"Bir 'uluslararası hukuk' edebiyatıdır gidiyor. Oysa, 2014'te Ukrayna'da seçilmiş yönetime karşı NATO desteğiyle yapılan faşist darbeye ses çıkarılmadı.

Seçilmiş devlet başkanı suikasttan kurtulup Rusya'ya sığındı. Rus dili yasaklandı. Oysa Ruslar iki kurucu unsurdan biriydi.

Darbeci neo-naziler, Rusları 'azınlık' ilan etti ve etnik temizliğe başladı.

Irkçı saldırılarda binlerce (evet binlerce) insan öldü.

Bunun üzerine Kırım, Donetsk ve Luhansk'ın halkları, yaptıkları referandumla bağımsızlık ilan etti. Ancak, Kiev yönetimi saldırılarını sürdürdü.

NATO ve ABD, Kiev yönetimini kışkırtmayı sürdürdü. Ukrayna'yı Rusya'nın bütün uyarılarına karşın NATO'ya almaya çalıştı.

Soğuk Savaş sonrasında dağılması gereken NATO, Doğu'ya karşı genişlemeyi sürdürdü. Oyunu bozmaya çalışan Rusya'nın NATO'ya katılma talebi kabul edilmedi.

Donetsk ve Luhansk'te yaşayan Ruslar, Moskova'dan yardım istedi. Rusya, NATO'nun genişlemesinden tedirgin oluyor, Çin ile ilişkilerini geliştiriyordu.

Sonunda NATO ve ABD'nin genişleme siyaseti Kremlin duvarlarına çarparak dağıldı. Rusya askeri harekat başlattı.

Rusya aslında bir savaşı başlatmıyor, 8 yıldır süren bir savaşı bitiriyor.

Darbeci Neo-Naziler 14.000 kişiyi öldürdü. Bunların 9 bini sivil, 3 bini çocuk.

Ama şu büyük savaşta ise, iki tarafın yaptığı açıklamalarda verdiği sayıları toplasak bile 300-400 insan kaybı var.

Rusya, soykırım yapmakla suçladığı darbeci neo-nazilerin kimliklerini açıkladı. Çoğu sivil 14 bin kişiyi ve sırf Rus diye 3 bin çocuğu öldüren bu faşist katilleri yakalayıp yargılayacağını ilan etti.

İşte Batı'nın ve NATO'nun üstünü örttüğü insanlığa karşı işlenen suç budur.

MERDAN YANARDAĞ