"Eğer yetimlere haksızlık yapmaktan korkarsanız onlarla evlenmeyin. Size uygun olan kadınlarla evlenin; 2,3 veya 4 nikahınız olabilir. Ancak adaleti sağlayamamaktan korkarsanız 1 nikahınız olsun. En iyisi, sahip olduğunuz ile yetinin. Sorunsuz aile için en uygun olanı da budur."(NİSA 3)

KADINLAR YETİMLER GİBİDİR: Tabiki normal şartlarda esas olan bir kadınla evliliktir. Genel kural budur. Sorunsuz bir aile için de en uygun olan budur. Çünkü Diğer durumlarda, kadınlar arasında adaleti sağlayamama riski her zaman vardır.Kadınlar yetimler gibidir. Anne babası olmayan yetimler konusunda hassas olduğumuz gibi kadınlar konusunda da hassas olmalıyız. Kadınlar herşeyden önce sahiplenilmek ister. Sevgi ister, şefkat ister. Bu konuda bir yetimden farkı yoktur kadının. Resulullah Efendimiz (.a.v) buyurular ki: "Allahım! Sen şahid ol. Ben iki zayıfın, yani yetim ve kadının hakları konusunda insanları şiddetle uyarıyorum, onların haklarına el uzatılmasını özellikle yasaklıyorum." [1]

İbn-i Abbas (r.a) bu konuda ne güzel bir tespit yapmış: "Allah Teala burada şöyle buyuruyor: Yetimler hakkında nasıl adaletli davranamamaktan korkuyorsanız aynı şekilde kadınlar hakkında adalete riayet edememekten korkun ve hakkını tam olarak yerine getirebileceğinizden fazlasıyla evlenmeyin. Çünkü acizlik ve zayıflıkta kadınlar da yetimler gibidirler."[2]

CAHİLİYYE DÖNEMİNDE KADIN: Hz. İbn Abbas ve Hz. İkrime, bu ayet-i kerime ile Cahiliyye döneminde varolan bir adaletsizliğin ortadan kaldırıldığını belirtirler.[3]Cahiliyye döneminde evlenilen kadınların sayısında herhangi bir sınırlama yoktu. Mekkeli müşrikler, sayısız kadınla evlenir, onların da ihtiyaçlarını karşılayamazlardı. Zorda kalınca da akrabalarından yetim olanların mallarına el koyarlardı. Sırf mallarına el koymak için, yetim kızları nikahlarına alıp mağdur ederlerdi. Bu ayet-i kerime ile Allah (c.c) evlenilecek kadınların sayısını dört ile sınırlamış ve adaletli olmayı şart koşmuştur. Bu ayet-i kerime indikten sonra Resulullah Efendimiz (s.a.v) dörtten fazla olan hanımı olanların, hanımlarını boşamalarını emretmiştir.[4] Resulullah Efendimiz (s.a.v) kendi evliliklerini de bu ruhsatı kullanarak, daha çok siyasi ve sosyal sebeplerle yapmıştır.

Hz. Aişe (r.a) annemizden şöyle rivayet edilmiştir; birisinin yanında yetim bir kız vardı. Onu kendine nikahladı. Yetim kızın bir hurmalığı vardı ve adam burayı da kendi elinde tutuyordu. Yetim kıza kendinden bir şey, mehir vermemişti. Bunun üzerine; "Eğer yetimlere haksızlık yapmaktan korkarsanız onlarla evlenmeyin. Size uygun olan kadınlarla evlenin; 2,3 veya 4 nikahınız olabilir."[5] ayeti nazil oldu.[6]

İbn-i Arabi 4 sayısının sırrını açıklarken der ki: "Bu sayının ilahi hükmü en geniş makama sahip olmasıdır. Bu bakımından peygamberlik makamının altındaki en geniş makam, maneviyatta 4 ile tavsif edilmiştir. Bu makam Sıddıklar makamıdır. Allah Teala, 4 sayısının en geniş makama sahip olması nedeniyle ancak 4 kadınla evliliğe müsaade etmiştir."[7] Bu konuda adaleti ancak sıddık olanlar başarabilir. Allah (c.c.) çok evliliğe; erkek, bütün hanımlarına adil davrandığı sürece izin vermiştir. Bu şartı yerine getirmek de çok zordur. Bu sebeple tek kadınla evlilik tavsiye edilmiştir.Nitekim Nisa suresinde şöyle buyrulmaktadır: "Ne kadar isteseniz, kadınlar arasında tam bir adalet sağlayamazsınız; bari tamamen birine meyledip de diğerini ortada bırakmayın."[8]

HÜLASA: İslam dini tek evliliği teşvik etmiştir. Ancak çok evliliği de yasaklamamıştır. Özel şartlar gereği ve ihtiyaç durumunda, en çok dört kadınla evlenmeye izin verilmiştir. Altını çizerek son cümlemizi paylaşalım: Bu bir emir değil izindir. Teşvik değil ruhsattır. "Adaleti sağlayamamaktan korkarsanız 1 nikahınız olsun. En iyisi, sahip olduğunuz ile yetinin. Sorunsuz aile için en uygun olanı da budur."[9]

Resulullah Efendimiz de (s.a.v) birden fazla hanımı olanları uyarmıştır: "Kimin iki hanımı olur da bunlardan birine adalet dışı farklı ilgi gösterirse kıyamet gününde bir tarafı felçli olarak haşredilecektir"[10]


[1] İbni Mace, Edeb/ 6; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 440

[2] İbnu'l-Esir, Usdu'1-Ğabe, V.77.

[3] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri

[4] İbn Mace, "Nika?", 40 /Tirmizi, "Nika?", 33

[5] Nisa suresi 3

[6] Buhari, K. Tefsir el-Kur'an sure 4. bab: 1/ Tirmizi, Tefsiru'l-Kur'an, 4-16, hadis no: 3030

[7] Fususu'l - Hikem'in Tercümesi ve Şerhi", Ahmed Avni Konuk, M.Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, İstanbul, 2005

[8] Nisa Suresi 129

[9] Nisa suresi 3

[10] Müsned, II, 295, 347, 471; Ebu Davud, "Nika?", 38; Tirmizi, "Nika?", 42