Atlar, insanlar tarafından ehlileştirildikten sonra kemer ve gem kullanılmış, ehlileşen atın üzerine eyer yerleştirilmiş ve at insanlığın hizmetine girmiştir. Tarihte Lidya'lılarla başlayan saraçlık mesleği Orta Asya Türkleri ile önemli bir ivme kazanmıştır.

Derinin işlemesini çok iyi yapan Türk'ler gittikleri yeni coğrafyalara saraçlık mesleğini de götürmüşlerdir.


At koşum takımlarının kullanım amacı, hayvanların sağlığını korumak, rahat hareket etmesini sağlamak ve dıştan gelebilecek tehlikelerden onları korumaktır. Saraçlık; koşum ve binek veya takımları, eyer, yular, hamut, başlık, göğüslük, at gözlüğü, dizgin, kamçı, kırbaç gibi takımların deri ve meşin kısımlarını yapma işleme tamir etme sanatıdır.


Silah kını, bıçak kını gibi aletleri de geçmişten itibaren yaptıklarını biliyoruz. Bu ürünleri ortaya çıkarabilmek için; dikiş makinası, çekiç, pense, kerpeten, zımba, biz, demir örs, keser gibi aletler kullanırlar.

Bir ürünün koşu atına mı, yük çeken ata mı yapıldığı bile çok farklı özellikler ihtiva eder. O yüzden saraç ayrıntıları görerek işini yapmak durumundadır.


İlçemizde Sarraflar Çarşısı'nın çarşı tarafından girişinde soldaki ilk sokak Saraçlar Aralığı idi. Özellikle perşembe günleri çok yoğun olurdu.

Koşum takımlarını tamir ettirmek isteyenler, ya da yeni bir eşya almak isteyenler hayvanlarıyla uğrayıp ihtiyaçlarını giderirlerdi. Babamın işyerinin arka cephesi olduğu için uzun yıllar yakından izleyebildim.


Neşeli insanlardı, bütün aralık aynı işi yapıyor olmasına rağmen birbirleri ile iyi geçinirlerdi. Binek ve koşum hayvanlarının hızla hayatımızdan çıkması saraçlık mesleğini de hayatımızdan çıkarttı.

İsmail Saraç, Hamit Üsküplü, Şaban Özşahin, Süleyman Özoktay, Mesut Usta, Mehmet Tabaklar gibi ustalar mesleğin akılda kalan ustalarıdır.


Yeni kuşaktan Arda ve Uğur Uşakeşsoy iki binli yıllara kadar mesleği sürdürme gayreti içinde oldular.


Kaynakça : Okt.Nuray Baygül Sivas'ta Saraçlık

Bekir Hanlaroğlu, Hamir Üsküplü, Süleyman Özoktay, Osman ?