TRT Halk Müziği Sanatçısı. 1956 yılı İnegöl-Hamzabey Köyü doğumludur. İlkokulu köyünde okudu. 1971-72 İnegöl Ortaokulu mezunudur. Ortaokul yıllarından itibaren türkü söylemeye, bağlama çalmaya başladı. Kısa bir süre İnegöl Halk Eğitim Merkezi'nde bağlama kursu da verdi. 1976 yılında lise eğitimini yarıda bırakarak İstanbul'a geldi. İstanbul Belediye Konservatuvarı'na girdi ve iki yıl konservatuvar eğitimi aldı. Yarıda bıraktığı lise eğitimini tamamlayarak İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarına girdi ve 1982 yılında buradan mezun oldu. 1984 yılında TRT Erzurum Radyosu Ses Sanatçılığı sınavını kazandı. 05 Ağustos 1986'da İstanbul Radyosu'nda göreve başladı. 1986 yılından itibaren iki yıl "Gönlümüzün Dili'nden Sazımızın Teli'nden" adlı açıklamalı haftalık radyo programı hazırladı. Ağırlıklı Batı Trakya, Deliorman, Yugoslavya olmak üzere Rumeli'yi dolaşarak 150 yi aşkın türkü derledi. Bunların 50'yi aşkını TRT Repertuvarına girdi. TRT-4 Radyo Kanalında haftada üç kez dinleyicilerle buluşan "Yurdun Dört Bucağından" adlı türkü programını hazırladı. Kaynakça : Güncel Gazetesi 20 Şubat 2013 s.8, www.turkuler.com.tgv/rustemavcı.asp

TAHİR AVCI: İl Genel Meclis Üyesi, işadamı. 1916 yılında İnegöl Eski Karacakaya Köyü'nde doğdu. 1952 yılına kadar tarım ve hayvancılık yaparak hayatını sürdürdü. Köyünde başladığı tütün ticaretini İnegöl'e yerleştikten sonra da 1970 li yıllara kadar başarı ile sürdürdü. 17 Kasım 1963 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Adalet Partisi Bursa İl Genel Meclis Üyeliği görevine seçildi. 1963-68 yılları bu görevi yerine getirdi. Adalet Partisi yönetim kurullarında da görev aldığı görüldü. 10.04.1966 tarihli kongrede İnegöl Turizm ve Tanıtma Derneği Yönetim Kurulu Üyesidir. 1974 yılından itibaren işini ve evini Bursa'ya taşıdı. Koltuk İmalatı ve mobilya alım satımı yaparak hayatını sürdürdü. 06 Nisan 1986 tarihinde vefat etti. Kaynakça : Cihat Şengün aracılığı ile 08.1-01.2017 tarihinde oğlu Cihat Avcı ile görüşüldü.

ÖYKÜ TADINDA İNEGÖL

SEN DE ÇAY İÇSENE: Günahsızımız, zamanının büyük bölümünü ağabeyinin iş yerinde geçiriyor, gelen telefonlara cevap vermekten de çok hoşlanıyordu. Ona pek fırsat vermemeye çalışsalar da bu her zaman mümkün olmuyordu.

Yine böyle olmuş, telefona günahsızımız bakmış. Karşıdaki müşterinin sorduğu soruyu anlayamamış, böyle olunca da küfürle cevap vermişti. Adam güney illerinden arabaya atlamış gelmiş "Ne demek bu bana küfredildi, böyle şey mi olur?" şeklinde hem kızıyor, hem dertleniyordu.

Dükkan sahibi ağabey, adamdan özür diledi, telefona bakan kardeşlerinin durumunu anlattı. Daha iyi anlaşılması için de misafire "Ben kardeşimi çağıracağım ne içeceğimizi sorduracağım. Hepimiz çay diyeceğiz, siz başka bir şey isteyin."

Denildiği gibi oldu, orada bulunanlara ne içeceği soruldu, herkes de çay cevabını verdi. Bir tek misafirimiz orta kahve istediğini söyleyince günahsızımız "Sen de çay içsene...." şeklinde kükredi. Mesele anlaşılmıştı.