"Bir zamanlar Yusuf, babasına demişti ki: Babacığım! Ben rüyamda on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm." (YUSUF 4)

HZ.YUSUF'UN KISSASI: Bu ayet-i kerime, Hz.Yusuf ve babası Hz.Yakup'tan haber vermektedir. Hz.Yusuf'un hayatı, K.Kerim'de Yusuf suresinde anlatılmaktadır. Bu hayat, kıssaların en güzelidir. Surenin iniş sebebi olarak şu olay anlatılır: Medine'de yaşayan Yahudi bilginleri, peygamberlik ve Hz.muhammed hakkında kendilerinden bilgi almaya gelen Mekkeli müşriklerin elçilerine şöyle akıl vermişlerdi: «Muhammed'e sorun. Yakub'un aile efradı Filistin yörresinden Mısır'a niçin gitti? Yusuf'un kıssası nedir? Eğer Muhammed Allah'ın elçisi ise doğru cevap versin" Bu bilgiyi alan Mekkeli Müşrikler, Resulullah Efendimiz'i (s.a.v) kendilerince peygamberlik testine tabi tutmak için gelip Hz.yusuf hakkında sorular sordular. Bunun üzerine Yusuf suresinin nail olduğu bildirilmiştir.[1]

RÜYA İLE BAŞLAYIP RÜYA İLE BİTEN HİKAYE: Yusuf suresinde, Hz.Yusuf'un yaşanmış hikayesi, bu rüya ile başlar. Hikaye, yıllar sonra Hz.Yusuf'un bu rüyayı yaşaması ile sona erer. Hz.Yusuf'un babası Hz.Yakup'tur. Hz.Yusuf, babasına gördüğü bir rüyayı anlatır. Hz.Yusuf rüyayı gördüğünde 12 yaşındadır. "Babacığım! Ben rüyamda on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm."[2]Rüyayı dinleyen baba Hz.Yakup der ki: "Yavrum bu rüyanı sakın kardeşlerine anlatayım deme. Şeytanın hilesine kapılıp sana bir tuzak kurabilirler. Şüphesiz ki Şeytan, insan için apaçık bir düşmandır."[3]

Görülen rüya herkese anlatılmaz. Çünkü rüya geçmişten, gelecekten ve insan o anki halimden sırlar ve bilgiler taşır. Nitekim babası Hz.Yusuf'un rüyasındaki sırları görür ve der ki: "İşte böylece Rabbin seni seçecek, sana rüyada görülen olayların yorumunu öğretecek ve daha önce iki atan İbrahim ve İshak'a nimetini tamamladığı gibi sana ve Ya'kub soyuna da nimetini tamamlayacaktır. Çünkü Rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir."[4] Hz.İshak, Hz.Yusuf'un dedesidir. Hz.İbrahim de büyük dedesidir.

RÜYA ALEMİ: Rüya konusunda Resulullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Güzel rüya Allah tarafındandır. Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse onu ancak sevdiği kişilere anlatsın. Sevmediği bir rüya görürse onun şerrinden ve Şeytanın şerrinden Allaha sığınsın. Üç kere sol tarafına tükürsün, onu kimseye anlatmasın. Böylece o rüya ona asla zarar vermez."[5]

"Sizden bir kimse bir rüya görürse şüphesiz ki o rüya Allah tarafındandır. Ondan dolayı Allaha hamdetsin ve onu anlatsın. Sevmediği bir rüya görürse şüphesiz ki o da şeytan'dandır. O rüyanın şerinden Allaha sığınsın ve onu kimseye anlatmasın. Şüphesiz ki o rüya ona zarar vermez."[6] Rüyasında 11 yıldız, Hz.Yusuf'a secde eder. Bu yıldızlarla birlikte ay ve güneş de Hz.Yusuf'a secde eder. İbn Abbas der ki: " Peygamberlerin rüyası bir vahydir.[7]

Rüya tabirine göre; bu onbir yıldız Yusuf un kardeşleri, ay ve güneş ise anne ve babasıdır. Bu 11 kardeşten on tanesi O'nu kuyuya atan kardeşleridir. Bir tanesi ise ana baba bir kardeşi Bünyamin'dir. Tefsirlere göre; Hz. Yakub'un (a.s) dört hanımı ve on iki oğlu vardı. Hz. Yusuf (a.s) ve küçük kardeşi Bünyamin bir hanımından, kalan on oğlu da diğer hanımlarından olmaydı. Bünyamin Hz. Yusuf'un (a.s) küçük kardeşiydi. Anneleri Bünyamin'i doğururken vefat etmişti.[8]

Rüya aleminden dünya alemine gelecek olursak; Güneş ve ayı biliyoruz. Peki, Hz.Yusuf'un rüyasındaki 11 yıldız, uzayda hangi gök cisimlerinin karşılığıdır acaba? Bilim adamları, Güneş Sistemi'nde 8 tane gezegen, en az 10 tane de cüce gezegen var diyorlar. Hz.Yusuf'un rüyasına göre şunu söyleyebilir miyiz? "Güneş siteminde var olan gezegen sayısı 11'e tamamlanacaktır. Bunlar birer sönmüş yıldızdır." Bu şimdilik bir yorum, bir iddia... Bu yorumun onaylanıp onaylanmadığını zaman gösterecektir. (DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)


[1] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü't-Tefasir

[2]Yusuf suresi 4

[3] Yusuf suresi 5

[4] Yusuf suresi 6

[5] Buhari K. el-Ta'bir bab: 46/ Müslim, K. er-Ru'ya bab: 4 Hadis No: 2261

[6] Buhari K. el-Ta'bir bab: 46

[7] Taberi, 12/151

[8] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü't-Tefasir