."[4]

K.KERİM ALLAH(C.C.) KELAMIDIR. Hülasa: K.Kerim'in üstünlüğü sadece harf, kelime ve cümlelerden ibaret değildir. K.Kerim dil, üslüp, muhteva, bilgi gibi bütün yönleri ile insan sözlerinden üstündür. K.Kerim'in indiği günden bugüne kadar inkarcılar, K.Kerim gibi ne bir kitap, ne on sure, ne de bir sure ortaya koyamadılar. Kıyamet gününe kadar da buna güçleri yetmeyecektir. Çünkü O, Allah (c.c.) sözüdür.

Taberi, tehaddi ayetleri ile ilgili şu yorumu yapar: "Hz. Muhammed (s.a.v.)'ın hak peygamber olduğuna delil olarak insanları aciz bırakan bu Kur'an yeterlidir. Zira Resulullah, zamanında yaşadığı toplumun fertlerinden biridir. Fakat O'na gelen Kur'an'ın bir suresinin dahi benzeri meydana getirilememiştir.Halbuki o tarihte Araplar, edebiyatın zirvesinde bulunuyorlardı. Tüm belagat ve fesahatlanna rağmen Kur'an ifadeleri karşısında aciz kalmışlar, O'nun bir suresinenin dahi benzerini meydana getirememişlerdir. İşte bu haliyle Kur'an-ı Kerim, Resulullah'ın Hak Peygamber olduğuna en büyük delildir."[5]

Mustafa Kemal Paşa'nın, 7 Şubat 1923 Çarşamba günü öğle vakti, Balıkesir'in Zağnos Paşa Camii'nde okunan mevlidden sonra minbere çıkarak yaptığı konuşma, Balıkesir hutbesi olarak tarihe geçmiştir. Bu hutbeden çok önemli bir tespite dikkat çekelim:

" Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur'an-ı Azimüşşan'daki açık ve kesin hükümlerdir. İnsanlara maneví mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir, mükemmel dindir. Çünkü dinimiz; akla, mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak'tır."[6]İşte bu nokta çok önemli: K.Kerim ile tabiat kanunları arasında hiçbir tezat bulunamamıştır, bulunulmayacaktır da...

K.Kerim'de, akla, mantığa, bilme ve gerçeklere uymayan hiçbir bilgi yoktur. Bilim henüz K.Kerim'de anlatılan birçok hususun seviyesine ulaşabilmiş değildir. Çünkü K.Kerim aynı zamanda akıl ve bilim üstü bir kitaptır. İnsanoğlu, boşuna K.Kerim'in benzeri bir kitap getirmeye uğraşmasın. K.Kerim'i okusun, anlasın ve yaşasın. Çünkü dünya ve ahiret kurtuluşu K.Kerim'dedir.

HAFIZLARA MÜJDE: Bu bölümü hafızlar için ve hafız evladı olan anne babalar için büyük bir müjde ile bitirelim: "Kim Kur'an-ı Kerimi okuyup ezberler, onun helal kıldığını helal kabul eder ve haramını da haram sayarsa, bu sebeple Allah onu cennete koyar ve hepsi de cehennemlik olan mümin yakınlarından on kişiye şefaat yetkisi verir."[7]


[1] Kasas suresi 49-Tur 34

[2] İsra Suresi 88

[3] Yunus suresi 38

[4] Bakara suresi 23-24

[5] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri

[6] https://balikesir.ktb.gov.tr/TR-65833/ataturk39un-balikesir-hutbesi.html

[7] İbni Mace, Tirmizi