Haber Yorum Gazetesi köşe yazarı CHP?li Nilay Parlar, önceki gün köşesinde CHP?deki kurultayı değerlendirmiş ve kurultayın tam bir demokrasi şöleni havasında geçtiğini yazmıştı. Parlar, CHP?li olması ?yani taraf olması- hasebiyle kurultaya ve parti içi demokrasiye altı ok penceresinden bakabilir. Bu da gayet normaldir. Fakat Parlar?ın benim daha önce yazdığım ?Hiç bir partide, parti için demokrasi yoktur? tezime kurultayla cevap vermesine şaşırmadım değil.

Şimdi Parlar?a sormam gerekiyor: Mersin Milletvekili İsa Gök?ün Genel Başkanın gözünün önünde kurultaydan yaka paça atılması mıdır demokrasi? Meclis TV yayın yapmadığında ?Bu nasıl demokrasi? diye sorarken kurultayı sadece Halk TV görüntüleri ile vermek, içerideki muhalif tavrı dışarıya sızdırmamak mıdır demokrasi?

CHP?nin demokratik bir tüzüğe kavuşması açıkçası beni de mutlu ediyor. Fakat bunların yansımalarını bugünden görmemiz olanaksız. 2014?te yapılacak yerel seçimde CHP?nin belediye başkan adaylarını CHP?li delegeler mi belirleyecek, Genel Merkez mi işte o zaman parti içi demokrasiyi konuşacağız. 2015?teki milletvekili seçiminde sıralamayı Genel Merkez mi yapacak, CHP?li delegeler mi? Ben o zaman parti içi demokrasi olup olmadığını tartışacağım.

Bu tartışma AK Parti İlçe Başkanı Bülent Temelli?nin ?Parti içi demokrasi işliyor? sözüyle başlamıştı benim için. AK Parti?de nasıl bir parti içi demokrasi vardı ki Temelli?den başka bir aday için kapılar kapanıyordu. İsim değil önemli olan; Temelli ya da başkası. Tek aday baskısı parti içi demokrasi olarak adlandırılamaz. Ben bunu tüm siyasi partiler için ifade ettim ve hala daha parti içi demokrasinin var olduğuna inanmıyorum.

Bu seçim kanunu ne kadar demokratik? Siyasi Partiler kanunu ne kadar demokratik? Bunları sorgulamadan parti içi demokrasiyi konuşamayız. Bu anayasa ne kadar demokratik? Anayasa yapacağım diyerek iktidara gelen AK Parti, bunu ne zaman hayata geçirecek? Biz iktidarın keyfini mi bekleyeceğiz yeni anayasa için? Sorular sürer gider. Bu soruların bir kısmı iktidara bir kısmı da muhalefete. Ama bir gerçek var ki Türkiye?nin önce sivil, ideolojilerden arınmış, demokratik bir anayasaya, ardından da demokratik bir siyasi partiler ve seçim kanuna acilen ihtiyacı var.