Cumartesi akşamı Kafkas Derneği'nin Gürcü Kültür Gecesi vardı. Açıkçası çok izlemeyi istediğim bir programdı. Fakat o gece başka bir programım olduğu için izleme olanağım olmadı.

Aldığım bilgiler bu özel gecenin gerçekten çok başarılı şekilde geçtiği ve ilçe halkının da yoğun ilgi gösterdiği şeklindeydi. Emeği geçen dernek yönetimini kutluyorum. İlçe halkına böyle bir özel geceyi yaşattıkları için...
Özellikle değerli dostum Dernek Başkanı Ömer Faruk Demirtaş'ı kutluyorum. Terör olaylarının olduğu zamanda böyle bir programı iptal etmediği için.

Ömer Faruk Demirtaş'ı kutluyorum. Geceden önce davet için yaptığı basın toplantısında kullandığı; "Biliyoruz ki ülkemiz gerçekten çok zor bir dönemden geçiyor. Moralimizi bozan haberler geliyor. Ancak bir yanda da hayatın tüm hızıyla devam ettiğini de unutmamamız lazım.

Bizi küstürmek isteyen, sindirmek isteyen vatan düşmanlarına karşı daha gür sesle birlikte olduğumuz ve farklılıklarımızla bu ülkeye zenginlik ve değer kattığımızı göstermemiz lazım. Bu arada esas amaç eğlenmek değil birlik ve beraberlik mesajları vermek, ne kadar güçlü bir toplum olduğumuzu inadına haykırmaktır" sözlerinden dolayı.

Ömer Faruk Demirtaş, eğlence ile kültürel faaliyet arasındaki farkı net ortaya koymuştur. Kafkas yönetimi terörün bizim yaşamımızı, yaşantımızı, moralimizi bozamayacağını açık yüreklilikle ifade etmiştir. Yürekten alkışlıyorum.

Gelelim olayın diğer yönüne. Hatırlar mısınız İnegöl Belediyesi Uluslararası Halk Oyunları gösterisi düzenleyecekti. O program aslında Gençlik Merkezi Müdürü Recep Erdoğan hocamızın organize ettiği ve İnegöl Belediyesinin de himayesinde düzenlenecek 'Nevruz Şenliği' idi.

Tıpkı Kafkas Derneği'nin düzenlendiği Gürcü Kültür Gecesi gibi halk oyunlarıyla dopdolu bir geceydi. 6 farklı ülkeden birçoğu da Türki Cumhuriyetlerden olan gençlerin katılacağı çok özel bir geceydi. O günlerde terör saldırıları olduğu için de iptal edildi.

Kafkas Gecesinin bir gün öncesinde de 5 şehidimiz vardı. Bu şehitlerden biri de Bursa'nın şehidiydi. Buna rağmen Kafkas Kültür Derneği doğru yaptı. Terörün gündemine kurban olmadı. Eğlenmedi, birlik ve beraberlik sergiledi. Sanatsal bir gösteri sundu.

Ben Nevruz Şenliği'nin iptal edilmesini yanlış buldum. Bunu Başkan Aktaş'a da ilettim. Fakat yazmadım. Yazmadım zira ben bu programın bir parçasıydım. Dedelerimin göç etmek zorunda kaldığı Kırım'dan misafirlerin de geleceği ve onları sahneye davet etmek için özel cümleler hazırladığım o programı sunacaktım. Sırf bu yüzden de neden iptal ettiniz diye yazmadım.

Bugün yazıyorum; zira iki program da folklorik gösteriydi. İki program da terör olaylarının olduğu ortamda meydana geldi. İlk programda "İnegöl Belediyesi'nin böyle bir eğlence programı tertiplemesi akıl karı değildir. Haberlerde 1 dakikalık kendine yer bulan bu vatan için toprağa düşen şehitlerimizin kemikleri sızlamakta gazilerimizin ise adeta yüreği parçalanmaktadır.
İnegöl Belediyesi olarak eğer içinizde birazcık vatan, bayrak ve şehitlik kavramına saygınız varsa bu programı iptal edersiniz" cümlelerini okudunuz gazetelerden.

Peki Kafkas programıyla alakalı "Kafkas Derneği'nin böyle bir eğlence programı tertiplemesi akıl karı değildir. Haberlerde 1 dakikalık kendine yer bulan bu vatan için toprağa düşen şehitlerimizin kemikleri sızlamakta gazilerimizin ise adeta yüreği parçalanmaktadır. Kafkas Derneği yetkilileri olarak eğer içinizde birazcık vatan, bayrak ve şehitlik kavramına saygınız varsa bu programı iptal edersiniz" cümlesini duydunuz mu?

Duymadınız. Bu konuda köşe yazısı yazan oldu mu? Olmadı. Şehit cenazesi ile Kafkas gösterisini yan yana koyup; 'Lay lay lom eğlenceler devam ediyor' manşeti okudunuz mu? Okumadınız. Ama bir önceki programda bunların hepsi oldu. Bir önceki program siyasi anlamda rahatlıkla eleştirilebilecek bir programdı. Kafkas Derneği'ni eleştirip; Gürcü camiasını karşılarına alabilirler mi?

Ben İnegöl Belediyesi'ni savunmak için yazmıyorum yazıyı. Tabii ki eleştireceksiniz. Alinur Aktaş ve belediye her şeyi doğru yapmıyor. Biz de eleştirilmesi gereken konuları eleştirdik; eleştiriyoruz. Fakat, mesele üzüm mü yemek, bağcıyı mı dövmek? Aynı olay, aynı zaman fakat iki farklı tutum.

Bunları neden yazıyorum? Ben 20 yıldır sanatın içindeyim. 20 yıldır Türk Musikisi ile ilgileniyorum. Milleti eğlendirmek için değil sanat yapma amaçlı bu işin içindeyim. Çukurova Üniversitesi Türk Müziği Korosunda başladım. İnegöl Müzik Derneği'nde devam ettim. Şimdi de İnegöl Belediyesi Türk Müziği Korosu'nda koroda devam ediyorum.

Şunu artık öğrenmemiz lazım. Tiyatro, resim, ebru, hat ne kadar sanatsa; müzik, halk dansları da bir sanattır. Terör olayları bizim moralimizi bozmak, yaşamımızın ritmini değiştirmek için yapılıyor. Eğer siz terör olaylarında maçlara, sinemaya gitmiyorsanız, giden arkadaşlarınıza da yaptığın akıl karı değil diyorsanız; evinize kapanıp TV'leri kapatıyorsanız tepkinizde haklısınız. Yapmıyorsanız da susun bir zahmet. Sanat ile eğlenceyi de karıştırmayın artık. Musiki de halk oyunları da sanattır ve bu sanatsal çalışmalar bence İnegöl'de daha da artmalıdır.
Kafkas Derneği'ni eleştirmediğiniz ve o güzel programlarını engellemediğiniz için teşekkür ediyorum. Umarım bu davranışınız farklı organizasyonlarda da devam eder.