İnegöl coğrafyası,Anadolu Yarım Adası' nın kuzeybatısında ve Marmara Bölgesi'nde yer almış bulunmaktadır. Bu coğrafi bölgenin doğu yöresinde doğu-batı istikametinde 24 kilometre uzayan ve en geniş yerinde eni, 9 kilometre olan dışa kapalı bir ova vardır.

Bu ovayı, güneyden Uludağ ve Domaniç dağları çevirirken kuzeyden de eski devirlerde "Cebel-i Ermeniyye" adıyla anılan "Ahi Dağı", çevirmektedir. Adı geçen dağ silsileleri, ovanın doğu cihetinde "Sınır Beli veya Mezit Boğazı" adı verilen uzun ve de derin bir vadi ile yek diğerinden ayrılırken batı cihetinde de "Ulular Derbendi veya Kazancı Eşiği" adı verilen bir üst geçit ile yek diğerinden ayrılmış bulunmaktadır.

Uludağ ve Domaniç dağlarından debisi yüksek ve de yaz-kış suyu hiç kesilmeyen dereler, İnegöl Ovası'na inerken Ahi Dağı'ndan da debisi çok düşük, hatta yaz mevsiminde zaman zaman suyu tamamen kesilen derelerin suları da kış mevsiminde İnegöl Ovası'na inmektedir.

Ova tabanında buluşan bu dere suları, İnegöl Ovasının zemini, güney doğudan kuzey batıya doğru eğim yaparak alçaldığı için sözü edilen tüm bu derelerin suları, "Hamzabey Boğazı" veya "Ermeni Beli" adı verilen derin taban vadiye doğru akar ve Boğazköy yakınında buluşarak Yenişehir Ovası'na geçer. Boğazköy'den sonra da "Göksu " adını alarak bir baştan bir başa Yenişehir Ovası'nı geçer ve Köprühisar adı verilen yerde Sakarya Nehri ile buluşur.

Bu akar sular, İnegöl Ovası'na indiklerinde kot farkı düşüklüğünden dolayı hemen Yenişehir Ovası'na geçemez; Karadere ve Hamzabey boğazlarından geri teperek İnegöl Ovası'na doğru toprak altından geri döner. Bu sebepten İnegöl Ovası, geçmiş asırlarda yaz mevsimi dışında, senenin üç mevsiminde ya göl veya bataklık halinde bulunmuştur.

"Su Kesimi" diye ifade olunan ve Deydinler Köyü merkez olmak üzere; Deydinker Köyü'nü İnegöl Kasabası'na ve yine Deydinler Köyü'nü Kınık Köyü'ne bağlayan farazi ve sanal bir hat üzerindeki yol güzergahı, "Su Kesişim Hattı" dır.

Domaniç dağlarından gele bütün Yörük yolları, bu hat üzerinden gelerek İnegöl Kasaba merkezine ulaşır. Bu güzergahın dışında İnegöl Ovası' nda çevreyi merkeze bağlayan başka tabii bir yol güzergahı yoktur.

Bu nedenle İnegöl coğrafyasında ilk yerleşim yeri olan köyler, ağırlıklı olarak, İnegöl Ovası'nın kenarına tespih tanesi gibi dizilmişlerdir. Söz gelimi: Kurşunlu - KüçükYenice - Eymür - Süpürtü - Kulacahisar - Kozulca-Adabini - Akhisar - Karalar - Akıncılar - Yenice - Edebey -Cerrah-Hocaköy- İsaören- Derydinler - Ortaköy - Hamamlı - Çitli - Kınık ve Özlüce gibi....

Bütün bu yerleşim merkezi köyler, bir tespih tanesi şeklinde İnegöl Ovası'nın çevresine yerleşmiştir. Arazilerinin bir kısmı, kırsal alanda diğer bir kısmı ise İnegöl Ovası'nda yer almıştır. İnegöl Ovası üzerinde yer alan köyler ise ya pirinçliktir veya "Hara" adı verilen su sığırlığıdır. Söz gelimi: Alibey Köyü-Bilal Köyü- Şıbalı Köyü-Çeltikçi Köyü bunlardandır. Hasanpaşa ve Mesudiye (şimdi mahalle olmuştur) köyleri de göçmen köyleridir ki halk arasında "93 Muharebesi" adı verilen 1876-77 Türk-Rus Savaşı sonrasında devletçe bu yörelere getirilip iskan edilmişlerdir.

İsimleri zikredilen bu köylerin hepsi, üzerlerinde "Honta veya Hızır Körüsü" adı verilen köprülerin bulunduğu "Sırt Yollar" dan geçilerek İnegöl Kasaba merkezine ulaşmışlardır. 1930'lu yıllara kadar Domaiç, nahiye statüsünde, İnegöl'e bağlı bir yerleşim merkezi olduğundan onlar, Domaniç Derbendi'ni aşarak ve de yürük yollarını kullanarak Ortaköy - Deydinler Köyü üzerinden İnegöl Kasaba merkezine ulaşmışlardır. Kurşunlu istikametinden gelenler de "Ulu-Yol" tabir edilen Kurşunlu-Kulacahisar-Zındancık veya Kulacahisar-Kozulca Köyü yollarını izleyerek İnegöl Kasaba merkezine ulaşmışlardır. (DEVAM EDECEK)

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR