Ramazan, oruç tutarak sıhhat bulan bedenler gibi ahlakın daha da güzelleşmesine vesile olan bir aydır. Ramazan, kararan kalpleri aydınlatan Kur'an-ı Kerim'in inmeye başladığı aydır. İnsanları cehaletten bilgiye, karanlıktan aydınlığa çıkaran bu değerli ayda ahlakın da kemale ermesi asıl hedeflerden biridir.

Oruç tutarak aç kalan kişi, açları; susuz kalan kişi, susayanları anlar ve malından fakirlere "infak" eder.Ramazan'da kişi kendisi ihtiyaçlı olduğu halde bile Müslüman kardeşinin de ihtiyacı olan şeyi verebilir. Böylece kişi, "isar" duygusunda daim olur.

Ramazan'da kişi hasta da olsa yolcu da olsa oruç tutanlara saygı duyup oruçlularca görünebilecek yerlerde asla yemez ve içmez.

Ramazan ayında kişi oruç tutarak nefsini yemeden-içmeden uzak tuttuğu gibi, ahlakını da yanlış davranışlardan uzak tutar. Ramazan'da suç oranları azalır.

Ramazan ahlakı tüm inananların beraberlik bilinciyle iftar etmesi, teravih kılması gibi toplu ibadetlerde birlikteliğin huzur içerisinde geçmesini sağlar.

Ramazan ayı; oruç ayıdır, Kur'an ayıdır, Allah'ı yüceltme ayıdır, takva ayıdır, tövbe ayıdır, şükür ayıdır, tefekkür ve ibadet ayıdır, içerisinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'ni barındıran aydır. On bir ayın sultanı olan Ramazan ayını maddi ve manevi kazançlarla tamamlamak her Müslümanın arzusudur. Ramazan ayı geldiğinde kendisini affettirmeyen kullar bu aydan nasibini alamamıştır.

Orucunu sadece Allah (cc) için tutan kul dilini kötü sözden, dedikodudan, tartışmadan korur. "Ben oruçluyum" diyerek ahlakını yanlış davranışlardan koruyup adeta ahlakına da oruç tutturur.

Ramazan ayında daha da cömertleşen insan, zekatını, fıtır sadakasını ve Allah (cc) için neyini infak etmek istiyorsa onu ihtiyaçsahiplerine ikram eder. Kalben huzura kavuşur. Cömertlik sofralara da yayılınca evin bereketi artar. Oruçlulara iftar ettirme sevinci ev halkına neşe verir. Boş kalmayan haneler Allah'a daima şükreder. Fakirlerin gözünde sevinç ışığı, oruçluların ağzında şükür azığı olunca Allah (cc) da kullarından razı olmaz mı?

Ramazan ayında sık sık nefis terbiyesi yapan kul ahlakını Kuran ve sünnet ışığında güzelleştirir. Allah (cc) katında değerli olan güzel ahlaklı kişiler arasına katılır, sevap ve övgüye mazhar olur. "En büyük mücadele kişinin kendi nefsi ile olandır" sözü gereğince kul, "Kendini bilen Rabbini bilir"sözünün hakikatine ulaşır.

Nefsini terbiye eden, öz saygısını koruyan, etrafına nazik olan, çevresindekilerin hakkını gözeten, Rabbi'nin emirlerine uyan, yasaklarından kaçınan güzel ahlaklı insandan daha iyisi var mıdır? Gelin, bu ramazan hayatlarımızda ahlaklarımızı daha da güzelleştirme açısından yeni bir başlangıç olsun. "Ramazan ve Ahlak"...Birbirini tamamlayan iki güzel kelime...

Hayırlı ramazanlar efendim...

Ayşe Serra Kara / Yıldırım Müftülüğü

RAMAZAN SORUSU: Unutarak yiyen kişiye oruçlu olduğunun hatırlatılması gerekir mi?

Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içen kişi, yaşlı, hasta, zayıf ve oruç tutmaya kuvvet getiremeyecek durumdaysa onu gören kişi oruçlu olduğunu hatırlatmamalı, oruç tutmaya kudret getirebilecek durumdaysa hatırlatmalıdır. (Şurunbulali, Merakı'l-felah, 238).