Üç
aylar içerisinde bereketin ve rahmetin bol olduğu mübarek gecelerimizden biri
de Miraç Gecesidir.Önümüzdeki Pazar gününü Pazartesiye bağlayan gece (25-Mayıs)
Mirac kandilidir. Miraç bir yükseliştir, bütün kötü duygulardan arınıp ter
temiz bir kulluğa, en yüce mertebeye yükseliştir. Resulüllah(sav)ın bu eşsiz
seyahatı, mucizelerin en büyüğüdür
. Miraç gecesi (mucizesi) Kurân-ı
Kerimde âyetlerle anlatılmış ve varlığı inkâr edilemeyecek bir şekilde ortaya
konmuştur. Bu yüce yolculuğun ilk bölümü olan Mescid-i Aksâya kadar ki kısım
Kurân-ı Kerim’de şöyle anlatılır:
“Âyetlerimizden
bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haramdan alıp
çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâya seyahat ettiren Allah, her türlü
noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla
görendir.” (İsra Suresi, 1)
Miraçın
ikinci bölümü de Mescid-i Aksâdan başlayarak semânın bütün tabakalarından geçer.
Sırasıyla yedi sema tabakalarında bulunan Hz. Adem(as), Hz. Yusuf(as), Hz. Yahya(as) ve Hz. Îsa(as), Hz. İdris(as),
Hz. Harun(as), Hz. Musa(as) ve Hz. İbrahim(as) gibi peygamberlerle görüştü,
Onlar kendisine “Hoş geldin” dediler, tebrik ettiler.
Miraç, Receb ayının 27. Gecesi Cenab-ı Hakkın daveti üzerine Cebrail (as)in rehberliğinde Peygamber Efendimiz (sav)
Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksâya, oradan da semaya, yüce âlemlere yükselmesidir.
Daha sonra Peygamberimiz (sav) Hz. Cebrailin rehberliğinde Cenneti, Cehennemi,
bütün âlemleri gezdi, gördü ve Mekkeye
döndü.
Sabah olunca Kabenin yanında Mekkelilere Miraçı anlattı. Onlar
Peygamberimizden delil istediler. Peygamberimiz (sav) de onlara yolda gördüğü
kafilelerinden haber verdi. Kureyşliler hemen kafileleri karşılamak için Mekke
dışına çıktılar. Gelenleri aynen Peygamberimizin (sav) haber verdiği gibi gördüler,
ama inatları iman etmelerine mani oldu.
Ama yine de Peygamberimizden üst üste Miraça çıktığına dair delil istediler.
Peygamberimiz (sav) Kudüse, Mescid-i Aksâya uğradığını anlatınca Kureyşliler,
“Bir ayda gidilebilen Bir yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir?” diye
itiraz ettiler, ardından da Mescid-i Aksâyı görmüş olanlar, “Mescid-i Aksâyı
bize anlatır mısın?” diye Peygamberimize soru yönelttiler.
Peygamberimiz
(sav) şöyle anlattı:
“Onların yalanlamalarından ve sorularından çok sıkıldım. Hatta o ana kadar öyle
bir sıkıntı hiç çekmemiştim. Derken Cenab-ı Hak birden Beytül-Makdisi bana
gösterdi. Ben de ona bakarak her şeyi birer birer tarif ettim. Hatta bana,
‘Beytül-Makdisin kaç kapısı var?’ diye sordular. Halbuki ben onun kapılarını
saymamıştım. Beytül-Makdis karşımda görününce ona bakmaya ve kapılarını teker
teker saymaya ve anlatmaya başladım.” Bunun üzerine müşrikler: “Vallahi dos
doğru tarif ettin” dediler, ama yine de iman etmediler. O esnada Hz. Ebû Bekir(ra)
çıkageldi, müşrikler durumu ona haber verdiler. Hz. Ebû Bekir(ra), “Eğer bu sözleri ondan duymuşsanız şeksiz
şüphesiz doğrudur” diyerek hemen tasdik etti ve bundan sonra Hz. Ebû Bekir(ra)
“Sıddîk,
tereddütsüz inanan” ünvanını aldı.
MİRAÇTA VERİLEN
HEDİYELER
Mirac
gecesinde Sevgili Peygamberimiz(sav)e 3 önemli hediye verildi.Bu hediyeler
şunlardır.
1-Allah’a şirk
(ortak) koşmayanların sonunda cennete gireceği müjdesi:
Mü’min
‘ULUHİYETTE’,’RUBUBİYETTE’ ve ‘UBUDİYETTE’ Allah’a ortak koşmaz.Yani Allah’tan
başka ilah yoktur,alemlerin Rabbi yalnızca Allah’tır ve Allah’tan başka hiçbir
kimseye ibadet yapılmaz.Böyle düşünen insan Allah’ı gerçek anlamda
sever.Allah’ı seven kişi Allah’ın yarattığı bütün mahlukatı da O’nun hatırı
için sever.Yani kendi çocuğunu sevdiği gibi başka çocukları da sever çünkü
biliyor ki hepsini yaratan Yaratıcı
birdir.Kendi bahçesindeki çiçeği sevip koruduğu gibi kırdaki çiçekleri de sever
çünkü bilir ki hepsi aynı kedretin eseridir.
2-Bakara
suresinin son iki ayeti.(Amenerresulu):
“Peygamber, Rabbinden kendisine
indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a,
meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “O’nun
peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler:
“İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş
yalnız sanadır.” (Bakara 285)
Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği
şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi
zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): “Ey Rabbimiz Unutur, ya da yanılırsak
bizi sorumlu tutma Ey Rabbimiz Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır
yük yükleme. Ey Rabbimiz Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme Bizi affet,
bizi bağışla, bize acı Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize
yardım et.”( Bakara 286).
3-Beş vakit Namaz:
Namaz
mü’minin miracıdır.Namaz dinin direğidir.Bütün ibadetler Cebrail(as)
vasıtasıyla indirilirken namaz direk emredilmiştir.Dolayısiyle mü’min namazdan
bıkmaz.Sabah uyanır uyanmaz sabah namazıyla Allah’ın kulu olduğunu
hatırlar,işine dalınca öğle namazı onu uyarır.biraz sonra ikindi namazıyla
kulluğunu hatırlar ,akşam eve giderken bu bilinçle akşamı kılar ve en sonunda
da Allah’a kul olduğunun şuuruyla yatsı namazını kılar ve öylece gününü anlamlı
bir şekilde bitirmiş olur.Böyle bir mü’min
İnşallah hüsranda da olmayan mü’mindir. Unutmayın namaz mü’minlere ağır
gelmez.
A.Vasih
DURAN