Bayrampaşa deplasmanından 4-0?lık galibiyetle dönen bir takımın, ligin zayıf ekiplerinden Kırıkkale karşısında bu kadar zorlanacağını kimse tahmin etmiyordu. Muhtemelen maçı izlemeye gelenler bol gollü, rahat bir maç beklentisi içerisindeydi. Fakat oyun olarak sahada harika bir futbol varken, 3.bölgedeki etkisizlik, verimsizlik maçın seyrini de değiştirdi. Raif ve Mümin?in ağır saha şartlarında istediklerini bir türlü uygulayamaması nedeniyle farklı sona ermesi beklenen maç 1-0?la kapandı. Raif?e bir parantez açmamız gerekirse Raif takımın ritmini bozmamalı. Raif gibi yetenekli ve tecrübeli bir oyuncunun arkadaşlarına bu manada daha fazla destek olması gerekiyor. Raif ne kadar kötü oynasa da 90 dakika sahada tutulacak, son dakikaya kadar skoru değiştirebilecek bir oyuncu. Yapması gereken sadece arkadaşları gibi basit oynamak. Hepsi bu?

Şunu çok net ifade edeyim ki İnegölspor belki de sezon başından bu yana ilk kez bu kadar çok pas yapan, rakibi pas ile bunaltan bir noktadaydı. Orta alan verimsiz cümlelerini bu anlamda kabul etmek mümkün değil. İnegölspor orta sahası, pasa dayalı oyunda elinden gelenini fazlasını yaptı. -Kırşehir?in dirençli futbolunu es geçmeden- rakibiniz kendi alanında bekleyip alan kapatmak ve kontradan gol bulma isteğinden başka hücum anlamında bir şey yapmazken, daralan alanda bir de o saha koşullarında bu kadar pas yapabilmek İnegölspor?un bu zorlu yolculukta bize güven veren önemli bir özelliği.

Taşkın Güngör, oyuncularından öncelikle topa sahip olmayı istiyor. Top bende olacak diyor. Oyunun hızını ben kontrol edeceğim rakip beni izleyecek diyor. 3.ligde bunu başarabilmek kolay olay değil. Hele ki yeni kurduğunuz bir takımda? Yıllarca beraber oynamış aynı hocayla ilerlemiş takımlarda dahi bunu birkaç senede başaramıyorsunuz.

Ben Pazar günü büyük keyif aldım. Eğer İnegölspor, Kırıkkale maçını bir kontra golüyle kaybetseydi de bu ifadeleri yazardım. Skordan çok oyuna bakmak gerekiyor. Sahada mücadele eden, isteyen, bunun yanında futbolun pozitif yönlerini sahaya yansıtan bir ekip var. Bunu görmek gerekiyor. Şunu da eklemek gerekir ki bu takımın işi deplasmanda daha kolay. Kendi sahasında hücum oynayacak olan takımlara karşı İnegölspor daha fazla fırsat bulur ve çok daha farklı maçlar kazanır.

Yazımızı sonlandırırken 2 isme değinmeden geçmeyeceğim. Biri Caner. Taşkın Hoca?ya çok ama çok teşekkür etmeli. Dışarıdan gelen teknik adamlar altyapılarla çok ilgilenmezler. Ama hoca ona güvendi ve Caner de şu ana dek onun güvenini boşa çıkarmadı. Ama Caner hala olmadı, eksikleri var. Bunları da çalışarak kapatacak. İkinci isim Alişan. Ben onu şu an Gaziantepspor?da oynayan Şenol?un İnegölspor?daki ilk yıllarına benzetiyorum. Her geçen hafta üzerine bir şey koyuyor. İlk geldiğinde hücuma katkısı azken çalışarak o yönünü de ilerletiyor. Alişan da inşallah Şenol gibi üst liglerde kendine yer bulur. Sofu?ya da geçmiş olsun dileklerimizi ileterek bu haftadaki yazımızı sonlandıralım.