"Sonra Muhammed'e yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu." (NECM 8, 9)

MUHAMMED (s.a.v) RABBINI GÖRDÜ: Bu konuyla ilgili Tirmizi'de geçen bir rivayeti paylaşalım: İkrime'den, onun da İbn Abbas'tan rivayetine göre; O, şöyle demiştir: "Muhammed Rabbını gördü." Ben: "Allah Teala «Gözler, O'na erişemez. O ise, bütün gözlere erişir.» [1] buyurmuyor mu?" Nasıl gördü?" diye sordum. ibn Abbas (r.a) şöyle cevabladı: Allah sana akıl fikir versin. Bu, Allah Teala kendi nuru ile tecelli ettiği zamanda gerçekleşmiştir. O (s.a.v), Rabbını iki defa gördü." [2]

Resulullah Efendimiz'in (c.c.) Allah'ı görmesine Ru'yet denilir. İbn Abbas (r.a.), ru'yetin İsra-Miraç gecesi vuku' bulduğunu söyleyerek Necm Suresini delil getirmiştir.[3] Abdullah İbn Şakik (r.a) şöyle rivayet etmiştir: Ebu Zerr'e (r.a): Şayet Allah Rasulü (s.a.)nü görmüş olsaydım ona sorardım, dedim. Ona neyi sorardın? dedi. Ben: Ona; Rabbını gördün mü? diye sorardım, dedim. Ebu Zerr şöyle dedi: Ben sordum da: Bir nur gördüm, buyurdu, dedi.[4]

NECM SURESİ: Necm Suresi'nde ilgili ayet-i kerimeler mealen şöyledir: "Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız Muhammed sapmadı ve batıla inanmadı; o, arzusuna göre de konuşmaz. O bildirdikleri vahyedilenden başkası değildir. Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri, Cebrail öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu. Sonra Muhammed'e yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki birleştirilmiş iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu. Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. Gözleriyle gördüğünü kalbi yalanlamadı. Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız? Andolsun onu, Sidretü'l-Münteha'nın yanında önceden bir defa daha görmüştü. Cennetü'l-Me'va da onun yanındadır. Sidre'yi kaplayan kaplamıştı. Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı. Andolsun o, Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü."[5]

İNSANIN ULAŞABİLECEĞİ EN BÜYÜK NİMET: Hülasa: İnsanoğlunun ulaşabileceği en büyük nimet Allah'ı (c.c.) görmektir. Rabbim, bu nimete ulaşmayı hepimize nasib eylesin.

Resulullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: "Cennetlikler cennete girince Allah Teala onlara: "Size vermemi istediğiniz bir şey var mı?" diye soracak. Onlar: "Ya Rabbi! Yüzlerimizi ak etmedin mi? Bizi cennete koyup cehennemden kurtarmadın mı, daha ne isteyelim?" diyecekler. İşte o zaman Allah Teala perdeyi kaldıracak. Onlara verilen en güzel ve en değerli şey Rablerine bakmak olacaktır."[6]

Cerir İbni Abdullah (r.a) anlatıyor: "Bir gece Resulullah'ın yanında bulunuyorduk. On dördüncü gecesindeki aya baktıktan sonra şöyle buyurdu: "Şu ayı hiç bir sıkıntı çekmeden gördüğünüz gibi Rabbinizi de cennette ayan beyan göreceksiniz."[7]

Bunca güzelliğin sahibi ve yaratıcısı Allah'tır. O'nun güzelliğini gören cennet ehli, aşık olur, kendilerinden geçer ve cennet zevklerini unuturlar. İşte gerçek aşk budur Can! Her ayın 14. gecesi aya bak ve şu duayı yap olur mu? "Rabbim, cenneti, cemalini görmeyi bizlere de nasib eyle!" Amin!

Bu satırların sahibini de duanızda unutmayın, olur mu?


[1] En'am suresi 103

[2] Tirmizi, Tefsir el-Kur'an, Sure: 53, bah: 7, Hadis no: 3279

[3] Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri

[4] Müslim, K.el-İman, bab: 292, Hadis no: 178

[5] Necm suresi 1-18

[6] Müslim, Îman 297 /Tirmizi, Tefsiru'l-Kur'an 1

[7] Buhari, Mevakitü's-salat 16,Tefsiru sure 2, Tevhid 24/ Müslim, Mesacid 211/Ebu Davud, Sünnet 19/ Tirmizi, Cennet 16/ İbni Mace, Mukaddime 13