Sayın Nuran Avcı Bayraktar Hanımefendiye,

Adıma imzalamış olduğunuz kitabınızı bir çocuk hassasiyeti ile okumaya çalıştım. Lakin öncelikle havaya giremediği mi belirtmiş olayım. Aynı zamanda edebiyat öğretmeni moduna girip öğrencilerimin kompozisyonunu okurmuşum gibi davranırken yakaladım kendimi. Vazgeçtim ve çocuk ruhuna bürünmeye çalışarak bir bir okudum her hikayeyi.

Uzun zamandır bu tür bir kitap okumamıştım. Yani aşktan meşkten hiç bahsetmiyor. Vurmak, dövmek, kırmak, dağıtmak da yoktu. Klasik merak unsurlarından herhangi bir iz de bulamadım. Bu sebeple sıkıcı geleceğini zannedince Cenab-ı Allah'ın "zannın bir çoğundan kaçının" ayet-i kerimesi ile uyarıldığımı fikrettim.

Genel anlamda biz büyüklerin görüp de günlük meşgaleden ötürü fark edemeyeceği küçük varlıklara odaklanmış olmanız ve oralardan büyük dersler çıkarabileceğimizi gözler önüne seren kurgularınız biz okuyucuları etkiler, demek zor değil.

O kadar doğal, o kadar gerçekçiğin hayal ile harmanlanmış olabileceğini tahmin etmiyordum bu çocuk hikayelerinin. Bazen "çocuklara bunlar söylenmezse daha iyi olur!" diye düşündüğüm kıskançlık, intikam alma gibi duyguların verildiği satırları kasttediyorum. Fakat hayatın gerçekliği içinde değerlendirilince onlar bile yerine yakışıyordu hikayenin kurgusunda. Her şeyi güzele bağlanyan hikaye "son"larından dolayı memnun oldum.

Üslubunuzu yakalama derdine düşmeye gerek görmedim zira gözler önüne açıkça sermişsiniz. Oldukça sade bir dil, akıcı ve şaşırtıcı üslup... Her şeyin nedeni belli. Çocuklar okuduğunda manasını bilmiyorum diyebileceği tek kelime fark ettim. Gurme Keçi hikayesinin ikinci cümlesindeki "cezbetmiyor" du sözcüğü. Onun dışında gözümden kaçırdığım varsa bilemem.

Çevremizdeki küçük varlıkların (bitki ya da hayvan aleminden olsun) üzerinden anlatmış olduğunuz güzel ahlaki değerler, okuyanların dikkatini çekecektir. Monitör Böceği, Neşeli Korkuluk, Yedek Kanatlar, Salyangoz Sitesi gibi hikayeler... Bu ahlaki değerlere vurguyu öne çıkarılanlardı. "Saklambaç Oynayan Robot" işe yaramadığını zanneden kendini yeteneksiz hissedebilen bir çocuk için oldukça ilham verici olabilir. "Bütün Şıklar Necati" isimli hikayenizden arkadaşından yediği kazığı sınav boyunca hissedebilen bir öğrencinin tebessüm ettiren hallerini izlemek mümkün.

"Harfleri Gagalayan Kuşlar" hikayenizde farklı yöntemlerle öğrenme çabalarını kavramak, çocuklar kadar büyükler için de iyi bir yaklaşım olmuş. "Neşeli Korkuluk" gerçekten korkuluk olmaktan öte aramızdaki yaşayan ve değeri fark edilmeyen ve elinde olmayan sorunlarla baş etmeye çalışan insanları düşündürdü bana.

"Yedek Kanatlar"daki kanadı kırılmış arının gayreti ve çabası, tavukların arasında kalıp ölüme gözlerini kapayışı bile içimden bir şeylerin kopmasına sebep oldu. "Kaçak Masal Kahramanı" da ilginçti. Masaldan kaçmak ve yanlış bir masalın içine tekrar girmek ne kadar da zihin açan ve farklı şeyler düşündüren bir hikayeydi.

"Zeytin Ağacında Ninni Söyleyen Kuşlar" hikayenizde bir ağacın sırtına yaslayıp onunla muhabbet etmek, onunla tabiat diliyle anlaşmasını okumak güzeldi. Ayrıca zeytin ağacına dayanmış küçük kız dünyasında Kudüs'ü, şehit baba kavramlarını işleminiz de oldukça anlamlıydı. Bu hikayeden güzel mesajlar yüklendim.Gelincik ile beraber bir odada soluncaya kadar birlikte olan Kaktüs'ün hikayesinde kusurları varmış gibi görülen insanların, güzel taraflarını fark etmek açısından iyi bir ahlak dersiydi.

Sonuç olarak "Bisikletli Çocuğa Mektup" ve "Mavi Fırçalı Çocuğa Cevap" çocukların mektup yazması konusunda iyi bir örnek ve hoş bir anlatım olmuştu. Her hikayenizde bir satırda bile çok faydalı sağlık bilgileri aktardığınızı da ifade etmeliyim. Müslüman bir zihnin üretimi olan her türlü esere çok değer verdiğimi tekrar tekrar söylemek istiyorum. Her vakit belki de ayet, hadis ve İslami ahlak gibi şeyler söylemesek de bu tür hikayelerle çocuklarımıza temiz bir dünya takdim edebiliriz. Doğruyu doğru, güzeli güzel, çirkini çirkin gösterebilmek için çevremizdeki her türlü varlıktan istifade etmeyi amaç edinmiş olduğunuzu görmekteyim. Bu konuda bir sonraki hikayeleriniz de başarılar dilerim.

Ahmet Taştan/Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni