Günümüz insanlarına baktığımızda neden mutsuzlar? Çünkü iki şeyleri eksik. Birbirinden önemli iki şey: Güven ve kişisel tatmin. Kişisel tatmin dediğimiz şey kişinin elindekiyle yetinip mutlu olmayı bilmesi ve mutlu olmak için çaba sarf etmesi demektir. Aslında en basit şey kişisel tatmindir. Elinde olmayanı elde etmeye çalışmak değil, elinde olan ile mutlu olmaktır. Ne demişler: "Dünyanın en zengin insanı değerli olan her şeye sahip olan değil, elindekilerin değerini bilendir." Soruyorum:"Kişisel tatmin sizce çok zor muymuş?"

Şimdi gelelim güvene! Güven, iki insan arasındaki köprü gibidir. Bu köprünün temelleri ne kadar sağlam olursa yıkılması o kadar güç olacaktır. Şimdi diyebilirsiniz, mutluluk ile güvenin ne alakası var? Tüm mesele bu değil mi zaten? İnsanlar mutlu olmak için birilerine ihtiyaç duyuyor. Güvenmek zor bir şey değil aslında. Hayatınız boyunca insanlar tanıyorsunuz. Tanıdıkça insanları sevmeye başlıyorsunuz ve o kişilerin yanında olmak istiyorsunuz. Siz severken fark ediyorsunuz ki, aynı zamanda güvenmeye de başlamışsınız. Bunu, fark eder etmez içinizi bir korku sarıyor. Yarı yolda bırakılma korkusu... Daha siz yarı yolda bırakılma korkusunun düşüncesi ile bile yüzleşemezken, bu korkunun kendisi ile yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz. Çünkü ne de çok sevdiğiniz o kişinin çıkarları değişince davranışları da değişiyor. Zaten, bizler hep en sevip en güvendiğimiz kişiler yüzünden yarım değil miyiz şu hayatta? En çok sevip en çok güvendiğimiz insanlar yüzünden değil mi yaşadığımız güven kırıklıkları...

Hani metnimin başında demiştim: "İnsan birine güvenmeye, sığınmaya ve bir şeyler paylaşmaya ihtiyaç duyar."diye. Dürüst olmak gerekirse bu doğru değil. İnsan bir insana sığınıp, güvenmek yerine bir kitaba, bir müziğe, bir çizime de sığınabilir. Güven kırıklığı yaşamak veya yaşamamak... Bu sizlerin elinde olan bir şey. Hayatınız ile ilgili seçimleri siz yaparsınız. Bir seçimin sonucu bir kötü bir şey ile sonuçlanabilir. Bu sadece bir hatadır. Fakat sizler, yine buna benzer bir seçim yapıp farklı bir sonuç beklerseniz bu bir hata değil, bir karardır.

Mutlu olmak ve güven kırıklığı yaşamamak için kimseye güvenmeden ve kimseyi sevmeden yaşayamayız. İnsan, topluma ihtiyaç duyan bir varlıktır. Kendi kabuğuna çekilip kalbine ve beynine kulak tıkayamaz. Güveniniz kırıldığı için tonlarca sorun yaşıyor ve mutsuzluk içinde bulunuyor olabilirsiniz. Fakat güvenimiz kırılır düşüncesi ile korkmamalıyız da! Hayatın zorluklarına değin daima çaba sarf etmeli ve hiçbir zorluktan korkmamalıyız. Sevmekten, güvenmekten, kırılmaktan korkarak yaşamak veya yaşamamak. Bence bu ikisi arasında çok bir fark yok.

ÖZEL DEVRİM KOSOVA FEN LİSESİ

9/C SILA TOPUZ