Daha küçük yaşlardayken Kur'an öğrenmek için hocaya gittiğimiz o kurs günlerinin bir gününü hoca Dini Bilgilere ayırırdı. Bilmem hatırlarmısınız? Dini Bilgiler dersinin ilk konusu doğal olarak İMAN konusu olurdu.

Hocamız İmanı tarif ettikten sonra sıra iman çeşitlerine gelirdi.Ve şöyle anlatırdı.

"İman 2 çeşittir:

1-Taklidi İman: Kişinin çevresinden ve ailesinden gördüklerine bağlı olarak araştırmadan tabiri caizse körü körüne iman etmesi demektir.

2- Tahkiki iman ise belirli bir araştırma sonucunda delillere bağlı olarak bilinçli bir şekilde iman etmesi olarak ifade edilirdi.

Ve tabii ki "Taklidi iman" hep eleştirilir her müslümanın mutlaka "Tahkiki iman" sahibi olması gerektiği vurgulanırdı.

Bu iman çeşitleri konusu Dini Öğretiminin (İlk,orta ,Lise v.b.) her kademesinde tekrarlanırdı.Hatta Dini Eğitim veren yerlerde ki Akaid ve Kelem derslerinde de tekrarlanırdı.

Ancak gel gör ki bu denli tabiri caiz ise tabandan tavana kadar ki bütün dini eğitim safhalarında öğretilen bu önemli ayırımın gerçek hayattaki karşılığını göremiyorsunuz.Hatta uygulamaya kalkarsanız şöyle manzaralarla karşılaşırsınız.

Örneğin küçük yaşta Kur'an dersi için gittiğiniz hocanız size Taklidi imanın faydasız ama asıl imanın Tahkiki iman olduğunu söylemesinden cesaret alarak "Hocam! Hep kafam da şöyle bir soru var?Acaba Allah'ın şekli nasıl?" diye soruyu sorar sormaz hocanın hiddetlenip:

-"Sus bre münafık.Taş olursun taş.Otur yerine." bağırmasını hatırlamışsınızdır.

İlerleyen yaşlarda kafanızı kurcalayan herhangi bir soruyu sorduğunuzda "Bak kalbinde en ufak bir şüphe olursa Cehenneme gidersin" tehditleriyle karşı karşıya kalıyorsunuz.

Olgun yaşlara gelip Dini konular üzerinde çalışma yapan biri olduğunuzda, ayetlere günün bilimleriyle anlam vermek istediğinizde veya bazı düşünceler üretmek istediğinizde de mutlaka size tavır takınacak ve sizi modernist guruplarla ilişkilendireceklerdir.

Oysa Tahkiki İman araştırmaya,kafa yormaya ve aklını kullanmaya dayalı imandır.İslam dininin akla ne kadar değer verdiğini Kur'an'da bir çok ayetlerde geçmektedir.

Geçmişteki alimlerimizin Fikir ve düşünce üretmede çok daha ileri seviyede olduklarını görüyoruz.Farklı ve doğru fikir üretmek diğer alimlere karşı gelmek veya kişiliklerine zarar vermek demek değildir.

(Yarın devam edecek inşallah!)