"Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattık. Biz yaratmaktan habersiz değiliz." (MÜMİNUN 17)

7 kat gökyüzü, 7 kat gökyüzünde 7 yol... Resulullah Efendimiz (s.a.v) katlar arası mesafenin 500 yıl olduğunu haber veriyor.[1]

Yine Resulullah Efendimiz (s.a.v) mi'raç yolculuğunda, yedi kat semadan geçtiğini, semanın her katında bir peygamberle karşılaştığını bizlere bildirmiştir. [2]

Allah (c.c.) K.Kerim'de; "Biz yakın semayı yıldızların ziynetiyle süsledik" buyuruyor.[3]

Anlıyoruz ki; insanoğlunun uzayda gözünün ve ilminin ulaşabildiği her yer yakın semaya ait. Güneş, ay, güneş sisteminin gezegenleri, samanyolu galaksisi, insanoğlunun araştırmaları sonucu uzayda görebildiği ve görebileceği heryer, semanın sadece birinci tabakasıdır. Yakın semadır. Semavatın en küçük katıdır.

Bunun ötesinde 6 kat daha uzay vardır. Kara delikler bu katlar arasındaki bir geçiş kapısı oalbilir mi? Bilmiyoruz. Yine anlıyoruz ki; insaoğlu için semavat yollarından sadece birinci katın yolu açıktır. İnsan için, göklerin diğer kapılarından geçiş ancak ölümle mümkün olabilecektir. Demekki ölüm göklerin kapılarının anahtarlarından birincisidir.

ANCAK ALLAH'A AİTİZ VE YİNE O'NA DÖNECEĞİZ: Hülasa: Kabe'de tavaf için 7 dönüş vardır. 7 dönüşle bir tavaf yolculuğu tamamlanır. Merve ile Safa arasında da toplam 7 gidiş ve geliş vardır. Yine Hac ibadetinde Şeytan'a 7 taş atılır. İşte bu 7'ler de Allah'a (c.c.) ulaşmak için manevi birer yoldur.

Anladığımız şudur; Göklerin yolları vardır. Tüm insanlar, beden ve ruhları ile bu yollardan ancak ölüm ile geçebilirler. İnsanlara, ölüm öncesi istisnai geçiş imkanı Miraç mucizesinde olduğu gibi peygamberlere tanınmıştır. Bir de şehitlere...

İnsan bu yolculuğa çıkarken; beden geride kalır, ruh yoluna devam eder. Bu sebeple ölünün arkasından deriz ki; "Ancak Allah'a aitiz ve yine O'na döneceğiz" İşte Rabbimize bu yollardan döneceğiz.

MÜMİNUN SURESİ: Müminun Suresi'nde ilgili ayetler mealen şöyledir: "Andolsun biz insanı, çamurdan, süzülüp çıkarılmış bir özden yarattık. Sonra onu sağlam bir karargahta nutfe haline getirdik. Sonra nutfeyi alaka, aşılanmış yumurta yaptık.

Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere, iskelete çevirdik; bu kemikleri etle kapladık.

Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp-yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir. Sonra, muhakkak ki siz, bunun ardından elbet öleceksiniz. Sonra da şüphesiz, sizler kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz.

Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattık. Biz yaratmaktan habersiz değiliz. Gökten uygun bir ölçüde yağmur indirip onu arzda durdurduk. Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yeter."[4]


[1] Tirmizi, "Tefsir", 57

[2] Buhari, "?alat", 1; "?ac", 76; "Enbiya?", 5; Müslim, "Îman", 259, 263

[3] Saffat suresi 6

[4] Müminun suresi 12-19