Sultan Abdülhamid'in sözüdür; "Bu millet iyidir fakat kolay unutur" sözü. Genelde kolay unutuyoruz, unutuncada aynı hatalara yeniden düşüyoruz. Aynı hatalara düşmesin milletler diye tarih bilimi vardır ve tarihleri milletlerin hafızasıdır.

Hatırlayalım. Osmanlı'nın yıkılış sürecine baktığımızda karşımıza iki tip insan çıkar; bir kısım insanlar milli ve dini hassasiyetle hareket ederlerken, bir kısım insanlar ise sadece batılılaşma hassasiyetiyle hareket ediyorlardı.

Milli görüşte olanlar, eksik yanlarımızı büyük oranda görüyor, çareler arıyorlardı. Batının bilim ve teknikteki ilerlemesini yakalamak için, kompleksiz bir şekilde onları örnek almaya çabalıyor, bunu yaparken ise milli ve dini hassasiyetlerimizden ödün vermememiz gerektiğini savunuyorlardı.Örneğin İstiklal Şairimiz Mehmet Akif'in genel anlamda düşünce tarzı buydu. Veya 2.Abdülhamid'in düşünce tarzı ve yapmaya çalıştığı şey de buydu.Ve bu fikirdeki insanlar, batının körü körüne taklit edilmesinin hem devletimize, hem kültürümüze hem de dini yapımıza zarar vereceği endişesini taşıyorlardı.

Batılı düşünce yapısına sahip olanlar, genelde batıda eğitim görenler, veya Osmanlı'daki azınlık ikullarında okuyanlar veya batılı fikir ve yayınlardan beslenenlerdi. Başlangıçta "Jön Türkler" olarak adlandırılan bu kesim, batının ilerlemişliğinin ve zenginliğinin etkisiyle batıya önce ilgi duymuş, sonra hayran olmuş, en sonunda da aşık olmuştu. Bu aşk, şuursuz bir şekilde, "batıyı taklit etmemiz gerektiği, tüm dertlerimizin dermanının batıda olduğu" şeklinde bir yargıya dönüşmüştü. Batı saplantısı o hale gelmişti ki, farklı fikirlere kulak tıkıyorlar, kendileri gibi düşünmeyen herkesi düşman görüyorlar, yerli ve milli ne varsa hepsinin yok edilmesi için çabalıyorlardı.

Bu fikirleri savunurken kendilerini maddi olarak, ekonomik olarak destekleyen batıdan hiç şüphelenmiyorlardı. "Bu batılılar bizi niye pohpohluyor, bize niye gaz veriyor, bizi neden destekliyorlar" diye düşünmüyorlardı.Veya "bu batılılar bizim devletimizin ve milletimizin iyiliği için niye bu kadar çabalıyor" diye bir sorgulama yapamıyorlardı. (Eee, aşk bu, mantık olmaz tabii.)

Batının çarpıklıklarını, sömürgeci tabiatlarını ve amaçlarını, taa Haçlı Seferleri'nden beri Müslüman-Türk milletine olan düşmanlıklarını, Osmanlı'yı parçalamak için çevirdikleri dümenleri hiç aklına getirmiyordu bu batıkafalılar.

Bu batıkafalıları yönlendiren gurup, genelde, azınlık mensuplarıydı. Bunlar Osmanlı'yı parçalamak, kendi bağımsız devletlerini kurmak isteyen gizli niyetleri olanlardı. Örneğin bu tiplerin bir kısmı, müslüman görünen Yahudiler yani "dönmeler" idi.Örneğin bunların pek çok elebaşı, gizli yahudi hizmetkarı olan Masonlardı.

Bu din-devlet düşmanları, gerçek niyetlerini gizleyip güç elde etmek, Türkler'in içinden de taraftar toplamak için "hürriyet, müsavat, eşitlik" sloganlarının arkasına saklanıyordu. Onlara sorsan iyilik perisiydiler, onlara sorsan insanlığın iyiliği ve kardeşliği için çalışıyorlardı.(ABD de, 2004'te Irak'ı işgal ederken "demokrasi götürecegiz", 2001'de Afganistan'ı işgal ederken ise " özgürlük götüreceğiz" demişti, hatırlayalım.)

Sonuçta başardılar; içimizden devşirdikleriyle beraber Osmanlı'yı önce ele geçirdiler, sonra devleti içerden fethettiler, sonra ise paramparça ettiler.Özgürlük yerine ölüm geldi. Çağı yakalamak şöyle dursun iyice çağın bilim ve tekniğinin dışında kaldık.Eşitlik diyip duruyorlardı, sadece kendileri gibi düşünenlere insan muamelesi yaptılar, farklı fikirdeki herkesi aşağıladılar. Herşey güzel olacak demişlerdi, herşey eskisinden daha berbat oldu, Ülkeyi İngiliz elçisinden aldıkları talimatlarla yönettiler. Sadece algı operasyonları ile, iftira ve yalanlarla toplumu yönlendirdiler.

Bu tarihi hakikatleri unutmayalım, biz batının cicili bicili ve dışı hoş içi boş kavramlarını kutsallaştıranlar yüzünden bir devlet, milyonlarca can ve milli kimliğimizi kurban verdik.

Batılıları dost edinenler yüzünden batının kuyruğu olduk, onların emperyalist planlarının figüranları olduk. Hatırlayalım tarihi ki, tarih tekerrür etmesin. Emperyalist, Türk düşmanı, İslam düşmanı, Haçlı kafalı batılılardan medet ummak ezikliğin, cahilliğin, yobazlığın daniskasıdır. Tarih bize bunu öğretmistir...