MİLYARLARINI SAMANLIĞA SAKLAMIŞ

Çocuktum. Büyük dedem
ölmüştü. Cenaze sonrası evi temizleniyordu. Halıların altından paralar
çıkmıştı. Saklanmış çok para vardı ama hepsi tedavülden kalkmıştı. Geçersiz,
kullanılmayan paralardı.

Buna benzer bir olay Mustafakemalpaşa?ya bağlı Yeşilova Beldesi?nde
yaşanmış. Çiftçilik yapan Kadir Kozluca,
16 yıl
önce ölen

babasının eşyalarını karıştırırken, 1974 yılında babası İsmail Kozluca adına
kesilen 70 bin liralık bir çek bulmuş.

38 yıl
sonra eline geçen çekle birlikte bankaya gitmiş ancak çeki tahsil edememiş. Sormaya, araştırmaya
devam ediyor. ?Babam çok titiz bir insandı. Yaptığı alışverişi annem
dahil kimseye söylemez, biz de soramazdık diyor.

Çıkarılacak
ders: Öleceğiz ve tedavülden kalkacağız. Her şeyimiz başkasına kalacak ve işe
yararsa varislerimiz tarafından kullanılıp harcanacak. Bir gün öleceğimizi
düşünerek yaşayalım ve ona göre kazanıp biriktirelim. Saklıyorsun ya parayı, ne
zamana kadar saklayacaksın?

Diğer ders: Mutlaka
alışverişlerimiz, gelir giderlerimiz, alacak vereceklerimiz, özellikle
borçlarımız kayıt altında olmalı. Çünkü cenazeye önce borcu sorulur. Ölen
insanın arkasından yapılacak ilk iş: borcunu ödemektir. Bu yüzden muhasebemizi
bilen yakınlarımız olmalı.

Bu haberin
devamında ibretlik başka bir haber paylaşayım.

Bursanın Orhangazi
ilçesinde çakmakla oynayan 8 yaşındaki bir çocuk, babasının samanlığa sakladığı
100 bin liranın yanmasına sebep olmuş.

Yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürülürken
samanlık sahibi Hakkı Ü. gözyaşlarını tutamamış.

Yangın söndürüldükten sonra yakınlarının teselli
ettiği Hakkı Ü, bütün birikimi olan 100 bin liranın yanan samanlıkta olduğunu
söylemiş. Kısa bir süre önce hayvan satmış ve güvenli yer düşüncesi ile
parasını samanlığa saklamış.

NAZAR ETME NE OLUR, ÇALARSAN SENİN DE OLUR

1 Temmuz?da yürürlüğe giren yeni
Türk Ticaret Kanunu kapsamında arabalara yazılan yazılar yasaklandı. Artık kamyoncular,
araçlarına duygu ve düşüncelerini yansıttıkları yazıları yazamayacak.

?Kuzu kurdun, yol Ford?un?, ?Dillerdeyiz köylü
güzeli?, ?Hayat biter yol bitmez, ?Gaz, fren, şanzıman, halimiz duman?, ?Yalnız
kovboy?, ?Asiller şımarmaz güzelim?,?Kaderimse çekerim?, ?Baba yorgun, dalaşma?

Bunlar gibi pek çok kamyonda görülen, sürücülerin
ruh halini yansıtan, yazılar tarih
oluyor.

Böylece ?kamyoncunun edebiyat sayfası? kapanmış
oluyor. Artık kamyoncular duygu ve düşüncelerini kamyonundan sökecek, gönlünde
taşıyacak.


Yasak sonrası
ilk ceza alan kamyoncunun haberini paylaşalım.


Kahramanmaraşta kamyonetinin
önünde, Nazar etme ne olur, çalarsan senin de olur yazan sürücü, Asayiş
Büro ekipleri tarafından gözaltına alındı.


İhbar üzerine
Asayiş Büro Amirliği ekipleri, aracı tespit ederek durdurmuş. Plakası yok.
Ruhsatı yok. Bu eksiklere trafik cezaları uygulanmış.


Ancak aracın önündeki yazıyı gören polis, sürücü M.Tyi gözaltına alarak,
Suça teşvik iddiasıyla adliyeye sevk etmiş.

Muhtemel
sorulan ilk soru şudur: sen bu kamyonu çaldın mı? Öyle ya: mesaj ortada.
Üstelik ne plakası var, ne de ruhsatı?

K.KERİM?DE İSMİ GEÇEN
MEYVE VE SEBZELER

K.Kerim bir hayat kitabıdır. İnsan için gelmiştir.
K.Kerim?de hayata dair ne gerekiyorsa vardır.

Bunun gibi K.Kerim?de meyve ve sebzelerden de
bahsedilmektedir. Bunların isimlerinin K.Kerim?de zikredilmesinin hikmetleri
var. En başta bitkilerin şifa yönünü dikkate almak gerekiyor.

Kainatın, her an açık olan eczanesinde
yerleştirilmiş ve sunulmuş olan her bir bitki mutlaka bir hastalığa şifadır.
Ölümden ve yaşlılıktan başka her derdin bir devası var.

Dünya Tıp otoriteleri, artık bilinen ilaçlardan vazgeçip,
şifalı bitkilerin sırlarını çözmeye yönelmiş bulunuyor.

İbn-i Haldun, Mukaddime?sinde iklim ve bitki
örtüsünün insan üzerinde önemli bir etken olduğunu belirtmiştir.

Öyleyse sağlıklı yaşamayı isteyen her insan,
bulunduğu coğrafyada, yaşadığı iklimle yetişen sebze ve meyvelerle
beslenmelidir.



İşte Kur?an-ı Kerim?de ismi geçen
sebze ve meyveler:

1-
Üzüm:
(İsra sûresi /91)

2-
İncir: (Tin sûresi / 1)

3- Kiraz ağacı: (Sebe sûresi / 16) (Vâkıa
sûresi / 28)

4- Reyhan: (Rahman sûresi / 12) (Vâkıa
sûresi / 89)

5- Soğan: (Bakara sûresi / 61)

6- Zeytin: (En?am sûresi / 99) (Tin sûresi / 1)

7- Sarımsak: (Bakara sûresi / 61)

8- Hurma: (Nahl sûresi / 11) (Yasin sûresi / 34)

9- Nar: (En?am sûresi / 99) (En?an sûresi / 141)

10- Taze hurma: (Meryem sûresi / 25)

11- Muz:(Vâkıa sûresi / 29)

12- Mercimek (Bakara sûresi / 61)

13- Acur: (Bakara sûresi / 61)

14- Kabak: (Sâffât sûresi / 146)

15- Hardal: (Enbiyâ sûresi / 47) (Lokman sûresi / 16)

16- Zencefil: (İnsan sûresi / 17)

17- Başak: (Bakara sûresi / 161) (Yusuf sûresi / 47)

18- Ilgın: (Sebe sûresi / 16)





ACI VE
KEDERİ YOK EDEN BÜYÜ?

Biricik oğlunu kaybetmiştir. Hayatta başka varlığı
yoktur. Üzüntü ve gözyaşı ile Bilgine gider.
Hangi duaları etsem, hangi büyüleri, sihirleri yapsam oğlumu bana geri
getirir? diye sorar.

Bilgin bakar ki teselli etmek çare değil. Nasihat
etse faydası yok. Bir şey yapmadan geri çevirmek te olmaz. Bana asla acı
tatmamış bir evden, bir tane hardal tohumu getir. Onu, senin yaşamından acıyı
yok etmek için kullanacağız der.

Kadının acılı yüreğine bir umut doğar. Heyecanla
bu büyülü tohumu aramaya başlar. Çok güzel, kocaman bir evin önüne gelir ve
kapıyı çalar. Asla acı yaşamamış bir ev arıyorum. Burası öyle bir yer mi? Bu
benim için çok önemli diye sorar.

Onu içeri alırlar ve sen yanlış yerdesin diye
söze başlarlar. Acı üstüne acı koyarlar. Tüm üzüntü ve kederlerini onunla
paylaşırlar. Kadın onların acılarını duydukça kendi acısını unutur. Bunlar benden daha dertli, Allah
yardımcıları olsun? diye düşünür..

Her şeye rağmen arayışına devam eder. Acısı ve
derdi olmayan insanlar arar. Ama nereye gitse, kime sorsa, her birinden acı
dolu bin bir hikaye duyar. Bir dokunur bin ah işitir. İnsanların acı ve
kederlerini paylaştıkça üzüntüsü azalır. insanların acılarını paylaşma işine
öylesine kendini kaptırır ki ; neredeyse oğlunun acısını unutur. Hardal
tohumunu aramayı da bırakmıştır artık.

Öğrenir ki; hayat bir imtihandır. Her bir insanın
kendine ait bir acısı ve kederi mutlaka vardır. Hayat acı ve tatlısı ile
yaşanır. Öğrenir ki: paylaşanlar ve yardımlaşanlar, acı ve kederi yok eden
sihre sahip olurlar.

ARTİSTLİK YAPMAYIN, FİLİM
ÇEVİRMEYİN?



1. Size akıl danışılmadıkça öğüt vermeyin.

2. Durumunuzdan sürekli yakınıp durmayın. Kimse sizin ağlama
duvarınız değildir.


3. Konuşmanın tadını kaçırmayın. Aksi halde çok şey kaçırırsınız.

4. Gereksiz yere zıtlık yapmayın.Gerekli yere de zıtlık yapmayın.

5. Adil davranın. Dürüst olun.Öncelikle kendinize karşı.

6. Her yerde ve her zaman sözcülük görevini üstlenmeyin. Bunun yerine
Avukatlık yapmanızı öneririz.


7. Böbürlenmeyin. Kibirlenmeyin. Bu sıfat fanilere göre değildir.

8. Başkalarının canını sıkacak esprilerden kaçının. Boşuna uğraşmayın
Opet reklamını Cem YILMAZ kaptı.


9. İnsanları terslemeyin. Haddinizi bilin.Yoksa biri çıkar bildirir.
Neye uğradığını bilemezsin.

10. Ölü gibi durmaktan vazgeçin. Tabi cenaze töreninde değilseniz.

11. Ya Olduğunuz gibi görünün. Ya da sizden adam olmaz, bunu iyi bilin.


12. Önyargılarınızı açığa vurmayın. Gizli de tutmayın. Önyargılarınızı
geri dönüşüm kutusuna atın.


13. Yüksekten atmayın. Alçaktan da atmayın. Doğru ve gerçekçi olun
yeter.

14. Herkesin işine burnunuzu sokmayın. Aksi halde işten atılan sadece
burnunuz olmaz.


15. Üstünlük sağlamaya çalışmayın. Bunun mümkün olmadığını
öğrendiğinizde iş işten geçmiş olabilir.





TELEFONDA BEKLENEN SEVGİLİ

Telefonda hemen hemen her gün, kim bilir kaç kez kullandığımız
Alo sözcüğü, gerçekte bir sevgilinin kısaltılmış adıdır. Sevgilinin tam adı
Allessandra Lolita Oswaldodur. Bu sevimli genç kız, telefonu icat eden, A.
Graham Bellin nışanlısıdır. Graham Bell telefonu icat edince ilk hattı
nişanlısının evine çekmişti. Atölyesinde telefon çalınca arayanın Allessandra
Lolita Oswaldodan başkası olamayacağını bildiğinden Graham Bell, telefonu açar
açmaz Allessandra Lolita Oswaldo diyordu. Bell, zamanla nişanlısına, adını
kısaltarak hitap etmeye başladı ve telefonu her açışında onu Ale Lolos diye
karşıladı.

Çalışmaları uzadıkça Graham Bell, sevgilisinin adını daha
da kısalttı ve iki heceli bir ad buldu. Bu kısa ad Alo idi. Allessandra
Lolita Oswaldo, tüm kente yaymaya
çalıştığı telefondan başka bir şey düşünmeyen sevgilisinin, bitmek tükenmek
bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca Graham Belli telefonuyla baş
başa bırakıp onu terk etti.

Gönlü yaralı Bell, nişanlısının bir gün onu arayacağı umuduyla
telefonun başından hiç ayrılmadı. Kentte çekilen telefon hatlarının sayısı da
giderek artmaya başlamıştı. Graham
Belli artık başka kişiler de arıyordu. Fakat o, telefonun her çalışında
kendisini sevgilisinin aradığını sanarak telefonunu Alo diyerek açıyor ve
artık herkese Alo diyordu.

O günlerde hemen herkes telefonu açtıklarında Graham
Bellin anısına saygı olarak Alo demeye başladı. O gün bu gündür telefon
konuşmalarında ?ALO? diyoruz ve farkında
olmadan kırık bir aşk hikayesinin beklenen sevgilisini zikrediyoruz.





BANYODAKİ HAVLULAR NEDEN
ÇABUK KOKUYOR?

Banyodaki havlular yıkanıldıktan
sonra, yani vücudumuz tertemiz iken kullanılır
ve sadece vücudumuza değerler. Buna rağmen birkaç gün içinde
bu havlular kokmaya başlarlar. Neden acaba?

Bunun
sebebi vücudumuz de
ğil vücudumuzdaki ölü deri
hücreleridir.
İstediğimiz
kadar bol su ve sabunla y
ıkanalım,
su ile birlikte kirlerin ve bakterilerin gitti
ğini
zannedelim, yine de vücudumuz üstünde ölü deri hücreleri kal
ır
ve kurulan
ırken bunlar havluya geçer.

Bundan sonraki sorun
havalandırmadır.
Zaten havası devamlı nemli
olan banyolar küflenme için ideal ortamlardır.
Bu nedenle banyoları yıkanma
sırasında
değil de az sonra açıp
havalandırmak gerekmektedir. Aksi takdirde havluya sinmiş deri
hücreleri süratle kokuşmaya başlarlar.

Ellerimizi
y
ıkadığımızda
sabunun görevi derimiz üzerindeki bakterileri gev
şetmektir.
Ellerimizi bir havlu ile kurulad
ığımızda
bu gev
şemiş bakteriler
de havluya geçer. Dolay
ısıyla
ellerimizi sabunla y
ıkadıktan
sonra kurulamadan
ıslak bırakmanın
temizlik bak
ımından
pek faydas
ı yoktur.

.

KIYAMET ÇOK YAKIN?

Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v)
buyurdular ki: ?Üç şey kıyamet alâmetidir:

1- Mamur yerler yıkılır, harap yerler
imar edilir.

2- iyi şeyler ,kötülük sayılır; kötülükler
de iyilik sayılır.

3- Emanete hıyanet edilir.?

HASBİHAL:

Nasrettin Hoca?ya, ?Kıyamet ,ne zaman
kopacak hocam?? diye sormuşlar. Hoca; ?Onu bilemem ama? demiş, ?Ben öldüğüm
zaman büyük kıyamet kopacak,hatun öldüğü zaman da küçük kıyamet,ben bunu
biliyorum? diye eklemiş.

Kıyamet?Dünyanın sonu?Kıyamet günü
geldiğinde evrendeki düzen bozulur,her şey alt üst olur.Önce tüm alemde ölüm ve
yıkım yaşanır. Ardından kıyam başlar. Tüm ölüler dirilir,tüm varlıklar yeniden
ayağa kalkar. Tabiri caizse; bu büyük kıyamettir. Bir de küçük kıyamet
vardır.İnsanın kıyameti? İnsan öldüğünde kıyameti kopmuş olur aslında.
Sevdiklerimizi kaybetmemiz de bir ölçüde kıyamet değil midir bizim için?
Kıyamet ne kadar yakın değil mi?

Kıyametin ne zaman kopacağını soranlara
Efendimiz,başka bir soru ile cevap vermişler: ?Kıyamet için ne hazırladın??
Büyük bir deprem ne zaman olacak, sorusundan çok, deprem için ne gibi önlemler
alıyoruz, sorusu da bu açıdan çok önemli.

Güneş kararıp sönecek, can Yıldızlar üzerimize
düşecek. Dağlar yerinden oynayıp devrilecek can,toprak ayağa kalkacak. Sular
kaynayıp yanacak can,alemi sarsıntı ve yıkıntı alacak.Ve sorulacak her cana:
?Allah için ne yaptın??

ÇİN ATASÖZLERİ

1- Kızarmış
balığın ağzına gelmesini bekleyen çok bekleyecektir.

(Hazırcılık yok.Tembellik yok. Kalk,
çalış. Kazan,hak et.)



2-Oturarak
yapabileceğin hiçbir şeyi ayakta, yatarak yapabileceğin hiçbir şeyi oturarak yapma.

(Her işin bir usulü var. Başarı
istiyorsan bunlara uyacaksın)



3-Öfkeli
iken asla yola çıkma.

(Öfke ile yola çıkan, yolunu
şaşırır.)



4-Rüzgar
yoksa dalga da yoktur.

(Sebepsiz, nedensiz bir şey
olmaz. Her şeyin bir bedeli var.Sebep olmadan sonuç olmaz.)



5-Bir
kere kaplanın sırtına bindin mi inmek zordur.

(Ya yapmayacaksın ya da sonucuna
katlanacaksın)



6-Kimse
boğulma ihtimalinden dolayı yemek yemeyi bırakmaz
.

(Risk almaktan korkma. Risk
alınmadan başarı elde edilemez.)



7-Bir
köpek bir şeye havlar, diğerleri de ona.

( Ne köpek ol, ne de köpeklik
yapan ol. Ne söylediğini,ne yaptığını,kiminle beraber hareket ettiğini iyi bil)



8-Aşırı
kalabalık tavuk kümesi, normalden az yumurta üretir.

(Az olsun,öz olsun. Kalabalık
değil kalite olsun. İş yerinde İhtiyaç
analizi, görevlendirme, yetki ve sorumluluk yoksa o kurumun tavuk kümesinden
farkı yoktur.)

MUTLULUK NERDEDİR?

İnsanoğlu mutluluğun kıymetini
bilmiyormuş, hep hor kullanıyormuş... Hep şikayetçi hep bıkkınmış...

Bir gün melekler mutluluğu saklamaya
karar vermişler. Saklayalım, zor bulsunlar . Zor buldukları için belki
kıymetini bilirler diyerek başlamışlar tartışmaya. Sorun büyükmüş. Mutluluğu
saklamak kolay değilmiş.

Kimisi Everestin tepesine
saklayalım demiş, kimisi Atlas
Okyanusunun dibine demiş. Taç Mahalin kubbesi, Mekke sokakları, İtalyan
sofrası, bir hastanenin yeni doğan odası, dondurma külahı, lale bahçesi...Pek
çok yer düşünmüşler ama hiçbiri yeterince zor gelmemiş...Derken meleklerden
biri İÇLERİNE SAKLAYALIM demiş. Kimsenin aklına gelmez içine bakmak

İşte o gün bugündür mutluluk insanın
kendi içinde saklıymış...Can mutluluğu soruyordun ya, nerdedir diye? Cevabını
yine sen buldun. Mutluluk insanın içinde
saklıymış değil mi ?

Hiçbir mutluluk kolay gelmiyor. Kolay
kolay gülmüyor insanın yüzüne... Emekte ve insanın içinde saklı mutluluk. Ne
başkasının ekmeğinde , ne başkasının evinde, ne de başka bir şeyde......





TELEFONDA
NEZAKETE DAVET

Maalesef çoğumuz cep telefonu kullanmayı ve telefonda konuşma adabını
bilmiyoruz. En önemli iletişim araçlarından biri olan telefonla konuşmayı çok
sıradan bir işmiş gibi görüyoruz.

Halbuki her birimiz kendi telefonumuzun Dj-spikeriyiz
. Düşünün ki; Bu da bizim radyomuz ve yayın yapıyoruz. İşte telefonda
konuşmanın adabı:

1. Her
konuşmada olduğu gibi selam ve tebessüm ile söze başlayın.

2. Telefonda önce kendinizi tanıtın. Kimse tanımadığı birine kapıyı
açmak istemez.

3.
Kendinizi tanıttıktan sonra kimi aradığınızı söyleyin.

4.
Lafı fazla uzatmadan arama sebebinizi açıklayın.

5. Ahizenin içine doğru konuşun.

6. Telefonda konuşurken bir şey yemeyin.

7. Telefonda gürültü yapmayın. Argo ve küfüre dikkat edin.

8. İletişimin ?Altın Kuralını? unutmayın: Karşınızdakinin sözünü
kesmeyin.

9. Düşünceli davranın. Lafı gereksiz yere uzatmayın.

10. Arada bir şeyler söyleyerek dinlediğinizi belli edin.

11. Çevrenizdekilerin konuşmanızı bölmelerine göz yummayın.

12. Dikkatinizi dağıtmayın.

13. Karsınızdakilere konuşma fırsatı tanıyın.

14. Sesinizin tonunun karşınızdaki insan için çok önemli olduğunu unutmayın.