Miili takımımızın gurur verici başarısını,şanlı ordumuzun zaferlerini duyduğunda tüyleri diken diken olan insanların yüreklerinin vatan sevgisi ile dolu olduğunu söylemek abartı olmaz sanırım.

Türkiye, 2002 Dünya Kupası'nda son 16 turunda karşılaştığı ev sahibi Japonya'nın ardından diğer ev sahibi Güney Kore'yle de dünya üçüncülüğü maçında karşı karşıya geldi. Daegu kentinde 63 bin 483 seyircinin izlediği maçta milliler, sahadan 3-2 galip ayrılıp, dünya üçüncülüğüne ulaştı.Bu maçı dün gibi hatırlıyorum.O zaman Bursa'da çalışıyordum.Maçın sonucu ilan edilir edilmez.Binlerce kişi Bursa Atatürk Stadyumunun önünde toplanmıştı.Eline Türk Bayrağını kapan gelmişti.Burada toplanan insanlar ellerinde Türk Bayrakları ile Heykele kadar yürümüştü.Yer gök Türkiye Türkiye sloganları ile inliyordu.

Millilerimiz dünya kupası elemelerinde önce Hollanda'yı sonra da Norveç'i yendiler.Ülkem adına güzel bir başarı.Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.Ancak facebook ve instagram paylaşımlarına baktığımızda gençlerde aynı ilgi ve heyecanı göremedim.Gurur verici başarımızı hep belli yaşın üstedeki kişilerin paylaşımında gördüm.Kendi kendime bu böyle olmamalıydı diye içimden düşündüm.Acaba bayrak sevgisi,vatan sevgisi öğrencilere yeterince aşılanamıyor mu? Diye sorguladım.

Yine İlçemizde İnegöl İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak Cumhuriyetin 75.yıl kutlamalarını gerçekleştirmiştik.O zamanki Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Ali Bekiç ile 400 kişilik ilçe okul bandosu kurucusu ve sorumlusu İnegöl İmam-Hatip Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni Abbas Ay yönetimindeki Fener Alayına binlerce İnegöllü vatandaşımız katılmıştı.Milli duygu ve milli gurur adına güzel bir tabloydu.Yürüyüş sırasında o zamanki öğretmen evi terasından atılan havai fişeklerle gökyüzü aydınlatılmıştı. Galiba böyle tabloları ve kutlamaları özledik sanırım.

İlkokul 1.sınıfta iken İlkokul öğretmenimiz Hulusi Günay(Rahmetli oldu.Mekanı cennet olsun.)bize İstiklal Marşı söylenirken sizi arı da soksa kıpırdamayacaksınız,derdi.Aradan yıllar geçmesine rağmen bu sözler unutulacak gibi değil.Öğretmenlik böyle bir şey.Eğittiğin kişilerde iz bırakmayı becerebileksin.Şimdiki duygu yoksunluğunu ben eğitime bağlıyorum.Bir yerde bir şeyler yanlış gidiyor gibi geliyor bana.Bu konuda tüm toplumun ortak paydada buluşabileceği bir eğitim seferberliğine ihtiyaç var.

Her milli bayram öncesi öğretmenlerimiz bize hatırlatmalar yapardı.Bugün eve gittiğinizde evde bayrak var mı yok mu araştırın derdi.Yoksa hemen en yakın kırtasiyeciden bir bayrak alarak akşamdan ve bayram sabahı evinizin uygun yerine dışardan herkesin görebileceği şekilde asın derdi.Bizler de öyle yapardık.Bayram sabahları yer gök bayrak olurdu.

Bir de hemen hemen her okulun bir iyi kötü bando takımı olurdu.Tören yürüyüşüne tüm okullar katılırdı.Bayram sabahı tüm aralıklarda bando takımlarının sesleri duyulurdu.Bando takımları birer birer yok oldu.Bunlar yeniden hayata geçirilemez mi?Milli duygu,milli ruh böyle günlerde aşılanmaz mı?Temsili öğrencilerin ve temsili okulların katıldığı törenlerle öğrencilerimize milli duygu ve ruhu aşılayamayız diye düşünüyorum.Acaba yanılıyor muyum?

Öğrencilerimize ve gençlerimize milli ruhu,milli duyguyu,vatan ve bayrak sevgisini aşılamalıyız.Vatan uğruna ölümün bile seve seve göze alınabileceği hissiyatını verebilmeliyiz.40 yılı aşmış bir eğitimci olarak böyle düşünüyorum.Milli Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı'na,valiliklere ve halkımızı mecliste temsil eden siyasilere büyük görev düştüğü kanısındayım.Bu konuda çok şeyler yapılabilir.Bir öneri benden.Eğitim hayatı boyunca her öğrencinin Çanakkale'yi gezmesi sağlanabilir.Buna benzer güzel projeler üretilebilir.Milli benlik,tarihine,kültürüne,zaferlerine sahip çıkmak;vatanını ve devletini sevmek demektir.Atatürk'ün deyişiyle Bilelim ki Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.Fakat bu konuda asla karamsar değilim.Ülkemin gençlerine güvenim tamdır.Bizleri güzel yarınların beklediğine inanıyorum. Sağlıcakla kalın