ABLA YİRMİ BEŞ OLURSUNUZ: Yetmişli yıllar, İstanbul'a karadan giden İnegöl otobüsü Gebze'den geçerken, beyaz renkli yerli bir otomobilin, bayan sürücülü kırmızı renkli yabancı marka otomobile arkadan vurduğu maddi hasarlı, çok da önemli sayılmayacak bir kazaya rastladı.

Trafik aksamış, bayan sürücü de ikna olmuyor, trafik polisi bekleniyordu. İnegöllü otobüs şoförü "Abla geçmiş olsun bir şey yok sayılır, biraz daha ısrar edersen yirmi beş olursunuz, haberin olsun." dedi. Kadın da, oradakiler de bir şey anlamadılar.

İnegöl otobüsündeki bir yolcu şoföre "Yirmi beş meselesi nedir?" deyince İnegöllü otobüs şoförü açıkladı. "Bilardoda üç top birbirine vurunca yirmi beş sayı alınıyor ya, biraz daha beklerseler üçüncü bir araba gelip çarpacak onu demek istedim."

ABİ KASETİN ARKASINI ÇAL: Seksenli yıllar, bir grup genç yanlarında getirdikleri kaseti birahane işletmecisine vererek çalmasını istediler. İşletmeci de "Tabii ki kardeşim" diyerek denileni yaptı.

İkinci ve üçüncüde de aynı şarkı olunca işletmeci geldi, "Gençler, müşteriye ayıp oluyor kaseti çıkarıyorum" dedi. Gençler kasetin arka yüzünün çalınmasını istediler. İşletmeci yine "Hay hay kardeşim" dedi.

Arka yüzünde de aynı şarkı başlayınca işletmecinin rengi değişti. Gençler sıkıntı yaşanacağını bile bile şaka yapmışlardı, neyse ki kötü bir şey olmadı.

ABİ SOL KÖŞE: Yetmişli yılların başı, ilçe stadında amatör bir maç oynanıyor. İnegöl takımının liberosu kalecisinden aldığı topu oyuna sokmak isterken rakipten baskı yiyor ve kalecisine geri pas vermek zorunda kalıyor. Geri pası verirken de kalecisine bağırıyor "Abi sol köşe"

Fakat dediği gibi yapmıyor, topu sağ köşeye yolluyor, kendi kalesine gol oluyor. Kaleci şaşkın "Oğlum sol köşe diyon, sağa atıyon" Libero'dan cevap geliyor. "Abi ne yapayım, ben onları şaşırttırayım dedim sen şaşırdın."

ABİMİ KAPININ ÖNÜNDE BIRAKAMAM: Birbiriyle iyi anlaşan iki dosttular, evleri de aynı güzergahtaydı. Alkollü oldukları bir gecede evlerine doğru yol alıyorlardı. Evleri arasında da iki yüz elli metre kadar bir mesafe vardı. Anlata anlata gelirken birinin evinin önüne gelmişlerdi.

Evinin önüne gelinenin içine sinmedi "Ben abimi evimin önünde bırakamam" dedi. Anlatarak yürümeye devam ettiler. Baktılar ki diğer arkadaşın evine gelmişler bu sefer de diğeri "Ben kardeşimi evimin önünde bırakamam" dedi, anlata anlata geri döndüler.

Bu şekilde birkaç kereden fazla gidip gelmişler saat de 02.30 olmuş. "Arkadaş evlerimize gidelim, böyle dolaşırsak sabah olacak" dediler, ayrıldılar.

ABLA HANGİ DURAKTA İNECEKSİNİZ?: Sıcak bir gündü, belediye otobüsü duraktan yolcuyu aldı. Yolcu bayan kartı bastı, henüz herhangi bir yere oturmadan "Pencereleri kapatır mısınız hasta olmak istemiyorum?" dedi.

Kadının tavrı pek şık değildi ama diğer yolculardan da olumlu-olumsuz bir ses çıkmamıştı. Şoförün sesi duyuldu "Abla nerede ineceksiniz?" Kadın ineceğini yerin adını söyledi. Şoför "Abla gayret et, benim yolum daha uzunmuş."