Türkiye'de pizza satışı denemeleri 1989'larda başarısız olmuştur. Pide kültürü, lahmacun kültürü olan bir millete pizzayı daha pahalı bir yiyecek olarak satmak, zor bir satış politikası olmalıydı. Ancak 1991'lerde Televizyonlarda 3-4 sezon Ninja Kaplumbağalar çizgi filmi oynatıldıktan sonra çocukların merakı ile Pizza satışları Türkiye'de tırmanışa geçmiştir. En basitinden bir yiyeceği bu ülkeye sokarken bile çizgi film sektöründen nasıl da faydalanılmıştır.

Sinema sektörünü ve çizgi film sektörünü elinde tutan güçler 25. kare detayına girmeden sadece konular ile bile çocuklarımızın alışkanlıklarına ne kadar etkiler yaptılar. Olmayan kahramanlıklar icat ederek çocuklarımıza da kahraman diye yutturdular. Çocuklarımız hala uydurma kahramanların resimlerinin olduğu kıyafetler ile geziyorlar.

Sömürgecilik ile ulaştıkları zenginliklerinin tarihinde kahramanları yok. Demir Adam, Yarasa Adam, Örümcek Adam, Kedi Kadın, Uğur Böceği ve Kara Kedi, Ninja Kaplumbağalar vs. uydurmalar ile kahramanlar icat ettiler. Bu icat ettikleri hayvansal kahramanları bizlere pazarladılar. Çocuklarımıza kıyafetlerini sattılar. Duvarlarındaki resimleri, perdeleri süslediler. Sadece bununla da kalmadılar kültürlerini de empoze ettiler. Kıyafetlerini, yiyeceklerini, flörtlerini, davranışlarını, ahlaksızlıklarını da empoze ettiler.

Kaypaklık ve sömürgeciliği onaylamayan bir dinimiz olduğu gibi, zalime karşı dik duruş da bizim dinimizin emri olduğu için gerçek kahramanlıkların tarihi, İslam tarihinde olmalıdır. Zira Peygamber Efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem): "Cihadın en faziletlisi, zalim sultanın karşısında hakkı ve adaleti söylemektir." (1) buyurarak adeta kahramanlığın en üst seviyesini göstermektedir. Zalim sultanı tokatlayan Hz. Hamza, zalime karşı mazlumdan yana olan Hz. Abdullah bin Zübeyr, Hayber Fatihi Hz. Ali gibi (radıyAllahu anhum) gerçek kahramanlarımızı biz anlatamadığımız için bizlere süper adamlar icat edip çocuklarımızı hayran ettiler.

Onların olmayan Örümcek adamı çocuklarımıza sevdirdikleri kadar bizler Peygamber Efendimiz'i ((sallAllahu aleyhi ve sellem) çocuklarımıza sevdiremedik maalesef. Oysa örneklerin en güzeli ve kahramanların en yücesi Hz. Muhammed (sallAllahu aleyhi ve sellem) olduğu tanıtılmalı çocuklarımıza. Dünyanın en karanlık zamanlarında ortaya çıkıp insanlığın huzura ve adalete kavuşmasına vesile olan bir peygamberimizin var olduğunu anlatmalıyız çocuklarımıza.

İnsanların en üstün ahlaklısı olarak bir ömür süren, mazlumların haklarına kavuşmasını sağlayan dinimizi, tüm insanlığa ulaşması için mücadele eden bir peygamberin gerçek değerini bizim anlatamadığımız bir dünyada; Avrupa zenginden çalıp fakire dağıtan bir şaklaban hırsızı kahraman olarak tanıtıp çocuklarımıza sevdirmiştir.

Sinema sektöründe Selahaddin Eyyubi filmi hazırlığında iken suikaste kurban giden Mustafa Akkad gibi yönetmenlerimiz de oldu. Ancak ömrü yetmedi de Çağrı ve Ömer Muhtar ile sınırlı kaldı maalesef.

Oğlu İbrahim'in belki yarım saat sonra kapanacak mezar çukurundaki eğriliği bile kabul etmeyip kalite isteyen bir Peygamberin ümmeti olarak, sinema ve çizgi film sektöründe kaliteli işler yapmalıyız. Hem kaliteli hem de mahremlik durumunu göz önünde bulunduran hassasiyetli işler yapmalıyız.

Rabbim, rızası için yaptığımız tüm işleri; dünyanın en kurumsal firmasının işi için gösterdiği itina ile yapmayı bizlere nasip etsin. İşimizin de tebliğimizin de Aile yaşantımızın da ihsan üzere olmasını Rabbim bizlere nasip etsin. Amin.

Allah'ın (cc) kulu, Ümmet-i Muhammed'den, kardeşiniz İlyas...

1. Ebu Davud, Melahim, 17