Onun nezdinde insaniz hepimiz...O var oldu diye varız hep ! Nasıl bir hayat manzumesinin yaşanması gerektiğine dair yegane ölçümüz ; gözün görmesi, kulağın işitmesi, dilin dönmesi, kalbin varlığına yegane illet, alemlerin bahanesi,canımız, cananımız , efendimiz...Her mümin olma gayretini yüreğinde büyütenin kişiliğidir cananlık, gayretine bağlıdır her canlının aşktan payesi.

Sevgiliye olan sevginin şiddeti oranınca sevgiliyiz hepimiz sevdik diye sevgilimiz yok, sevebilelim, sevilelim diye var sevgili ismiyle müsemma olan gönül...O yaşadı diye var hayat. Onu taklitten ibaret ömürlerimiz, onun asrında yasayan şekavetinde, saadetinde elbisesidir ete kemiğe bürünen bunca tenler bedenler. Yani her insan yetim ve öksüz hakikatinden, Her insanın bir mekkesi var hayatında. Koşup hicret ile sarılacağı bir Medinesi, sahi Uhudumuz varmı bizim ? Bedir ve Hendek hangi paragrafını tutuyor ömür hikayemizin?

Evlilikleri hele beraberlikleri....Hatice'si, ört beni Haticem. Bir gozkapağının göz bebeğini saklaması gibi sakla. Bir vücudu saran bir deri gibi gizle gayriden. Suret ve şekillerin manayı setrettigi gibi giyindir çıplak gönlümü. Yine Mülkünü yoluma harcarmışçasına bir iştiyakla muhafaza et hazineyi. Ört beni haticem ! görmek ile kirlenmis gözlerin kemliğinden... Sırla bir ceylan yavrunu saklar gibi masumiyetimi...

Ben gözlerimi kapatınca da görür oldu gözlerim. Garkoldugum nurun celaline uğramasın beşeriyet. Sakındır celal güneşimin aydınlığından aciz kalanları. Zira ki acizlikten acziyete terakki bulacak o dikenli ruhlar. Gönül pınarımdan gelen ilim suyu yeşertecek o filizleri ! Gonca olacak , harelenecek sancılarım. Ört ki kurumasın insanlık bahçesinin yeşile istidatlı tozlu tohumları ! Ört ki kainat seninle dolacak ömür günü geçtikten sonra.. Ben babası sen annesi olacaksın bahçemizdeki güllerin ve fidanların. Sakla beni Huveylid kızı. Bilmesin beni alem.bildirme derdinde değil zira şimdi gönlüm.

Aişesi var mı sizde yaşayan iki cihan serverinin? Eşlerinin nezaretinde bütün insanlığın ana ve babalığına soyunacak ulvi bir cesaret,yiğitlikten aldığınız hikmet ve ibret yoksa mayenizde,tıkayın dünün hikayelerine dikilen duymaktan yoksun kulaklarınızı...Yarim bırakma ey gönlüm gönül sahibinin hayalini... Ya da; ey hayal olan gönül,o gerçeğin bir harfi noksan olsa hayalde kalır varlığın.vücut bulamazsın. Çıkamazsın yokluk karanlığından. Sor, şahsiyetini bir puzzle gibi sevgilileştirenlerin nasıldır hayati. O da garkolup gitmiş midir varlık ummanında? Hele demiş midir acep? Kellimini ey Humeyra !!! Konuş benimle ey pembecik... Zaman durdu, suretler silindi gözlerimden, aklım terketti mekana bağlı kalmanın adetlerini.

Konuş Humeyra. Başlangıç ve son birleşiyor. Ben beni bulamazken sen yanımda bana hasret kalırsın. Ciğerine sarsan duymazsın sıcaklığını tenimin. Mekanı terketmenin eşiğindedir ruhum. Vatani asliyesine çevirdi yine yüzünü.gözlerim bakıyor lakin görmüyor kalabalıkları, sesler bir uğultu gibi kulaklarımda. Ey dünya ve ahiret berzahınının güzel anahtari. Cevir kalbimi senden yana.

Kainat gözbebeğim kadar kalıveriyor. Kellimi ey Humeyra. Tükeniyor zihnimde cümleler,bağları çözülüyor kelimelerin.harfler yağan kar gibidir uçuşuyor aklımda. Bir tespih yap harf boncuklarindan.senin nefesin yaratsın dünyamı.ey ruh ülkesinin akıl şehrine acılan kapısı.çevir kanadını idrak ankasının düşünce ülkene.

Bir doğum sancisidir tutuldugum.en iyi sen anlarsın halimden.Konuş ve konuştur beni pembecik. Yoksa her şey ben olmuscasina doyuveriyorum. sana acikmazsam aç kalır insanlik. Kıtlıktan ölür hanif olan kalpler. Tut beni ki ,daldığım deryanın dibinden çıkabilsin inciligim. Beni birakirsan pembecik,ben sen olurumda,sen beni bulamaz bensiz kalırsın.yetim ve oksuz kalmani istemem ey sıddık kizi. Tut kendi ellerinden,bak kendi gozlerine,söyle kendi kulağına sevdanın çoğul halini

Varmıdır humeyrası diye sormak haddim değil bilirim çağın sevgililerine. Bilirim bir yerde nokta kadar gül kokusu, sevgi tohumu, merhamet tozu, muhabbet goncası varsa ,oradan mutlaka sevgilim geçmiştir. Her neye dokunmuş ise o narin parmakları, bilki onu kendine Humeyra diye seçmiştir.