ABD?den gelen okul saldırısı haberlerine alıştık.

Geçen hafta ABD?de yeni bir okul saldırısı yaşandı.

20 yaşında, psikolojik sorunları olan katil, önce öğretmen annesini öldürdü, ardından bir ilkokula zorla girerek, küçük yaşlarda 20 çocuğu kurşuna dizdi.

Toplam 25 kişiyi otomatik silahlarla öldürdükten sonra da intihar etti.

ABD?de, 2007 yılında, Virginia Üniversitesi?nde, 33 kişinin öldüğü katliamdan sonra, bu en büyük katliamdı.

Çok şükür ülkemizde bu tür saldırılar yaşanmıyor.

Ancak bu hiç yaşanmayacak anlamına gelmiyor.

İnegöl?den örnek vereyim.

Geçen hafta haber merkezimize ulaşan bir haberi paylaşayım.

Okul ismi vermeyeceğim.

Soruşturmanın devam ettiğini biliyorum.

Olay şu?

Bir lisemizde iki öğrenci kavga eder. Öğrencilerden biri babasını kavgadan haberdar eder.

Ders saatinde okula gelen ve sınıfa dalan veli, bütün öğrencilerin gözleri önünde öğrencinin boğazına bıcağı dayar. Veli sarhoştur.

Öğrenciler çığlık atarak kaçışırlar.

Allah?tan okul idarecileri anında müdahale ederler. Veli de geldiği gibi okulu terk eder. Konu polise intikal eder.

Çok ucuz atlatılan bu olay, büyük bir facia ile sonuçlanabilirdi.

Daha önce ülke genelinde, öğretmenlere ve idarecilere yapılan saldırılar haberlere konu olmuştu.

Şunu demek istiyorum.

Her ne kadar idarecisi, öğretmeni, nöbetçisi üzerine düşeni yapsa da, maalesef okullarda güvenlik zafiyetleri var.

Okullar bölgesinde polisin bekliyor olması da, bu güvenlik zafiyetlerini gidermede yeterli olmuyor.

?insanı silah değil, insan öldürür? diye anlamlı bir söz var.

İmkan olsa da; her okulun girişinde güvenlik noktası ve güvenlik görevlisi olsa.

Hiçbir yabancı elini kolunu sallayarak okul koridorlarına, sınıflara ulaşmasa.

Acı olaylarla şok olmadan önce okullarımızın giriş çıkışlarını kontrol altına almamız gerekiyor.

Ben öğrencilerin kontrolsüz bir şekilde çok özgür ve serbest bırakılmalarını da doğru bulmuyorum.

Öğrencinin okula getirmemesi gereken eşyalar ve maddeler var. Kontrol etmedikçe öğrencinin cebinde ve çantasında ne taşıdığını bilemezsiniz.

Okullarımızdan konu açılmışken bir haber daha paylaşayım.

Dün İstanbul?da, Esenler?de yaşanan bir olay.

Bir ilköğretim okulunda, idare, yasak madde araması yapar.

Bu tür aramalarda öğrencilerin çantasından sigara, çakı vb şeyler çıkabiliyor. İdare yönetmelik gereği bunlara ek koyar.

Arama esnasında B.M isimli bir öğrencinin çantasından cep telefonu çıkar. Okul yönetimi açık olan telefona el koyarak, öğrenciye bu durumla ilgili ailesine bilgi verileceğini söyler. 14 yaşındaki B. M., arama sonrasında, tenefüste, öğrencilerin gözü önünde, okulun 4. katından aşağı atlar. Ve ağır yaralanır.

Bu olayda da şuna dikkat çekmek istedim.

Öğrencilerimiz; genç, delikanlı?

Ergenlik sorunları var, kötü arkadaşı var, olumsuz çevresi var, bunalımları var, kötü alışkanlıkları var, internet hastalığı var?

Velhasıl, İhmale, başı boş bırakılmaya hiç gelmiyorlar.

Okul ve Ev işbirliği sağlanmadıkça, bu tür sorunları kontrol altına almamız zor gözüküyor.