İftar vaktinde yazayım istedim, o mübarek vakitte... Bilenler bilir o vaktin kıymetini. Kulun Rabbine en yakın olduğu demlerden biridir. O kutlu vakitlerde insan ne ister ki Rabbinden. Leziz yemeklerin başına gömüldüğümüzde aceleden dudaklarımızda akıp giden küçük, kısacık bir dua; Senin rızan için oruç tuttum senin nimetlerinle iftar ediyorum.

İftar vaktinde, iftar sofranda bir gariban da bulunuyorsa, deme keyfine. İman dolu göğsünden vücudunun her bir noktasına yayılan ulvi bir mutluluk... Seni başka diyarların insanı yapıverir. Oruçlu ağzınla koca bir gün geçirmişsin sıcakların altında. Yüzünde cennet cennet tebessümlerle adımlamışsın evim yolunu. Öylece selamlar vermişsin her adımda bir müslüman kardeşine.

Kapıyı çaldığında ağzı dualı eşin veya sevgi dolu çocuğun açmış. Bir selam da ona ikram etmişsin. Mutfaktan burnuna süzülen kokuları duyduğunda iltifat dolu sözleri saçılmış dudaklarından evin her bir noktasına. O leziz kokularla harmanlanmış bir demet iltifat dolu sözler mutlu kılmış ev halkını.

İftar sofrası, çeşit çeşit nimetler... "Allah'ım bunları bulamayanlar da var" diye düşünen birkaç düşünceli insanın uzanır eli nimetlere korka korka ve mahcup bir şekilde çiğner ağzında sonra yutkunarak yuvarlar birkaç lokmayı midesine.

İşte o sofraların kurulduğu evlerin birinde bu yazıyı yazmak isterdim. Şehrin tüm sokakları bomboş olduğu o vakitlerde yazmak isterdim bu yazıyı. Eş dostla birlikte, tüm ailenin bir arada olduğu o geniş ve kalabalık evlerde yazmak isterdim bu yazıyı.

Zira sokağın sessizliği ve kimsesizliği, evlerin coşkusu ve kalabalığınsa yazıma sinen her şey on bir ayın sultanı ramazan ayının ve bizi kötülüklere karşı tutan orucun tadı tuzu sinmiş olurdu o yazılara.

Sonra bir seher vaktinde yazmak isterdim bu yazıları. Herkesin uyuduğu o mübarek vakitlerde kullarının isteklerine icabet ettiğini beyan buyuran Rahmanın davet vakitlerinde yazmak isterdim. Camiye gitmeyi kendine prensip edinmiş ak sakallı ak saçlı amcaların, dedelerin hüküm ferma olduğu vakitlerde yazmak isterdim.

Rabbimde o vakitlerde yazmayı isteseydim acaba nasip eder miydi? Bu soruya hacet kalmadı zira saat 04.40 ta varlık sahnesine çıkmış bir yazının muhatabısınız. Ramazan ayının en büyük güzelliklerinden olan hatip yapmak için camiler eli Kur'an tutan genç ihtiyar, kadın erkek camileri doldurmuş.

Efendimizin (sav) , her ramazanda Cebrail (as) ile karşılıklı mukabele ile okunan Kerim kitap yine ellerimizde. Uykulu nazarlar, baygın bakışlar harflerin üzerinde arzı endam ediyor. Hatimler okunuyor, hatimler dinleniyor. İslam'ın konusu toplumun her yanına siniyor günün seher vaktinde.

Rahmanın katına kanatlanan ne güzel dualar vardır: Ya Rab, Müslümanlara yardım eyle, İslam'ın sancağını daim ali eyle, İslam için çalışan yöneticilerimizi istikametten ayırma, onlara Hak olanı yapmayı nasip eyle, Ya Rab, Müslümanlar üzerinde oyun oynayanların tuzaklarını başlarına geçir.

Ya Rab, şu mübarek ramazan ayından tövbeleri kabul olunmuş kullardan eyle...