İnegölspor'u her hafta kötü, kötü diye yazmaktan inanın sıkıldım. Ama işimiz bu. Madem İnegölspor'u değerlendireceğiz başka çaremiz de yok. Kötü de olsa yazacağız.

Kasımpaşa maçını bir kenara bırakalım. Zira denk kuvvetlerin mücadelesi değildi. Yine de ortaya konan mücadeleden memnun kaldık diyebilirim.

1461 Trabzon maçı İnegölspor'un hem 2 yıl öncesinin rövanşını alma hem de kötü oyun ve kötü gidişata dur deme anlamında önemliydi.

Fakat ne yazık ki rakibin 10 kişi kalması da bizi kendimize getirmedi.

Trabzon takımı 1.lige çıktıktan sonraki düşüşünü sürdürüyor. Bu yıl kümede kalma düşünceleri dışında bir hedefleri yok.

Oyun anlamında da sıradan, vasat bir ekip. Bu vasat ekibe karşı ortaya konan futbol İnegölspor'un geldiği noktayı çok güzel özetliyor.

Pazartesi akşamı İnegöl Online ekranlarında değerlendirdik. İnegölspor nereye gidiyor sorusuna cevap bulmaya çalıştık. Orada da dedim.

İnegölspor, deplasmanda hiç mağlup olmadı. 1 galibiyeti var, kalan 7 maçta beraberlik almış.

İç sahada ise 3 mağlubiyet almış. 3 de beraberliği var. Dış sahada istediğini büyük oranda almış ama iç sahada kaybı büyük.

Bunun temel sebebi, İnegölspor deplasmanda rakibi oynatmamayı başarıyor. Ama iş oynamaya gelince sıkıntı.

Doğal olarak kendi alanında kapanan, alan bırakmayan takımları açamıyor. Açmak için hareketli bir forvetin, çizgiyi iyi kullanan sağ ve sol açıkların, dikine oynamayı bilen orta sahaların lazım.

Doğal olarak orta çıkan sonuç 17 maçta 22 puan. Ne Osman Özdemir döneminde ne de İsmail Güldüren döneminde rahat izlediğimiz tek maç yok.

Oynadık ama olmadı diyeceğimiz kaç maç var?

Elimizdeki malzeme bu diyorsak; ya sabır diyelim bekleyelim bakalım ikinci yarıyı. Devre arası transferlerin hangi takıma ne katkısı olmuş tartışmalarına girmeden bekleyelim.

Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.