"Bu akşam saat 22.00 da zoom üzerinden yapacağımız sohbetimizin konusu; Allah'a muhabbetinizin en büyük göstergesi namaz ve namazın hayatımızdaki yeri ve sizlerin namaz hikayeleri olacak... Katılım sağlar ve anlatırsanız dinlemek isteriz...

Namazın hayatımıza getirdiği güzelliklerden bahsedelim bu akşam."

Mesajı WhatsAppta görünce bir an durakladı. Birkaç haftadır internet üzerinden katıldığı muhabbet ortamı, düşünce dünyasına ve gönül alemine iyi geldiğini hissediyordu. Lakin bu sefer konu biraz duraklattı. Namaz ciddi bir konuydu ve çok zamandır istemesine rağmen gününü, zamanı belirlenmiş beş vakte bölmeyi tamamlayamamıştı.

"Ayrıca, evinizdeki büyüklerin namaz konusundaki hikayelerini de anlatabilirsiniz" mesajı biraz daha düşündürdü kaleminden inciler dökülen liseli genç kızı.

WhatsApp'ta bir duyuru grubundan gelen mesaja karşılık bir mesaj gönderdi.

"Hocam bugün konuşacağınız konuyu da yazacak yani yayınlayacak mısınız?"

Her muhabbetin hülasasını gazetedeki köşesinden vecize gibi yazdığını bildiği için yazmıştı mesajı. Üstü örtülü olarak katılmayacağını ya da biraz da mahcup olacağı ihtimali ile köşe yazısından okumayı istediğini beyan eden bir mesajdı yazdığı.

Dönüt olarak "Biliyor musun bütün öğrencilerimin namaz kılmasını isterim... Onların tüm derslerden yüz puan almalarından çok daha fazla sevindirir beni. Ama sanırım namaz zor meslek" mesajı genç kızın gönlüne dokundu ve belli belirsiz hüzünleniverdi.

Namazın nasıl bir mahiyeti olduğu Kitabın ayetlerinden, Sevgilinin (sav) sözlerinden başlayarak anlatılmıştı. "Muhakkak ki namaz sizi kötülüklerden alıkor." "Vakitleri belirlenmiş bir ibadet olan namazı ikame ediniz... Namaza özellikle orta namaza dikkat ediniz, koruyunuz" gibi ilahi sözlerle temel atıldı. Sonra "Sizin dünyanızdan üç şey sevdirildi bana, biri gözümün nuru diye tarif olunan namaz... Her gazadan dönüşte kılınan iki rekat şükür namazı... Ezanın hemen ardından son bulan muhabbet ve kıyama durulan namaz..." Buna benzer nice hadis-i şerifler

Peygamberin dilinden dökülen mücevher gibiydi. Peşinden namazla ilgili kişisel menkıbeler başladı.

"Namaz savaşçısı kabul ediyorum kendimi dedi kır saçlı hatip. Namazın kavgasını veriyorum. Allah yeni yeni kapılar açıyor önüme. Mesela ilk namazlarımı hatırlıyorum annemin yani başında. Bensiz kıldığında sitem ediyorum rahmetliye. Sonra babamdan miras bildiğim cami cemaatine koşuşturmalar. İki kanatlı koca kapının ardındaki avluda, amcam ve oğlu bir tarafta babam ve ben bir tarafta abdest hazırlığı.. Amcam sağ sokaktan babam sol sokaktan çimen camiine gider yine ayrı köşelerde namaz kılarlardı.

Sevgili eşim de: "Ben en çok o avludaki namaz hazırlığına hayran oluyordum, çünkü babamda görmemişim bunu" derdi. Hala da sabah ve yatsı vakitlerinde camiye çıkışlarında teşvik dolu cümlelerle yol alırım. Namaz kılacaksın, bunun için camiye gideceksin, bir de arkadaşını davet edeceksin... Bu üç düğüm ile gönlünü namaza bağlamak gerekir.

İmam Hatip Lisesinde okurken kan kardeşim "Bugünlerde camiye gidemiyorum. Bir sabah gel, beni kaldır, bir sabah da ben gelip seni kaldırayım" demişti. Aylarca devam eden bir sabah programımız olmuştu.

Sonra Mısır'da yaşayan Minyeli Abdullah romanında yolculuk yaparken namaz kılmak için durdurulan otobüsler. Dini bir şevk, imanı bir lezzet, Rabbani bir sevginin en güzel kareleriydi.

Namazın nasıl kılınması gerektiği, ne tür faydası olduğunun bilinmesi sonraki iş... Namaz değil mi ki sevgili ile vuslattır. Değil mi onunla gönül gönüle muhabbettir... Ben Rabbimle konuşacağım zaman namaz kılarım, Rabbimin benimle konuşmasını istediğimde Kur'an okurum diyen ne kadar kısa özetlemiş.

Namaz hikayeleri ne kadar da çoktu. Derse geç kalan kızların hikayesi. Benim Adım Khan isimli filmdeki namaz sahnesi, Mim Kemal'in ilk kıldığım namaz ilk kıldırdığım namazdı cümlesini zikrettiği röportajdan etkilenme... gibi bir çok namaz hikayesi anlatıldı sohbetin ilerleyen demlerinde. Bitsin istenmiyordu ama biran durması mümkün olmayan vakit aniden ömrünü tüketti.