"O Allah ki, yeryüzündeki her şeyi sizin için yarattı. Sonra göğü yaratıp 7 kat olarak düzenledi. O Allah ki; her şeyi bilendir." (BAKARA 29)

ARZ, YERYÜZÜ: Arz, yeryüzü, yerküre, dünya... İnsanoğlunun ahiret öncesi yaşadığı alem... Kur'an-ı Kerim'de arz kelimesi 468 yerde geçiyor. "Allah yedi göğü ve yerden de onlar gibisini yaratandır."[1] ayet-i kerimesini dikkate alan bazı alimlerimiz yedi kat gök gibi yedi kat yer olduğunu söylemişlerdir. Rasulullah efendimiz'in (s.a.v) şu hadis-i şerifi de bu görüşü desteklemektedir: "Her kim haksızca yerden bir karış alacak olursa yedi kat arza kadar olan kısmı onun boynuna dolanır."[2]

İnsanoğlunun üzerinde yaşadığı toprak, yedi kat yerden bir tanesi ve bize göre birincisidir. Peki diğer katlar, dünyanın katmanları mıdır? Ya da fizik ötesi yerler mi var? Bunlar dünya küresi dışında yaşamın olduğu yerler olabilir mi? Bilmiyoruz... Ama bildiğimiz, bize bildirilen net bir bilgi var. Bunu bilmemiz de yeterli aslında: "Göklerde ve yerde bulunanlar Allah'a aittir; hepsi O'na boyun eğmiştir"[3]

"Yedi gök, yer ve bunların içerisinde bulunanlar Allah'ı tesbih eder. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur; fakat siz onların tesbihini anlayamazsınız"[4] Anlıyoruz ki: canlı, cansız, yer ve göklerde olan herşeyin bir ruhu var. Ruhları var ki; kendi dilleri ile Allah'a hamd edip, tesbihde bulunuyorlar. Ey Can, sen de boyun eğ! Sen de Allah'ı tesbih et. Elhamdülillah de...

Bilim adamları, yerkabuğunun bugünkü şeklini alabilmesi için milyonlarca yılın geçtiğini tahmin ediyorlar. Varın gerisini siz düşünün. İtiraf edelim; bilmiyoruz. Aciziz. Teslim oluyoruz. İnandım, itaat ettim diyoruz.

EKSİ SONSUZ ARTI SONSUZ: Bu konuda en güzel tefsir sahiplerinden biri Taberi'dir. Taberi tefsirinde der ki: "Günümüz Astronomi biliminin verilerine göre, kainatın genişliği, "Eksi sonsuz, artı sonsuz" olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyle bu aleme bir hudut çizilememektedir. Durum böyle olunca insanoğlu aczini itiraf etmekte ve Allah'ın (c.c.) var ettiği kainat nizamının boyutları hakkında bir şey söyleyememektedir. İşte böyle umumi bir acz halinin yaşandığı bir mevzuda söylenecek şeyler de o nisbette az oluyor ve kesinlik ifade etmiyor. Bu durum muvacehesinde müfessirlerin söylediklerini çok kısa olarak şöylece arzedelim: "Dünyanın dışında bulunan bütün yıldızların süslediği maddi alemin hepsi bir semadır, bir göktür. Bunun ötesinde daha altı sema vardır. Fakat bunların keyfiyetini şimdilik bilememekleyiz. Allah, her şeyin en iyisini bilendir."[5]

ÖNCE AYDINLIK VE KARANLIK YARATILDI: Muhammed b. İshak, yerin ve göklerin yaratılma safhaları hakkında şunları söylemiştir: "Allah teala önce aydınlığı ve karanlığı yaratmıştır. Sonra onları birbirlerinden ayırmış, karanlığı, her şeyi bürüyen karanlık bir gece, aydınlığı da her şeyi aydınlatan aydınlık bir gündüz yapmıştır. Sonra yedi kat göğü, dumandan var etmiştir. Allah daha iyi bilir ya, zannederiz ki bu duman, sudan yükselmiştir. Böylece gökler müstakil bir hale gelmişler fakat Allah onları henüz muhkem bir hale getirmemişti. Dünya semasında, karanlık geceyi ve aydınlık gündüzü var etti. Henüz, güneş, ay ve yıldızlar yokken gökte gece ve gündüz vardı. Sonra Allah, yeryüzünü düzene koydu. Onu dağlarla sağlamlaştırdı. Orada çeşitli gıda ve nziklan yarattı ve yeryüzüne dilediği yaratıklarını yaydı. Böylece yeryüzünü ve onun üzerinde bulunan nzık ve gıdaları dört günde yaratmış. Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Onu sağlamlaştırdı. Dünya semasında güneşi, ayı ve yıldızları yarattı. Her göğe de emrini vahyetti. Onlan da iki günde yarattı. Böylece gökleri ve yeri altı günde yaratmış oldu. Daha sonra, göklerin üzerine yükselerek göklere ve yere "Sizin için dilediğim şeylere, isteyerek veya istemeyerek gelin." dedi. Onlar da "İsteyerek geldik" dediler."[6] (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)


[1] Talak suresi 65/12

[2] Müslim, Müsakat, 141

[3] Rum suresi 26

[4] İsra suresi 44

[5] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri

[6] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri